Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 27/03/2019 tarih ve 2016/566 Esas, 2019/212 Karar sayılı kararı ile; taşıma sözleşmesi kapsamında düzenlenen konişmentoda uyuşmazlıkların çözümü konusunda hukuk seçimi ve yetki sözleşmesi yapıldığı, davacı sigorta şirketinin halef konumunda bulunduğu, yetki sözleşmesin TTK'nun 1361.maddesindeki halefiyet ilkesi gereğince davacı sigorta şirketini de bağlayacağı, davalıların vekilleri tarafından cevap süresi içinde yetki itirazında bulunulduğu, mahkemenin yargılama yetkisi bulunmadığından davalılar vekillerinin milletlerarası yetki itirazlarının kabulü ile davanın HMK 114/1- a maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir....
İSTİNAF SEBEP ve GEREKÇELERİ : Davalı vekili süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle, davacının imzası inkar edilmeyen dilekçeyle karşılıklı anlaşma ile iş sözleşmesinin feshini talep ettiğini, iş akdini davalı şirket tarafından sona erdirildiği iddiasının gerçek olmadığını, davacının 25/06/2018 tarihli ve kendi el yazısıyla ad soyad ve imzasının bulunduğu dilekçeyle işten ayrılma iradesini davalı şirkete bildirdiğini, ihbar tazminatınında ödenmesini talep ettiğini, davacının bu talebi kabul edilerek taraflar arasında ikale sözleşmesi imzalandığını, davacının dava süresi boyunca imza inkarı ve irade sakatlığı itirazında da bulunmadığını, iş akdinin sona erme sebebinin davacının özel nedenleri olduğunu, davacının iş akdi ikale sözleşmesin ile sonlandığından işe iade talebinde bulunamayacağını, davacının tanık dinletmediği gibi başkaca bir delil ile de iddiasının ispat edemediğini, makul yarar ilkesi göz önünde bulundurarak ikale sözleşmesi yapıldığını, davacıya ihbar tazminatı...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının iş sözleşmesin haklı nedenle feshedildiği, davacının kendi kusuru ile müvekkili şirketi 30 günlük ücreti tutarıyla ödenemeyecek derecede hasara ve kayba uğrattığı ileri sürülmüştür. GEREKÇE: Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)355. maddesine göre istinaf incelemesi, istinaf talep edenin sıfatı da gözetilerek istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzenine aykırılık hususlarıyla sınırlı ve HMK 356/1. maddesi gereği incelemenin duruşmalı yapılmasını gerektiren eksik bir husus görülmemekle duruşmasız olarak yapılmıştır....
İddia olunan döneme ilişkin dönem bordroları dosyaya kazandırılmakla aynı zamanda davacı ve bordro tanığı olan davacı eşinin, diğer bordro taraf tanıklarının beyanlarına göre davacının tanık beyanları dışındaki delillerle tespit tarihlerde iş yerinde öğrenci servisi kullandığı ve gün içerisinde her biri 45 dakikadan olmak üzere toplam dört defa servisi kullandığı bunun dışındaki sürelerin dışında gün içerisinde özel taksi işlettiği, Trafik İPC 15/10/2015 tarihinde gerçekleşmiş, araç muayene istasyonu belgeleri 14- 15/10/2015 tarihlerine ilişkin olduğu ve telefon mesaj kayıtlarının 08/02/2016- 23/05/2017 tarih aralığını kapsamakla 15/09/2013 tarihinde de işe başladığını tartışmasız tespit edilemediği, bu sebeple hizmet sözleşmesin kapsamında kısmi süreli olarak çalıştığına ilişkin, davalı eşi tanık Tuncay ile aynı zamanda bordro tanıkları olan Ayser ve Gülay beyanları doğrultusunda ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş...
ADINA Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Onuncu Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 27/09/2017 günlü, E:2017/730, K:2017/3767 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi: İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY : Mülkiyeti davalı idareye ait olan Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Caddesi, … ada, … parsel üzerinde bulunan taşınmazın davalı idare tarafından ihale sonrası davacı ile imzalanan 16/03/2004 tarihli kira sözleşmesin...
CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının konaklama yaptığını bu halde davalının sözleşmedeki edimlerini ifa ettiğini ve devre mülkün davacıya teslim edildiğini, davacının fesih hakkını kullanmasının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : "Davanın KABULÜ ile; Taraflar arasında akdedilen 22/06/2014 tarih, 14191 numaralı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline, Davacının davalı ile yapmış olduğu 22/06/2014 tarih, 14191 numaralı devre mülk satış vaadi sözleşmesin nedeniyle davacının ödemiş olduğu 15.000,00 TL sözleşme bedelinin dava tarihi olan 11/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, Hatay ili Erzin ilçesi 978 parsel 2. Blok 5. Kat 91 numaralı Bağımsız bölümdeki davacı adına kayıtlı 1/24 payındaki tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline," karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacının eylem ve davranışlarının bir an için hatalı / kusurlu olduğu kabul edilse dahi, bu kez davacının davranışının iş sözleşmesine aykırı davranışının biçimi, ağırlığı ve sonuçlarına göre iş sözleşmesin sürdürülmesinin işveren bakımından beklenemez bir hal, davranışların işletmede ve işyerinde olumsuzluklara yol açtığının davalı işverenlikçe somut olarak ortaya konulması beklenmelidir. Dosya içeriğinden davacının eylem ve davranışlarının işletmede ve işyerinde zarara yol açtığı somut olarak ortaya konulamamıştır. Yine, bir an için aksi düşünülerek, genel olarak davacının fiil ve davranışlarının iş sözleşmesine aykırı davranışının biçimi, ağırlığı ve sonuçlarına göre iş sözleşmesin sürdürülmesinin işveren bakımından beklenemez bir hal, davranışların işletmede ve işyerinde olumsuzluklara yol açtığının somut olarak ortaya konulmuş olsa dahi, bu durum davalı şirketin işyerinde olumsuzluklara yol açacak durumları ortadan kaldırıcı önlemler alma gerekliliğini ortadan kaldırmayacaktır....
Bu durumda davacı işçinin hangi fiil ve davranışlarının iş akdi feshine yol açacağı, disiplin cezasına yol açacağı hususları bilmesinin beklenemeyeceği, dosya içeriği tüm bilgi, belge ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davranışları açısından yaklaşıldığında ise, davacının davranışlarının işyerinde ne tür bir olumsuzluk yarattığı somut bir şekilde ortaya konulamadığı, dolayısıyla somut uyuşmazlıkta davacı işçinin iş sözleşmesine aykırı davranışının biçimi, ağırlığı ve sonuçlarına göre iş sözleşmesin sürdürülmesinin işveren bakımından beklenemez bir hal, davranışların işletmede ve işyerinde olumsuzluklara yol açtığının davalı yanca somut olarak ortaya konulamadığı, tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının fesih işleminin 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25- II-g maddesi bendi gereği haklı nedenlerle fesih şartlarının bulunmadığı, davacının iş akdi feshinin geçerli ve ölçülü olmadığı, anlaşılmakla İlk derece Mahkemesince oluşan kanaat yerinde olup ilk...
No: 22 Çukurova/Adana" adresinde bulunan taşınmazda davalının oturduğunu, taraflar arasında 17/01/2015 tarihli adi yazılı kira sözleşmesinin mevcut olduğunu ancak sözleşme hazırlanırken davalının kefil bulmasının istendiğini, davalı kefile imzalatmak amacıyla düzenlenen kira sözleşmesinin iki suretini de aldığını ve daha sonra sözleşme suretlerini getirmediğini, bu sebeple kira sözleşmesi aslının kendilerinde bulunmadığını, bu sözleşmesin davalı tarafça 209999 nolu ASKİ su aboneliğinde kullanıldığını, kira sözleşmesinde yıllık 4.000,00....
Yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde davaya konu alacağın kaynaklandığı sözleşmesin niteliğinin öncelikle belirlenmesi gerekir. Bu bakımdan adi yazılı olarak taraflarca düzenlenen 22.09.2017 tarihli satış sözleşmesi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2018/6857 esas 2019/1064 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yükleniciye verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin yüklenici tarafından 3. Kişiye satış sözleşmesi ile devrini taahhüt etmesinin, alacağın temliki hükmünde olacağı, dosya arasına alınan 15.02.2017 tarih ve 600 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden 4 numaralı ve 7 numaralı meskenler ile bir dükkan haricindeki bağımsız bölümlerin yükleniciye ait olacağı, dava konusu taşınmazın ise 3....