Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise, bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür....
kaydına ihtiyati tedbir konulmasına; mahkemece ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edilmemesi halinde üçüncü şahısların iyiniyet iddialarını engellemek amacıyla davalının taşınmazlarının tapu kaydına “dava açılmıştır/davalıdır” şerhi işlenmesi için ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, haklı davalarının kabulü ile dava konusu mirastan feragat sözleşmesinin iptaline karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
- MUHALEFET ŞERHİ - Hukuk sistemimizde taşınmaz mülkiyeti edinmek ancak tapu sicili ile mümkündür. Tapu sicili herkese açıktır. İlgili herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfa ve belgelerin kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini tapu memurundan isteyebilir. Tapu kütüğüne yapılmış her tescil, bir ayni hakkı karşılar. Geçerli bir tescil, sicil dışı meydana gelen bir değişiklik sonucu sonradan yolsuz tescil haline gelebilir. Bu durumda bile iyi niyetli üçüncü kişiler bakımından, tescilin olumlu hükmü uygulanır. Yani, iyi niyetli üçüncü kişilerin böyle bir tescile güvenerek kazandıkları ayni haklar korunur.(...m.1023) Üçüncü kişinin yolsuz kayda dayanarak ayni hak kazanımının korunabilmesi için tescilin yolsuzluğunu bilmemesi veya bilebilecek durumda olmaması gerekir. Bu bağlamda, üçüncü kişilerin Medeni Kanun’un 3. maddesi çerçevesinde iyiniyetli olması esastır....
TMK'nun 1010. maddesi gereğince çekişmeli hakların korunması şerhi (davalıdır şerhi) konulmasına, 4721 s. TMK'nun 716. maddesi gereğince davaya konu hisselerin müvekkili davacuya aidiyetine/T4 adına tescilde bulunan dava konusu parsellerdeki hisselerin iptali ile müvekkili davacı adına hükmen tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmişlerdir....
Duraklar Tarım Kredi Kooperatif lehine ipotek tesis edildiğini, bu durumun müvekkilinin haklarını sınırladığını, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa da davalı kurumun eksper vasıtasıyla kıymet takdiri esnasında aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olduğunu, kooperatifin basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına, tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ......
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu her iki tarafın da varlığını kabul ettiği, konut satım sözleşmesinin hangi maddelerinin uygulanacağı ve dolayısı ile davacı tarafından ödenen tapu harcı ve döner sermaye ödemelerinden kimin ne miktarda sorumlu olacağına ilişkindir. Esenyurt Tapu Müdürlüğünün cevabi yazısının incelenmesinde taşınmazların kat irtifakı kurulduktan sonra devredildiği görülmektedir. Alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere tarafların düzenlemiş oldukları konut satım sözleşmesinin kat mülkiyeti tapusuna ilişkin devir masraflarını düzenleyen sözleşmenin 10.1 maddesi hükmü gereği davalı, tapu devir masrafları olan tapu harcı ve döner sermaye ödemelerinin yarısından sorumludur. Davalı tarafın takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair davacı tarafından herhangi bir delil sunulamadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Dosya arasında bulunan tapu defteri suretinde çekişmeli 101 ada 1359 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kullanıcı şerhi bulunduğu halde, tapu örneğinde kullanıcı şerhi bulunmamaktadır. Çelişkinin giderilmesi için, Tapu Müdürlüğü'nden çekişmeli taşınmaz üzerinde kullanıcı şerhi bulunup bulunmadığının ve terkin edilmiş ise sebebinin sorularak alınacak cevabi yazının dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere göderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; tarafların herhangi bir başvurusu olmaksızın mahkemece re'sen, 23.09.2014 tarihli tashih şerhi ile hüküm fıkrasının 2. bendinde bulunan ''davanın kabulü ile ... İli, ... İlçesi, ... mahallesi 908 ada 4 parselde tapu maliki olan ... oğlu ... adına olan tapu kaydının hissesi oranınında tamamının iptali ile bu hissenin tamamının davacı Koço oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline'' ibarelerinin'' davanın kabulü ile Rize İli, Merkez İlçesi, ... mahallesi 908 ada 4 parselde tapu maliki olan ... oğlu ... adına olan tapu kaydının1/2 oranında iptali ile iptal edilen bu hissenin davacı ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 1/2 hissenin ise davalı... ... adına tapuya kayıt ve tesciline'' şeklinde HMK'nın 304. maddesi gereğince tashihine karar verilmiştir. Hükmün tashihinin nasıl ve hangi durumlarda yapılacağı HMK'nın 304. maddesinde açıklanmıştır. Madde hükmüne aykırı olarak hükümde değişiklik yapılması mümkün değildir....
Davalı Artrom İnşaat A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava da aynı çekişmeli olan sadece 20056 Ada 12 Parsel olduğu, tedbir konulan diğer parsellerin ise çekişmeli olmadığından tedbir konulamayacağı, ihtiyati tedbir kaldırılan tüm taşınmazlar üzerinden ise davalıdır şerhi konulmasının da ayrıca kanuna aykırılık teşkil ettiği, tasarruf hakkının da bu suretle kısıtlandığı, davacı tarafça hem alacak hem de tapu iptal talebinde bulunmuş olup, aynına ilişkin bir dava bulunmayan parseller yönünden davalıdır şerhi konulamayacağı, ancak ihtiyati haciz istenebileceği belirterek, tedbir kararı kaldırılan taşınmazların tapu kaydına davalıdır şerhi konulması şeklindeki ara kararın kaldırılmasına, diğer taşınmazlar üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına, tedbir kaldırılan taşınmazlardan talep olunan alacağı karşılayacak bir adet taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....
Noterliğinde 24.09.2010 tarih 30473 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, anılan sözleşmenin 30.09.2010’da tapuya şerh edildiğini, Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca 5 yıllık süre dolduğundan şerhlerin tapu müdürlüğünce resen terkin edilebileceğini, sözleşmeye konu tüm taşınmazların iştirak halinde mülkiyete tabi olması sebebiyle zamanaşımı süresinin başlamadığını belirterek şerhlerin devamına ve tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, Tapu Kanununun 26. maddesine göre işlem yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece, davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi borçlularına karşı tapuyu devretmeleri konusunda icbar davası açması gerekirken bu davayı açmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....