Davacı, işyerinde kesinleşen işkolu değişikliğine ilişkin işkolu tespit kararı sonrasında işyerinde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesin hükümlerinden sendikaya üyelik tarihinden itibaren yararlandırıldığı, ücret hesaplanmasında TİS'in ekinde bulunan Ek 1/B tablosunun dikkate alındığını, oysa TİS'e göre davacının sürekli kadroya geçmeden önceki kıdemi nazara alınarak TİS'in ekinde bulunan Ek 1/A tablosuna göre ücretinin tespit edilmesini gerektiğini ve bu tespite göre ücret ve ikramiye alacağı farkı alacağına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı taraf davacının ücretinin Ek 1/A cetveline göre yapıldığını belirtmiştir....
Davacı, işyerinde kesinleşen işkolu değişikliğine ilişkin işkolu tespit kararı sonrasında işyerinde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesin hükümlerinden sendikaya üyelik tarihinden itibaren yararlandırıldığı, ücret hesaplanmasında TİS'in ekinde bulunan Ek 1/B tablosunun dikkate alındığını, oysa TİS'e göre davacının sürekli kadroya geçmeden önceki kıdemi nazara alınarak TİS'in ekinde bulunan Ek 1/A tablosuna göre ücretinin tespit edilmesini gerektiğini ve bu tespite göre ücret ve ikramiye alacağı farkı alacağına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı taraf davacının ücretinin Ek 1/A cetveline göre yapıldığını belirtmiştir....
Davacı, işyerinde kesinleşen işkolu değişikliğine ilişkin işkolu tespit kararı sonrasında işyerinde yürürlüğe giren toplu iş sözleşmesin hükümlerinden sendikaya üyelik tarihinden itibaren yararlandırıldığı, ücret hesaplanmasında TİS'in ekinde bulunan Ek 1/B tablosunun dikkate alındığını, oysa TİS'e göre davacının sürekli kadroya geçmeden önceki kıdemi nazara alınarak TİS'in ekinde bulunan Ek 1/A tablosuna göre ücretinin tespit edilmesini gerektiğini ve bu tespite göre ücret ve ikramiye alacağı farkı alacağına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı taraf davacının ücretinin Ek 1/A cetveline göre yapıldığını belirtmiştir....
(Şirket) ünvanlı şirket tarafından kiralanmak suretiyle işletilmesinin sağlanması ve bunu temin yönüyle, ... ile ... arasında imzalanmış bulunan 22/08/2011 tarihli kira sözleşmesinin feshi ile tapu şerhinin terkinine ilişkin olduğu, hali hazırdaki kiracının ... olduğu, kira devir sözleşmesin yanında ortaklık sözleşmesinin de yapılacağının belirtildiği, Kira Devir Sözleşmesinin 4.1 maddesinde; devir bedelinin belirlendiği, 4.2 maddesinde; belirlenen devir bedellerine ilave olarak, mülkiyeti ...'ya ve/ veya ...'nın ortağı olduğu şirketlere ait olmak üzere, 1 adet tekneden ...'da bağlama ücreti alınmaksızın ...'...
tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu; Davalının 25/95/2018 tarihli Faktoring sözleşmesin! imzaladığını; sözleşmeye istinaden 16/10/2020 işlem tarihli, 07/10/2020 fatura tarihli, ... Tekstil ... keşideli 62.741,25 TL bedelli ve 21/08/2020 fatura tarihli ... Ltd.Şti. keşideli 75.051,90 TL bedelli fatura kısmı temlik edildiğini ve karşılığında kredi kullandırıldığını; borcun ödenmemesi üzerine kredinin kat edildiğini; Davalı şirket ve kefilinin itirazlarının haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu; haksız itirazın iptali ile takibin asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden takibin devamına kötü niyetli davalı aleyhine asıl alacak üzerinden 9020 icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargilama gider ve avukatlık ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesi; 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun 47. maddesinde yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hallerde yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşabileceklerinin kabul edildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık akti borç ilişkisinden kaynaklandığından yetkinin kamu düzeni veya münhasır yetki esasına göre tayin edilmesinin söz konusu olmadığından, tarafların yetki sözleşmesi yapmalarının mümkün olduğu, taraflar arasındaki ana sözleşme olan ve esasen bu sözleşmenin 4/b. maddesi gereğince diğer sözleşmelerinin yapılmasına olanak veren 06/05/2013 tarihli 112 sayılı taşeron sözleşmesin 6. maddesinde "İhtilaf vukuunda Belarus Hukuku uygulanacak olup ......
