Bu itibarla, mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere TTK'nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken gerek 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılıp, davalının çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çek bedelinin istirdadının gerekip gerekmediğinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....
olamayacak şekilde sahte bir ciro olarak düzenlendiğini, çekin sahteliğinin göz yordamıyla yapılan bir incelemenin akabinde tespit edilmesini sağlayacak emareler olduğu gibi bilhassa durumu taraflarına bildiren davalının faktöring şirketi olmasından kaynaklı kendilerine yüklenen yükümlülük gereğince keşideci müvekkilinden asıl borcun varlığına ilişkin faturayı talep etmeksizin, gerekli istihbarat çalışmalarını yapmış kabul edilemeyeceğinden sorumluluğunu yerine getirmemesi sebebiyle müvekkilini zarara uğratacak konuma geldiği ve ağır kusurlu olduğu bildirilerek çekin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini talep ettiğini ancak tüm uyarılara rağmen çekin geri verilmediğini, dava tarihi itibariyle taleplerinin yerine getirilmediğini, müvekkilinin çekin vadesinin dolması ile haksız yere ödeme yapmak veya icra tehdidi ile karşı karşıya kalmak ikileminde bırakıldığını, müvekkilinin davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile senet metninden anlaşılabilen lehtar imzasındaki sahteliğin...
OLAY VE OLGULAR 1.Olay tarihinde, Pendik İlçe emniyet Müdürlüğü görevlilerince kontrol için... plakalı aracın durdurulduğu, araçtaki kişilerin kimlik kontrollerinin yapıldığı sırada sanığın, ... adında tanzim edilmiş sahte nüfus cüzdanını görevli memurlara ibraz ettiği, ... adına düzenlenmiş olan nüfus cüzdanının sahte olduğunun tespiti üzerine başlatılan soruşturmada; sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul olunmuştur. 2.Sanık savunmasında; olay tarihinde hakkında arama kararı olduğundan dolayı bir arkadaşının, kendisinde bulunan, ...'ın kimliğinin fotokopisinin üzerine resmini yapıştırarak kimlik yaptığını, polislere bu kimliği gösterdiğini, yaptığından pişman olduğunu beyanla atılı suçu tevil yollu ikrar ile kabul etmiştir. 3.İ......
halinde davalının sözleşme gereğince müvekkillerine olan borcunu ödemesi gerektiğini, imzanın şirket yetkililerinin eli ürünü olmadığı ve sahteliğin tespiti halinde ise, sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca müvekkillerinden tahsil edilen bedelin iadesinin gerektiğini ileri sürerek, öncelikle davalı borçlunun toplam 800.000 Euro bedelindeki taşınır ve taşınmaz malları, bankalarda bulunan mevduatlarının ihtiyaten haczine, taşınmaz ve mevduatları üzerinde tasarrufta bulunmalarının engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, 100.000'er Euro ana para ve taahhüt edilen asgari portföy getirisi oranı % 22 üzerinden 25.666,-'er Euro olmak üzere toplam 125.666'er Euro'nun geri ödeme tarihi olan 02/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek libor+5 p.a faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkilleri ... ile ... firmalarına, 200.000,-'er Euro ana para ve taahhüt edilen asgari portföy getirisi oranı % 22 üzerinden 51.333,-'er Euro olmak üzere toplam 251.333'er Euro'nun geri ödeme...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sahteliğin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 16/02/2021 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalılar vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılmasının uygun görüldüğü, 16/02/2021 tarihli kararla belirlenen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrildiği, eksiklikler giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, aleyhine halen İstanbul 3....
