WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/09/2021 NUMARASI : 2020/566 ESAS-2021/472 KARAR DAVA KONUSU : VEKALET SÖZLEŞMESİN KARAR : Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/566 Esas, 2021/472 karar sayılı 29/09/2021 tarihli kararı aleyhine davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı avukatın davalının 24/12/2009 tarihinden itibaren vekilliğini yaptığını, davalı tarafından, taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinin eylemli olarak sona erdirildiğini beyanla 24/12/2009 tarihli sözleşmenin davalı tarafından eylemli ve kötü niyetli olarak 30/12/2015 tarihinde fesih edildiğinin ve vekalet sözleşmesi nedeniyle davacının bu tarihte sorumluluğunun sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Noterliği'nin 25/10/2021 tarih ve 13100 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesin ve bu sözleşmeye ek olarak yapılan tarihsiz ve adi yazılı sözleşme hükümleri içeriğine göre 30/06/2022, 30/07/2022 ve 30/08/2022 vadeli 25.000 TL bedelli 3 adet bonoya ilişkin verilen tedbir kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir husus bulunmadığı sonucuna varılmakla davalının istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak dava dilekçesinde Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2022/8214 esas sayılı takip hakkında herhangi bir tedbir talebi olmadığı halde, mahkemece talep aşılarak ve kabule göre de; İİK'nun 72. maddesine aykırı biçimde takibin durdurulmasına karar verilmesi usûl ve yasaya aykırı olduğu gibi tedbire itiraz dilekçesinde İİK'nun 72. maddesine aykırılığın açıkça dile getirilmesine rağmen, mahkemece bu yön gözetilmeksizin davalı vekilinin tedbire itirazının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır....

Davacı, Rekabet Kurulunun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı genel bildirim ile bayi, malik ve dağıtım şirketi arasındaki bayilik sözleşmesi ile bağlantılı uzun süreli kira sözleşmelerinin 4054 sayılı Rekabet Kanununun 5.maddesi gereğince rekabet yasağı kapsamına alındığını, bu kapsamda 18.09.2005 tarihinden önce yapılmış ve süresi 5 yılı aşan sözleşmelere 18.09.2010 tarihine adar geçerlilik tanındığını, Rekabet Kurulunun anılan kararı nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmesin 18.09.2010 tarihinden sonraki kısmının ifasının hukuken imkansız hale geldiğini belirterek peşin ödediği kira parasının 18.09.2010 tarihinden sonraki kısmının iadesini istemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; Rekabet Kurulu duyurusunda belirtilen 18.09.2010 tarihinden sonraki kira süresi 2 yıl 11 ay 20 gün olup bu süreye ilişkin iadesi gereken tutarın 146.22,08 TL olduğu hesaplanmıştır....

    Bu genel bilgilerden sonra somut olaya gelince; davalılar arasında biçimine uygun düzenlenen 20.10.1998 tarihli arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesin 17.maddesinde “… iskan alındıktan sonra kalan bağımsız bölümlerin satış yetkisi verilecektir…” hükmü bulunmaktadır. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, sözleşmeyle yükleniciye kademeli olarak verilmesi gereken toplam 7 adet bağımsız bölüm satış yetkisinin verildiği sabittir. Dava konusu 5 numaralı bağımsız bölüm ile birlikte 2 ve 12 numaralı bağımsız bölümler tapusu ise ancak yapının iskanı alındığında verileceğinden ve sözleşmenin bu hükmü HUMK.nun 287. maddesi uyarınca delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan, ne yüklenici ne de yükleniciden temlik alan üçüncü kişi iskan koşuluna ilişkin sözleşme hükmünü yerine getirmeden 5, 2 ve 12 numaralı bağımsız bölümler tapusunu arsa sahiplerinden isteyemez....

      DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı şirketin davacının çalıştığı işyerini 08.08.2011 tarihinde dava dışı Migros A.Ş'den devraldığını, bu tarihten önceki davacı talepleri için davanın ihbarı gerektiğini, davacının 01.08.2011 tarihinden itibaren davalı şirket bünyesinde çalışmaya başladığını, davacının net ücrete dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını, iş akdini fesih işleminin haksız olduğunu, tüm ücretlerinin eksiksiz ödendiğini, davacının sözleşmesin 14.maddesine göre aylık brüt ücretine fazla çalışmanın dahil olduğunu, davacıya kimi zaman yaptığı fazla çalışmalar için denkleştirme uygulandığını kimi zaman da ücret ödemesi yapıldığını, mağaza müdür yardımcısı pozisyonunda çalışan davacının mesai saatlerini çoğunlukla kendisinin belirlediğini, fazla mesai talep edemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı Tekden Eğitim...A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili şirket çalışanı olmadığını, temizlik işinin diğer davalıya verildiğini, husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, davacının çalıştığını iddia ettiği Beker firması ile müvekkili şirketin bir bağı bulunmadığını, davacının fazla çalışma yapmadığını, dava dilekçesinde iş sözleşmesin belirli süreli olarak belirtilmesi sebebiyle ihbar tazminatına hak kazanılamadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir....

