Davacı, iş sözleşmesinin yazılı bir bildirimde bulunulmadan Sosyal Güvenlik Kurumundan çıkışı yapılarak sona erdirildiğinin iddia etmiş, davalı işveren ise, 23.12.2011 günü ocak sorumlusu maden mühendisi G.. Y..'ın işçilere günlük talimatlarını verdikten sonra davacının kendisine verilen işle ilgili önce sözlü tartışmaya girip, akabinde diğer işçiler Kadir Şatırer, Emin Şatırer ve Seyfettin Korkusuz'la mühendis Gökhan Yaşar'ı dövdüklerinden iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Somut olayda mahkemece, davacının kendisini işyerine getiren akrabası Emin Şatırer'in işine son verilmesi nedeni ile işi bıraktığı gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin reddine karar verilmiş ise de davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği iddia etmiş, davalı ise davacının akrabası olan üç işçi ile birlikte maden mühendisini darp etmeleri nedeniyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği savunmuştur. Dosya kapsamına göre, maden mühendisi G.....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.Somut uyuşmazlıkta, davacı sadece bir kez yıllık izin kullandırıldığını iddia etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 3 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 42 gün olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre karar verilmiştir....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır.Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 6 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 90 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir....
Davacı, 15.08.2013 tarihinde yıllık izne çıktığını, yıllık izinde olmasına rağmen iş sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedildiğini beyan etmiş, davalı davacının devamsızlık yaptığını iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Mahkeme gerekçesinde, davalı işçinin davalı işveren kurumda uzun yıllar çalıştığı gözönüne alındığında iş sözleşmesini devamsızlık nedeniyle kıdem tazminatından vazgeçecek şekilde feshedilmesine sebep olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tarafça devamsızlık ile ilgili haklı fesih sürecinin takip edilmediği, işçinin savunmasına başvurulmadığı, işçiye ihbar mektubu ulaşmadan iş sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı hüküm altına alınmıştır....
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı taraf, davacının iş sözleşmesinin geçerli ve haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, bu sebeple sözleşme süresinin sonunda iş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir. Mahkemece, davacının Türkiye'de oturma izni almak zorunda olması ve 2547 sayılı yasaya göre davacının iş sözleşmesinin süreli yapılması gerektiği, bu sebeple davacının iş sözleşmesinin yenilenmesine rağmen süresiz hale gelmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili; davacının davalı sitede süreli iş sözleşmesiyle bir yıl çalıştığını, 22.09.2009 tarihli iş sözleşmesinin deliller arasında sunulduğunu, süreli iş sözleşmesinin yenilenmemek suretiyle feshedildiğini, aksinin düşünülmesi halinde davacının iş sözleşmesinin, davacının site yönetimi aleyhine konuştuğunu, görevlerini gereği gibi yerine getirmediğini, temizlik için davacıya verilen temizlik malzemelerini bir kısmını habersiz olarak aldığını ve site temizliğinde kullanmadığını, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını, davacının ücret, fazla mesai, yıllık izin ücretlerinin davacıya fazlası ile ödendiğini, davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesine göre feshedildiğinden ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazanmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kısmen kabul kısmen red kararı verilmiştir. Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta, bilirkişi raporunda davalı işverende 13 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının, hiç izin kullanmadığı kabul edilerek hesaplanan izin ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır....
K A R A R Davacı, Kapıkule ... sahası Çıkış Ünitesindeki 19 nolu mağazayı davalıdan 10.12.2004 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraladıklarını, davalı tarafça gönderilen 2.1.2008 tarihli yazı ile “yapılacak modernizasyon çalışmaları nedeniyle kira sözleşmesinin ... taraflı fesh edildiğinin ve 15 ... içinde tahliyesinin istendiğinin, olmadığı taktirde 2886 sayılı yasanın 75. maddesi uyarınca tahliyenin sağlanacağının” bildirildiğini, oysa kira sözleşmesinin 6570 sayılı yasaya tabi olduğunu,kira süresinin henüz dolmadığını, davalı tarafından bildirilen sebebin sözleşmenin 1. maddesindeki sebeplerden olmadığını, tahliyeye ilişkin alınmış bir karar bulunmadığını ileri sürerek kiracılığının tespiti ile kira sözleşmesinin 10.12.2009 tarihine kadar devam ettiğine ilişkin muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı,kira sözleşmesinin 2886sayılı yasaya tabi olup 6570 sayılı yasa hükümlerinin uygulanamayacağını, kira sözleşmesinin ......
Mahkemece iş sözleşmesinin 01.01.2009 tarihinde feshedildiğinin kanıtlanmadığı gerekçesiyle davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteği reddedilmişse de, 01.01.2009 tarihinde işyerinin devredilmesi söz konusu olup, tarafların belirtilen tarihte iş sözleşmesinin feshedildiğine yönelik bir iddiaları bulunmamaktadır. İş sözleşmesinin 06.07.2009 tarihinde davalı işverence feshedildiği sabittir. Iş Kanunu’nun 6.maddesinin 2.fıkrasında işyerini devralan işverenin, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan, mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki 14.maddesine göre, işyerinin devri halinde devralan işveren toplam süre ve son ücret üzerinden hesaplanacak kıdam tazminatından sorumludur....
Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar. Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır. Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işyerinde 16 yılı aşkın çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 288 gün olduğu belirlenmiş ve davacının hiç izin kullanmadığı kabul edilerek karar verilmiştir....