ın soruşturma sırasındaki ifadesinde yurtta yaptığı elektrik ve suç işine karşılık çekin sanık tarafından kendisine verildiğini beyan ettiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesinde " Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir." şeklindeki düzenleme karşısında; 0022853 sayılı çekteki ciro yazı ve imzasının ... eli ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra ciro işleminin onun eli ürünü olduğunun ve sahtelik bulunmadığının tespit edilmesi halinde, sahteliğin tespit edildiği diğer iki adet çekin sanık tarafından ...'a aynı anda verilmiş olması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulama yeri bulunmayacağı gözetilerek hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile suça konu üç çekteki ciro işlemlerin de sahte olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, 2-Kabule göre de; T.C....
ile değişik 5271 sayılı CMK’nun 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraz yasa yoluna tabi olduğu cihetle, Cumhuriyet savcısının vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, vaki istemin itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının merciince karara bağlanmak üzere mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, II- Cumhuriyet savcısının “resmi belgede sahtecilik ve mühürde sahtecilik” suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı ve 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılmasının gerekmesi, 31.03.2008 tarihli ekspertiz raporunda suça konu motorlu araç trafik belgeleri incelenerek muayene bölümlerindeki sahteliğin...
Hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiş; Dairemizce "....Muvafakatnamedeki imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de, bu sahteliğin, davalı koca, kredi borçlusu veya banka yetkilisi tarafından ortaklaşa yapıldığına veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde gerçekleştiğine ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davacı bunun böyle olduğuna ilişkin bir delil getirmemiştir. Bu durumda banka iyi niyetlidir. Tapu kütüğünde konutun "aile konutu" olduğuna ilişkin bir şerh de olmadığına göre, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi gereğince bankanın kazanımı korunmalıdır. Davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulü doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuştur. Davacı karar düzeltme talep ederek muvafakatnamedeki imzanın sahteliğini banka yetkilisinin bilgisi dahilinde olduğu ve basiretli tacir gibi davranmadığından bahisle bozma kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; ... hizmeti sunucusu olan davacının, genel ... sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere ... hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum ... kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti yapmak ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava dışı ... Uzunoğulları'nın kendisi tarafından düzenlenmiş sahte tıbbi belgelerle davacı hastanenin acil servisinde tedavi uygulandığı, kimlik kontrolü yapılmış olsa idi sahteliğin tespit edilebileceği, bunun için bir uzmanlığa gerek olmadığı, 3. kişilerin sahte nüfus cüzdanı kullanarak davacı kurum çalışanlarının iradelerinin sakatlanmasına da yol açmadıkları ve davacı kurumun kimlik kontrol etme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davalı ... zarara uğrattığı tüm dosya kapsamı ile sabittir....
Noterliğinin 22635 yevmiye nolu 24/11/2009 tarihli vekaletnamesi ile davacı adına velayeten kendi şahsını vekil olarak tayin ettiğini, ancak işbu vekaletnamenin usulüne uygun olarak düzenlenmediğinden, vekaletnamenin sahteliğinin geçersizliğinin tespiti talep ettiklerini, sahteliğin tespitini talep ettikleri vekaletin davacı ile davalı yan olan annesi arasında şeklen bir hukuki işlem olup kanun maddesi gereğince işbu işlem için de hakimin onayı gerektiğini, bu nedenlerle Sakarya 4. Noterliğinin 24/11/2009 tarihli 22635 yevmiye numaralı vekaletnamesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
DAVA : Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sahteliğin Tespiti, Genel Kredi Sözleşmesine Konu Bono Nedeniyle Yapılan Ödemenin İadesi (İstirdat) DAVA TARİHİ : 02/11/2022 KARAR TARİHİ : 22/11/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2022 Mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ ; Davacı ayrıntısı sunmuş olduğu dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere, davalı tarafından bonoya dayalı olarak yapılan icra takibinde imzaya itiraza ilişkin alınan raporda dayanak bononun sahte olarak düzenlenmiş olabileceğinin tespit edildiğini, icra dosya borcuna ilişkin olarak bir takım ödemelerinin bulunduğunu belirterek ...19. İcra Dairesinin 2021/8654 esas sayılı dosyasına dayanak bononun sahte olduğunun tespitine, bononun sahte olduğunun tespit edilmesi halinde ise ödemiş olduğu bedelin iadesine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
protokolün 6.3.3 maddesi gereğince davacı eczaneye verilen 10.060,53 TL cezai şart bedelinin, davacının, davalı kurum nezdinde tahakkuk etmiş alacağından mahsubuna ilişkin işlemin İptaline, davalı kurumun 08/03/2011 tarih 4.122.273 sayılı yazısına konu, taraflar arasında yapılan 2009 yılına ait protokolün 6.3.19. maddesi uyarınca taraflar arasındaki sözleşmenin 15.03.2011 tarihi itibari ile feshedilip 2 yıl süre ile yeni sözleşme yapılmasına yönelik işlemin haksızlığının tespiti ile davalının söz konusu işleminin iptaline karar verilmiş ve hüküm her iki tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dava, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan cezai işlemin haksız olduğunun tespiti ile kurumun davacı hakkında aldığı kararın iptali ve sözleşmenin taraflar arasında geçerli olduğunun tespiti istemine ilişkindir....
Temyiz Nedenleri Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyip, idari yollar kullanılarak sahte bir şekilde oluşturulan ve kadastro tespiti sırasında taşınmazlara uygulanan ve kadastro tespitine itiraz davalarında da mahkemelerce sahtelik iddiası dinlenmeyen tapu kayıtlarına ilişkin olarak sahteliğin tespiti davasının her zaman açılabileceğini, hukuki yararı olan herkesin bu tapu kayıtlarının sahteliğini talep etmesinin herhangi bir süreye tabi olamayacağını, davada davacıların talebinin, menfi tespit isteminden ibaret olup, 3402 sayılı Kanun md.12/3'te yer alan tutanaktaki haklara, sınırlandırma ve tespitlere yönelik bir itirazları bulunmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. 3. Gerekçe 3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu kayıtlarının sahteliğinin tespiti ve iptali istemine ilişkindir. 3.2....
Bu düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; sağlık hizmeti sunucusu olan davacının, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmeti sunumu aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti yapmak ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol etmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Dava dışı ...'nın kendisi tarafından düzenlenmiş sahte tıbbi belgelerle davacı hastanenin acil servisinde tedavi uygulandığı, kimlik kontrolü yapılmış olsa idi sahteliğin tespit edilebileceği, bunun için bir uzmanlığa gerek olmadığı, 3. kişilerin sahte nüfus cüzdanı kullanarak davacı kurum çalışanlarının iradelerinin sakatlanmasına da yol açmadıkları ve davacı kurumun kimlik kontrol etme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek davalı ... zarara uğrattığı tüm dosya kapsamı ile sabittir....
Hukuk Dairesinin 2020/5943 Esas, 2021/4502 Karar sayılı emsal ilamları nazara alındığında, dava konusu çek üzerinde davacının şahsı adına atılmış herhangi bir imza bulunmadığından ve dava konusu çek sebebiyle davacı aleyhine başlatılmış bir icra takibi mevcut olmadığından huzurdaki davanın açılmasında davacının aktif husumet ehliyetinin eksik olduğu anlaşıldığından, imza incelemesi yaptırılmasına ilişkin ara karardan rücu edilerek davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, dava menfi tespit istemine ilişkin olmayıp sahteliğin tespiti talebinden ibaret olduğundan ve davanın esastan değil husumetten reddine karar verildiğinden davalı lehine tazminata hükmedilemeyeceğine" karar verilmiştir....