Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşmenin geçerlilik kazandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olduğunu, dava konusu sözleşmeye ilişkin uyuşmazlıkta genel mahkemelerin görevli olduğunu, davada hukuki menfaat bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Maddesi, TMK' nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin noter önünde re’sen düzenlenmesi gerekmekte olduğu, aksi halde sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz olan sözleşme kapsamında tarafların yapmış oldukları ödemeleri talep edebileceği, davamıza konu sözleşmenin de bu kapsamda geçersiz olduğu ve bu kapsımda yapılan 150.000 USD' lik ödemenin iadesi gerektiği sabit görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafça, satışa ilişkin hükümlerin kiraya ilişkin hükümlerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği ve bu haliyle atipik nitelikte olan sözleşmenin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilmemesi gerektiği savunulmuşsa da, kiraya ilişkin hükümlerin, satışa ilişkin hükümler yönünden bağlayıcı olmadığı, savunmaya dayanak olarak gösterilen içtihadın tasfiyeye ilişkin olduğu hususları dikkate alındığında bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir....
İflas İdaresine başvuru yaptığına ve iflas masasına kayıt yaptırdığına ilişkin herhangi bir ibare bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, tapu iptal tescil, bedel iadesi, tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk a. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 16.05.2019 tarihli ve 2018/13-977 E., 2019/572 K. sayılı kararı b. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un, 4 ve 30 uncu maddeleri c. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun, 117, 125 ... ve 146 ncı maddeleri ç. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, 125 ... maddesi d. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 10.10.2022 tarihli ve 2022/6208 E., 2022/7561 K. sayılı kararı 3....
Esas sayılı dosyasından arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu lakin arabuluculuk görüşmelerinden herhangi bir sonuç alınamadığını, müvekkili ile davalı arasında yapılan ön sözleşme şekil şartlarına aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunu, dava konusu sözleşme 6197 sayılı kanunun 11. maddesinde sayılan şekil şartlarına uygun olarak yapılmadığı için geçersiz olduğunu, sözleşmenin geçersiz olması durumunda sözleşmede bulunan hükümlerinde geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşmeye dayanarak taraflar arasında yapılan ifaların sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği taraflara iadesi gerektiğini, sözleşmede bulunan ödeme şekli bölümünde 250.000-TL'nin ön ödeme/kapora olarak verildiği açıkça yazıldığını, sözleşmenin feshi halinde Yargıtay'ın yerleşmiş kararları gereği bağlanma parasının iadesi gerektiğini, davalı sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle herhangi maddi bir zarara uğramadığını, davalı halen sözleşmeye konu eczaneyi işlettiğini, eczaneyi devredeceği varsayımıyla iş veya özel hayatından...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini geri isteyebileceklerini, sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle sözleşmedeki cezai şart alacağının da geçersiz olacağını, kira tazminatı talebinin mesnetsiz olup, bu talebin reddi nedeniyle davalı yararına vekalete hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir. Dava, taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı teslim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi hukuksal nedenine dayalı sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve kira alacağına ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, "...davalının hem arsa sahibi, hem de yapının yüklenicisi olduğu görülmektedir....
HMK'nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür Mahkemece, hükmün gerekçe kısmında sözleşmenin geçersiz sayılmasına ve tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde hüküm fıkrasında sözleşmenin feshi/geçersiz sayılması istemi ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmaksızın inşaatın yapıldığı parsel dışında kalan parsellere ilişkin tapu kaydının iptali ile tescile karar verilmiştir....
Ancak sözleşme imzalandıktan sonra satın almaktan vazgeçen davacının ödediği kaparoyu geri isteyemeyeceğini, dava dilekçesinde hukuki nitelendirme olarak ''sebepsiz zenginleşme'' davası açıldığı belirtilmiş ise de, yazılı sözleşme ve mevcut durum karşısında sebepsiz zenginleşme talebinin koşullarının oluşmadığını, pandeminin mücbir sebep olarak ileri sürüldüğünü, ancak kaparo bedelinin ödendiği tarihte virüs salgını bulunmadığını, kaparo ödeme tarihi 04.03.2020 ve 16.03.2020 tarihleri olduğunu, ayrıca sözleşmenin en altında 20.03.2020 tarihine kadar cayma bedeli talep edilebileceğinin belirtildiğini, ancak davacının cayma talebi ve kaparo iadesi istemi 17.08.2020 tarihinde noter ihtarı gönderilmek sureti ile yapıldığını, tüm bu nedenlerle kaparo bedelinin iadesi isteminin haksız olduğunu, davacı tarafça, davaya konu sözleşmenin alım- satım sözleşmesi olduğu ve bu sebeple resmi yazılı şekle bağlı olduğu belirtilmiş, sonuç olarak şekle aykırılık iddiası ile sözleşmenin geçersizliğinin iddia...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ... geldiler. Davacı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava sözleşmenin feshi ve fesih sonrası kira paralarının iadesi talebinden ibarettir....
çalışıldığını, taraflar arasında akdedilen iş bu sözleşmenin resmi şekli şartına uyulmadığından sözleşmenin geçersiz olduğunun, davalı şirketin 6502 sayılı Kanunun 50/6. maddesine aykırı davranarak müvekkilinden hem peşinat talep ettiğini, hem de müvekkilini borç altına sokup müvekkilini çaresiz bıraktığını, davalı tarafından müvekkile tapu devri yapıldığı sırada davaya konu şirkete ilişkin tesislerin yapı ruhsat izinlerinin alınmadığını ve inşaatlarının durdurulma karar verildiğini, taraflar arasında imzalanan ÖY01-0488 nolu sözleşmenin iptali ile müvekkili tarafından ödenen 12450,00....