Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının Turhal ilçesindeki diğer bayilerine daha düşük fiyattan gaz sattığını, bunun sonucunda müvekkilinin acze düştüğünü, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının fesihten itibaren 3 aylık sürenin dolmasını beklemeden bu davayı açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davalının feshinin haksız olduğu, bayinin feshi halinde 21. madde uyarınca davalının cezai şart ödemesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, sözleşmenin 21. maddesi uyarınca davacının fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 4.737 TL (3.000 USD) cezai şartın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, sözleşmenin 7-c maddesi gereğince istenen cezai şart talebininse reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

    sözleşmenin feshi halinde %5 oranında zararının olacağını ileri sürerek, 6 parsele ilişkin 24.07.2009 tarihli sözleşmenin feshine, bu sözleşmenin (i) bendi gereğince teslim tarihinden fesih tarihine kadar işleyecek kira kaybı alacağı ile %5'lik daire hisse kaybı bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      Apartmanının, yıkılıp yeniden inşası için, ... kişi tarafından 04/07/2011 tarihinde davalı müteahhit firmayla arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin .... maddesinde ... yıl içinde tüm kat malikleri tarafından sözleşme yapılamaması halinde, imzalanan sözleşmenin fesih edileceğinin kararlaştırıldığın, davalının ... yıl geçmesine rağmen kat maliklerinin tamamı ile sözleşme yapmayı ve diğer aşamalara geçmeyi başaramadığını ileri sürerek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinin haklı olduğunun tespitiyle, hukuki ilişkinin yokluğunun belirlenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir....

        K A R A R Davacı, eczacı olduğunu, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı'nın 04.11.2010 tarih 9202 sayılı kararı ile yeşil kart sözleşmesinin feshedildiğini ve kendisiyle 3 yıl süre ile sözleşme yapılmama kararı alındığını, kararın gerekçesi olarak sözleşmenin 6.3.10, 6.3.13, 6.3.18, 6.3.19 maddelerine aykırılık gösterildiğini, sözleşmenin tek taraflı feshinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmenin iptalini gerektirir hiçbir hususun kurumca sağlam delillerle ortaya konulmadığını, davalı kurumca sözleşmenin feshi yanında para cezası da tahakkuk ettirildiğini, bu para cezasının da haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, davalı kurum ile yaptığı 31.09.2009 tarihli yeşil kart sözleşmesinin feshine dair kararın ve 34.396,21-TL para cezasının iptali ile sözleşmenin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          Sözleşmenin Feshinin Haklı Olup Olmadığı Değerlendirildiğinde; ---- Mahkemesinin kaldırma kararından sonra alınan 16.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda sözleşmenin süre ve fesih başlıklı ve iki defa temdit eden 5. maddesi uyarınca davalının, on gün önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle herhangi bir sebep göstermeksizin ve derhal etkili olacak şekilde sözleşmeyi feshedebileceği bu nedenle belirtilen feshi ihbar süresine uyulmuş olduğu göz önüne alındığında, haksız bir fesih olmadığı ve bu nedenle de davacının, davalıdan uğramış olduğu zararı talep edemeyeceği yönünde kanaat bildirilmiştir....

            Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca devredilen tapu kayıtlarının iadesinin talep edilmesi sözleşmenin feshi gerçekleşmeden mümkün olamayacağı için tapu iptalinin talep edilmesi halinde sözleşmenin feshininde bu talep içinde olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki somut olayda davacı yargılama sırasındaki ıslah dilekçesinde bu talebini açıkça dile getirmiştir. Bu nedenle mahkemenin sözleşmenin feshinin talep edilmediğine ilişkin tespitinde isabet bulunmamaktadır. 2-Geçerli olarak kurulan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, tüm arsa sahibi akitlerin haklarını etkileyeceğinden tüm arsa sahiplerinin davacı veya davalı olarak davada bulunmaları ya da davaya muvafakatlarının sağlanması gerekir. Somut olayda davada bulunmayan bazı arsa sahiplerinin bulunduğu anlaşılmaktadır....

              Tesisi"ne ilişkin eser sözleşmesinin, sözleşmenin feshine ilişkin şartları düzenleyen 26. maddesinde; sözleşmenin idarece veya yüklenici tarafından feshedilmesine ilişkin şartlar ve sözleşmeye ilişkin diğer hususlarda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sözleşmenin bu hükmü delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan görevi gereği mahkeme ve istinaf incelemesinde kendiliğinden gözetilir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraf şirketler arasında düzenlenen ve geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmayan 12.9.2005 tarihli “ana sözleşme” ile sözleşme eki olarak imzalanan 14.9.2005 tarihli “tesellüm tutanağı” ve 23.9.2005 tarihli “taahhütname ve teslim tesellüm tutanağının bütün olarak incelenmesinde ana sözleşmenin 3/2.maddesinde belirtilen üretici firma onay yazısının davalı tarafından davacıya 14.9.2005 tarihli tesellüm tutanağı ile teslim edildiği, davacının fesih nedeni olarak ileri sürdüğü Sağlık Bakanlığı izin yazısının alınmasının davalı yana yüklendiği konusunda sözleşmede bir düzenleme bulunmadığı, bu nedenle sözleşmenin davacı yanca haklı nedenle feshinin söz konusu olmayıp, 5/2.madde gereği davacının 15.12.2005 tarihine kadar satın alması gereken ürün miktarına ulaşılamadığından sözleşmenin kendiliğinden son bulduğu ileriye etkili sona erme nedeniyle yerine getirilen edimlerin geçerliliğinin sözleşmenin sona ermesinden etkilenmeyeceğinden, davalının davacıya...

                  Mahkemece anılan sözleşmenin 3.maddesi hükmü gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa sözleşmenin 3.maddesine aykırılığın yaptırımı aynı madde de ayrıca düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle anılan maddedeki edimin yerine getirilmemesi halinde ancak bu maddede belirtilen yaptırıma hükmedilebilirse de bu durum sözleşmenin feshinin haksız olduğunun kabulünü gerektirmez. O halde mahkemece iddia ve savunmalar çerçevesinde sözleşme hükümleri de gözetilerek davalı bayinin sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, ... isimli şahsın davalının alt bayisi olup olmadığı hususları yeterince araştırılarak konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

                    Mahkemece toplanan delillere göre; sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 3226 sayılı  Finansal Kiralama Kanunu'nun 22.maddesi uyarınca sözleşmenin kiracı aleyhine yapılan bir icra takibinin semeresiz kalması halinde sona ereceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 26/1-d maddesinde ise, kiracıya karşı herhangi bir kimse tarafından iflas, haciz, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir, konkordato vs.. gibi yollardan yasal kovuşturmaya başlanması hallerinin sözleşmenin feshini gerektiren sebepler olarak kabul edildiği, yasada sadece icra takibi yapılmasının sözleşmenin sona ermesi için yeterli görülmediği, takibin semeresiz kalması koşulunun da aranmakta olduğu, dolayısıyla sözleşme hükümlerinin yasal düzenlemeye aykırı olduğu, bu nedenle somut olayda dikkate alınmaması gerektiği, bunun yanında davalı kiracı hakkında başlatılan icra takiplerinin semeresiz kalmadığı, dolayısıyla yasada düzenlenen sözleşmenin sona ermesi halinin de gerçekleşmediği gerekçesiyle...

                      UYAP Entegrasyonu