      Somut olayda; davalı işverence, işçinin iş sözleşmesin haklı olarak feshedildiği ancak işçiye iyiniyetli olarak 8.500,00 TL ödeme yapıldığı savunulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “Dosyada mevcut banka havale belgelerine göre, 04.01.2010 tarihinde davacının banka hesabına, "Aralık ayı maaşı ve diğer birikmiş hak ve alacakların toplamı" açıklamasıyla davalı şirket tarafından 6.500,00 TL, 08.01.2010 tarihinde "borç olarak verilmiştir" açıklamasıyla davalı şirket sahibi Sinan Toprak tarafından 2.000,00 TL yatırılmış olduğu görülmektedir. Yine dosyada mevcut davacıya ait hesap cetveli ile banka havale belgelerine göre; davacının hesabına yatan 6.500,00 TL'nin (1.000,00 TL + 1.000,00 TL =) 2.000.00 TL'sinin davalı şirketin şantiyelerden sorumlu müdürü Özer Kızılay'ın hesabına, 1.000,00 TL'sinin şantiye formeni ...'...

        Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 26.07.2006 tarih 1114 sayılı Resmi Senetle, davalı şirket adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 20.07.2006 tarihinde başlamak üzere 20.02.2004 tarihine kadar 17 yıl süreyle geçerli olmak üzere ....Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama A.Ş lehine intifa hakkı tesis edildiği, intifa hakkı bedelinin 190.000 TL olduğu, sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 5 yıl süre ile geçerli olacağının ve tarafların mutabakata varmaları bayi veya ortaklardan birisinin çıplak mülkiyet sahibi olmaması koşullarının birlikte gerçekleşmesi halinde intifa hakkı süresinin sonuna kadar sözleşmesin süresinin 5 yıllık sürelerle uzatılacağının kararlaştırıldığı, sözleşmenin, “Garanti ve Taahhüt edenler” kısmını diğer davalılar ... ve ...'...

          Bilirkişi Dr ... raporunda, sigortalı aracın rent a car şeklinde kiralanması halinin teminat dışı alacağı hükmünün geçerli olmadığını, TTK.nun 1291 maddesinde düzenlenen rizikonun ağırlaştırılmaması, ağırlaşmış ise, ihbar görevine aykırılık teşkil edeceğini, TTK.nun 1264 maddesinin 3. fıkrası gereğince, TTK.nun 1291 maddesinin sigorta ettiren kimse aleyhine olarak sözleşme ile değiştirilemeyeceğini, değiştirilmesi halinde, kanun hükümlerinin resen tatbik olunacağını, aykırılığın müeyyidesinin aynı maddede durumun öğrenilmesinden sonra sözleşmesin feshi olarak düzenlendiğini, TTK.nun 1291 maddesi gereğince, riziko gerçekleştikten sonra sigorta sözleşmesinin feshedilmesinin mümkün olmadığını bu nedenle sigorta tazminatından indirim yapılabileceğini bildirmiştir. Mahkemece, davacı aracının olay sırasında sürücüsü olan ... ...'...

            Eldeki davada; iş sözleşmesin feshine ilişkin olarak taraflar iddia ettikleri fesih nedenleri ile bağlıdır. Davacının işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılışının 18=iş bitimi kodu ile bildirildiği, dosyaya sunulan belgeler ile işin bitimine dair herhangi bir delil bulunmadığı, aynı zamanda davalıların savunmalarında davacının iş akdinin sonlandırılmasına ilişkin neden ile ilgili bir savunma yapılmadığı görülmektedir. Davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmaktadır. Ayrıca asıl işveren nezdindeki işin sürekliliği olduğu alt işverenlerin dönem dönem değiştiği dosya arasındaki belgelerden ve mahkememizin emsal nitelikteki diğer dosyalarından bilinmektedir. Asıl ve alt iş verenlerin işe iade davasındaki mali yükümlülüklerde müteselsilen ve müştereken sorumlulukları bulunmaktadır. İş sözleşmesin feshine ilişkin olarak taraflar iddia ettikleri fesih nedenleri ile bağlıdır....

            UYAP Entegrasyonu