Davacı,davalı tarafla yaptığı bayilik sözleşmesinin haksız feshi halinde sözleşmesin 21.maddesinde belirtilen ceza-î şartı mahkemeden talep etmiştir.BK’nun 161/son fıkrası gereğince,mahkemece takdir hakkı kullanılarak ceza-î şart 20.820 TL’ye indirilmiştir.Anılan madde hükmüne göre,cezaî şartın miktarının fahiş olup olmadığının takdiri hâkime aittir.Davacının önceden bunu takdir ve tespit etmesi mümkün değildir. Sözleşme ile tayin edilen bir ceza-î şartın tahsilini istemek hakkını haiz olan davacının açtığı dava sonunda,ceza-î şartın hâkim tarafından fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde,tenkis edilen miktardan dolayı davacı taraf aleyhine avukatlık ücreti ve muhakeme masrafına hükmedilmemesi gerekir. Çünkü,takdire bağlı olan cezai şarttan hakimin takdir hakkını kullanıp kullanmayacağının davacı tarafından dava açılırken bilinmesi mümkün değildir....
in imzası ve kefaletinin bulunduğu, 2. genel kredi sözleşmesin de ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak diğer davalı ...'in imzasının bulunduğu ancak, bu genel kredi sözleşmesinin kimin için düzenlendiğinin belli olmadığı, borçlu imzasının bulunmadığını, davalı şirket için düzenlenen 1. genel kredi sözleşmesinin eki olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı, 2. genel kredi sözleşmesinin kredi işlemi ile ilgisinin kurulamadığı bu nedenle davalı ...'...
Davalı vekili, iş sözleşmesin konfederasyon bünyesindeki yeniden yapılanma ve tasarruf tedbirleri çerçevesinde bütçe imkanları dikkate alınarak etkin ve verimli bir personel politikası oluşturmak ve başka bir birimde değerlendirme olanağı da bulunmadığı için 4857 sayılı İş Kanunu'nun, 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu ile Personel Yönetmeliğine uygun olarak feshedildiğini, davacının iş kanunundan doğan tüm alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalı işyerinde tasarruf amaçlı olarak işçi azaltma yoluna gidilirken aynı zamanda sosyal yardım ve prim adı altındaki ödeme kalemlerinin miktarlarının artırıldığı, davacının çalıştığı bölümde çalışması gereken beş kişi olarak yapılandırılırken keşif tarihinde sekiz çalışan olduğu, feshin son çare olması ilkesinin gözetilmediği bu nedenlerle davalı işverence yapılan fesih işleminin hukuki dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle, işe iadeye karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya ait otelde 02.04.2014 tarihinden 30.05.2016 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığını, görevinin night editor (gece resepsiyonist) olduğunu, iş sözleşmesin tek taraflı olarak haklı nedenle feshettiğini, ulusal bayram, dini bayram ve genel tatillerde kesintisiz ve haftada 6 gün çalıştığını, 2015 yılında 2,5 aylık bir süreçte eleman eksikliği ve yoğunluk nedeniyle hiç hafta sonu izni kullanmadan haftanın 7 günü çalıştığını, mesaisinin 23.00'de başladığını, sabah 10.30'a ve bu saatleri aşar şekilde kesintisiz ve aralıksız olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti,ubgt ücreti, hafta tatili ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava ettiği, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm talep ve beyanlarının zamanaşımına uğradığını, şahsi dosya içerisinde...