Dava konusu reçetelerin, 3. kişiler tarafından sahte olarak tanzim olunduğu ve bedellerinin kuruma fatura edilmesinden dolayı idare tarafından cezai işlem tesis edildiği; davacı eczanenin ibraz edilen reçetelerin arkasına ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini yazması gerektiği, davacının kendisinin de taraf olarak imzaladığı protokol hükümlerine göre kendisine yüklenen kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, şayet ilaçları teslim etmek için reçeteyi ibraz eden kişilerden kimlik bilgilerini sormuş olsa idi, bu kişilerin ilaçları teslim almaya yetkili olmadıklarının anlaşılacağını, davaya ve davalının işlemine konu reçetelerin sahteliği sabit olup, bilirkişi raporu ile belirlenen iğfal kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle; sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı; davacı eczanenin eylemi sabit olup, yapılan işlemin porotokole uygun olduğu dolayısıyla uygulanan...
Olay tarihinde yürürlükte olan Sağlık Uygulama Tebliği'nin (SUT) 3.1.2.maddesine göre; “Sağlık kurum ve kuruluşları, Kurum sağlık yardımlarından yararlandırılan kişilerin müracaatı aşamasında (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra) nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya verilmiş ise Kurum sağlık kartı belgelerinden biri ile kimlik tespiti yapacaktır. Kimlik tespiti yükümlülüğünü yapmayan ve bu nedenle bir başka kişiye sağlık hizmeti sunulması nedeniyle Kurumun zarara uğramasına sebebiyet veren sağlık hizmeti sunucularından uğranılan zarar geri alınır.” Taraflar arasında düzenlenen Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesinin 11.1.15.maddesinde, ”..Faturaya dayanak oluşturan belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlediğinin tespiti halinde 10.000,00 TL’den az olmamak üzere işlem bedellerinin 5(beş) katı ....cezai şart uygulanır” hükmü düzenlenmiştir....
Suça konu belge üzerindeki soğuk mühür izinin gayri muntazam yapıda olduğu, nüfus cüzdanının külliyen sahte olarak oluşturulduğu, sahteliğin ilk nazarda ve kolaylıkla dikkat çekmeyecek nitelikte olması nedeniyle aldatma kabiliyetini haiz olduğuna dair 18.09.2013 tarihli ve BLG-2013/4765 sayılı ekspertiz raporunun dosyada mevcut olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme suça konu nüfus cüzdanı üzerinde yapmış olduğu gözlemde, ilk bakışta sahteliğin anlaşılamadığını kabul etmiştir. Yargılama sonucunda, sanığın üzerine atılı suçların sübut bulduğu kabul edilerek mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur. IV. GEREKÇE A. Sanık Hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden 1....
Uluslararası Nakliyat Denizcilik ve Dış Ticaret Limited Şirketi'ne mal satımına ilişkin varsa fatura asıllarının dosyaya alınması, Mahkeme tarafından çekteki sahteliğin, iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığının bilirkişi raporu ve mahkeme gözlemi ile tespit edilmemiş olması ve sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdir ve tayininin hakime ait olduğu da dikkate alınarak, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespiti amacıyla, söz konusu çeklerin mahkeme heyeti tarafından incelenip, özellikleri zapta geçirilerek, iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, gerekirse bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bu deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesinin gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi...” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. İstanbul 20....
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma neticesinde nüfus cüzdanındaki sahteliğin çıplak gözle tespitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile her ikisi hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, savcılık tespitine göre ibraz edilen sahte nüfus cüzdanının aldatma kabiliyeti bulunmadığı ve sahteliğin çıplak gözle anlaşılamadığını, davacının uğradığı zarar ile katibinin yaptığı işlem arasında illiyet bağının kesildiğini, illiyet bağının kesilmesi nedeniyle kendisinin kusursuz sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, bununla birlikte araç satış sözleşmesinde araç satış bedeli olarak 18.000,00 TL ödendiğinden bahsedilmiş ise de ,... 2.Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2012/1674 Esas sayılı dosyasındaki davacının ve araç satışını gerçekleştiren vekilin ifadeleri uyarınca satış bedelinin 14.000,00 TL olduğunun beyan edilmesine göre davacının gerçek zararının araştırılması gerektiğini savunarak,davanın reddini istemiştir....