Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi ile senetlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 13.11.2011 tarihinde devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile yapılan ödeme tutarı 250 TL. ile verilen senetlerin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sözleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, senetlerin davalı tarafından iade edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı süresinde verdiği istinaf dilekçesinde; müvekkil tarafından müteahhit firmaya verilen senetlerin bedellerinin ödenmiş olması ve müteahhit firma tarafından geri verileceklerinin bildirilmesi ve teminat senedi olmaları nedeniyle icra takibine konu edilmeleri mümkün olmadığı ve senetlerde mücerretlik kavramı ortadan kalktığı için bu hususda davalı banka tarafından bilindiğini, davalı bankanın iyi niyetli hamil olarak değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, müvekkil ile dava dışı üçüncü kişi müteahhit firma ile arasında müteahhit firmanın Kozapark projesi içerisinde yer alan Bozcaada Blok 25.kattaki 444 numaralı daireyi satın almak için 05/02/2016 tarihinde satış sözleşmesi ile sözleşmenin eki olarak teminat olarak verilen senet imzalandığını, sözleşmenin imzalandığı gün senetlerin müteahhit firmaya teslim edildiğini, müvekkilin verdiği senetlerin teminat senedi olduğunu, 05/02/2016 tarihli sözleşme...
O nedenle sözleşmenin 14. Maddesinin uygulanması imkanı yoktur. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine ve verilen senetlerin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 12.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Takibe dayanak senetlerde teminat kaydı bulunmadığı gibi dayanak senetlerin teminat senedi olduğunu ispata yarar senetlere atıf yapan bir sözleşmenin sunulmadığı da gözetildiğinde senetlerin teminat senedi vasfında olduğu iddiası ispatlanamamış olup takip konusu senetlerin teminat senedi olduğu kabul edilemez....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin profesyonel futbolcu olan davalı ile transfer sözleşmesi yapmak üzere 16.06.2010 tarihinde anlaşma yaptığını ve federasyon prosedürü süresince davalının mağdur olmaması için teminat amaçlı olarak icra takibine konu 12.500 TL. bedelli iki adet senet verildiğini, ancak federasyon prosedürü gereği gerekli evrak davalı tarafça toplanıp kulübe verilmediğinden sözleşmenin imzalanamadığını ve bu sebeple de verilen senetlerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek müvekkilinin icra takibine konu borç nedeniyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, takibin iptaline ve senetlerin iadesine, %40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sözleşme teminatı olarak 42.000 USD (KırkikibinABDDoları) tutarında teminat senedi sözleşme imzalanmasında yüklenici tarafından işverene teslim edilecektir." düzenlemesi bulunduğunu, bu madde uyarınca sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte aynı anda verilecek avanslar için 12.000 USD, 7.000 USD, 7.000 USD miktarlı ve sözleşme teminatı olarak 42.000 USD miktarlı, tanzim tarihi ve miktarları rakamla doldurulan, diğer kısımları boş bırakılmış haliyle davacı keşideci ve kefil olarak imzalamış oldukları senetleri, vereceği avansların ve sözleşmenin teminatı olarak davalı davacıların teslim aldığını, taraflar arasında bu sözleşme dışında başkaca hiçbir ticari ve şahsi ilişki bulunmadığını, davalı tarafından icra takibine konulan bu senetlerin sözleşme uyarınca yapılacak avans ödemelerine karşılık teminat olarak alındığını, bu senetlerin davalı tarafından sonrasında sözleşmeye ve hukuka aykırı bir şekilde teminat olarak alınmasına karşın nakden, vade tarihi ve diğer boş kısımları yazılmak ve kendisini...
Noterliğinin ... yevmiye numaralı, 26/11/2018 tarihli ihtarnamesinin bildirmiş olduğunu, davalı tarafın bu ihtarnameye hiç bir şekilde cevap vermediği gibi, dava konusu senetleri de taraflarına iade etmediğini, davalının borca batık durumda olduğunu, konkordato ilan ettiğini ve birçok yere borcu bulunduğunu öğrendiklerini, her ne kadar; senetlerin teminat olarak verildiği sözleşmeden açıkça anlaşılıyor ise de, senetlerin üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin her hangi bir ibare olmadığı ve davalının borca batık olup, konkordato ilan ettiği hususları dikkate alındığında, davaya konu senetlerin ciro edilme ihtimalinin çok yüksek olduğunun dikkate alınması gerektiğini, davalı tarafa verilen dava konusu senetlerin akıbetinin bilinmediğini, bu nedenlerle, senetlerin davalıdan sorulmasını, ticari defterlerinin ve muhasebe kayıtlarının incelenmesini ve akabinde senetlerin bulunduğu banka şubesinden veya bulunduğu yerden celbolunarak dava sonuna kadar mahkeme kasasında saklanmasını, senedin...
dan "Makine Ve İnternet Sitesi Satış Sözleşmesi" ile satın aldığını, tarafların arasındaki sözleşmenin 7. maddesine göre; sözleşme bedelinin 72.000 USD olup bu bedelin 1.200 USD bedelli altmış taksitle ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak gerek ekonomik ekonomik ve gerekse Corona Virüsü salgını ile, 07/08/2017 yılındaki döviz kuru karşılığı 3,50-TL iken 2020 yılı Nisan ayında ürünün birim fiyatı döviz bazı karşılığında 6,93-TL olup, hizmet verilen sektördeki işlerin durma noktasında olması nedenleri ile, 15/02/2020 kadar olan vade tarihli senetlerin ödenmesine rağmen diğerlerinin ödenemediğini, vadesi gelen ve ödenemeyen senet borçları nedeniyle cebri yollarına başvurulmasından tedirgin olduklarını, taraflar arasındaki davaya konu sözleşmenin ve sözleşme bedelinin teminatı olarak davalıya verilen senet borçlarının bilirkişi marifetiyle tam ve kesin olarak belirlenmesi halinde arttırmak kaydıyla şimdilik 100 USD 'nin senetlerin düzenlendiği 15/04/2017 tarihindeki döviz kuruna veya...
Noterde düzenlenen maden ruhsatı devir sözleşmesi de senetlerin tanzim tarihi ile aynı tarihi (28.06.2005) taşımakta ise de, anılan sözleşmenin tarafları ... ile ...’dır. Yerel mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı 18.07.2005 tarihli makbuz da noterde düzenlenen sözleşmenin taraflarınca imza altına alınmıştır. Sözü edilen “makbuz” başlıklı belgede, 51.500.-TL’nin ödeme şekli taksit tarih ve miktarları gösterilmiştir. Mahkemece, bu makbuz dava konusu senetlerin ödendiğine dair ibraname olarak yorumlanmış ise de, gerek noterde düzenlenen “maden ruhsatı devir sözleşmesinde” gerekse anılan sözleşmenin taraflarınca imzalanan “makbuz” başlıklı belgede dava konusu senetlerin lehtarı olan ...’in hiçbir şekilde isim ve imzası bulunmamaktadır. Kaldı ki, 18.07.2005 tarihli makbuz içeriğinde, dava konusu senetlerden bahsedilmediği gibi, senetlerin ödendiği anlamına gelebilecek bir ifadeye de rastlanılmamıştır. Esasen, davadan önce ... 6....