"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ DAVA :Davacı, cezai şart alacağı, avans ödeme alacağı birleşen dava ile ücret alacağı, primi alacağı, vergi iadesi alacağı, fazla mesai ücreti, ücret alacağı ile ihbar tazminatı, kıdem tazminatı iş akti tazminatlarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, her iki davayı da kısmen hüküm altına almıştır....
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; Taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinin b bendine göre cezai şart kararlaştırıldığını, bu madde kapsamında davacının işten çıkarıldığı tarihten sözleşmenin bittiği tarihe kadarki süredeki aylık net ücretinin toplamının davacıya ödenmesi talep edilmişse de mahkemece sözleşmenin bu maddesinin cezai şart maddesi olmayıp bakiye ücret alacağına ilişkin madde olmasından bahisle davanın reddine karar verildiği, keza bu maddenin cezai şart maddesi olsa bile bakiye ücret alacağı haricinde cezai şart alacağı olması için sözlemede ayrı ayrı madde olması gerektiği, davacının Çorum 2. İş Mahkemesinin 2019/121 E....
Bu itibarla, davacının sözleşmeyi haklı nedenlerle feshettiği anlaşılmakla, hem sözleşmenin 18. maddesi hem de sözleşmenin 4. maddesi uyarınca davalı şirketten cezai şart isteyebileceği anlaşılmıştır. Davacı sözleşmenin 18. maddesi uyarınca 12/02/2021 tarihli 16.275,64 TL bedelli; sözleşmenin 4. maddesi uyarınca 05/03/2021 tarihli ve 2.613,07 TL bedelli olmak üzere toplam 18.888,71 TL tutarında iki adet fatura düzenlemiş, işbu faturaları e-fatura olarak keşide ederek davalı tarafa tebliğ etmiştir. (Ayrıca, iki adet fatura toplamı 18.888,71 TL tutarındaki cezai şart alacağının ödenmesi için ... 40. Noterliğinin ... tarih ve ... yevmye numaralı ihtarnamesini göndermiş, işbu ihtarnamede cezai şart faturalarının / alacaklarının ödenmesi için davalıya 3 gün atıfet süresi tanınmıştır....
elde etmiş olmaları ve davacının da sözleşmenin uygulandığı dönemlerde davalı tarafın her yıl eksik miktarda ürün olmasına itiraz etmemesi dikkate alındığında bilirkişilerin MK'nun 2/2 maddesine dayalı değerlendirmenin yerinde olmadığı, davacı şirketin geçersiz sözleşme kapsamında ancak sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca verdiklerini geri isteyebilecekleri davacı tarafça yaptırılan tespitte ariyet malların davalı tarafça sökülerek kendisine ait depoda muhafaza ettiği belirlendiğinden, bu malların davacıya aynen iadesi mümkün olup, davacının iadeyi değil, sözleşmenin 9. maddesine göre cezai şart talep ettiği, sözleşme hukuka aykırı ve geçersiz olduğundan bu talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Böyle bir cezai şart hükmü, Borçlar Kanunun 325. maddesine göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinden farklıdır. Bu durum, konuya dair yasal düzenlemenin tekrarı mahiyetinde de değildir. Gerçekten tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir. Bu arada işçinin bakiye süre ücreti ölçüt alınarak kararlaştırılmış olan cezai şarttan başka sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin de Borçlar Kanununun 325. maddesine göre talep edilip edilemeyeceği soruna değinmek gerekir ki, ifaya eklenen cezai şart çözüme gidilmesi ve buna göre koşulların varlığı halinde sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin ayrıca talep edilebileceği belirtilmelidir....
Mahkemece, davalı tarafından dava konusu bonoya ilişkin ihtiyati haciz isteminde bulunulurken bononun taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiğini beyan etmesi üzerine ihtiyati haczin kaldırılmasına dair kararın Yargıtay 19.Hukuk Dairesi tarafından onandığı, davalının ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda senedin nakit para karşılığı verildiğine dair davalı iddiasının doğrulanmadığı, bu konuda davalı defterinde bir kayıt bulunmadığı, davalının cezai şart isteminde bulunarak açtığı bir dava bulunmadığı, davacıya sözleşmenin başında teslim edilen emtiaların davalıya iadesi sırasında cezai şart alacağından bahsedilmediği, sözleşmenin feshinin itirazsız şekilde kabul edildiği gerekçeleriyle davacının takip konusu 200.000 USD bedelli bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz edilmiştir....
E.sayılı icra dosyasında 20.000 TL asıl alacağın (finansmaaş sözleşmesi ile kararlaştırılan bedelin iadesi-cezai şart) faizleriyle birlikte iadesinin istenildiği, davalı tarafça ödenmesi istenen bedelin cezai şart olduğu konusunda itirazının bulunmadığının görülmüş olduğu, davacı vekilinin istinaf talebinde davalının tacir olduğunu ve cezai şart miktarında tenkis istenemeyeceğini ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da; kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğunun saptanması durumunda 6098 Sayılı TBK 182/3 maddesi gereğince, cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği, Yargıtay uygulamalarında da bu hususun kabul edildiği (emsal Yargıtay 11....
Davacı tarafça, bayilik sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart ifaya eklenen cezai şart olduğundan hem müspet zarar(kar mahrumiyeti) hem de cezai şart aynı anda talep edilebilmektedir dense de bu ancak sözleşmede açıkça belirtildiği takdirde mümkündür. Müvekkil ve karşı taraf arasındaki sözleşmede ise böyle bir anlaşma bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Kararı 2008/6130-Esas, 2010/2066-Karar ve 23.02.2010 tarihli kararında "Sözleşmenin feshedilmesi halinde müsbet zarar istenemeyeceği kural olup, aksinin taraflarca kararlaştırılması ve kar mahrumiyetinin talep edilebilmesi mümkündür." hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla karşı tarafın hem müspet zarar hem de cezai şartı aynı anda talep etmesi mümkün değildir. Ayrıca yine cezai şartın açıklandığı sözleşmenin 32. Maddesi b bendine göre cezai şart hesabı; bayinin LPG alımı yaptığı dönemde LPG alımının en yüksek olduğu aydaki LPG miktarının fesih tarihindeki perakende satış fiyatı ile çarpılmasıyla hesap edilir şeklindedir....
başlıklı 28/09/2010 tarihli davacı imzasını taşıyan matbu beyanda sözleşmenin her ne sebeple sona ermesi halinde istasyon ve tesisin derhal teslim edileceği, aksi halde beher gün için 200 USD cezai şart ödeneceği hükmünün sözleşmenin haklı nedenle feshinde dahi davacı-birleşen davada davalının davalı-birleşen davada davacı dağıtım şirketine cezai şart ödemekle yükümlü tutulmasının ahlaka aykırı bir düzenleme olduğu ve TBK'nın 27. maddesine aykırılık oluşturduğu için geçersiz olduğu, davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından davacının cezai şart yükümlülüğünün doğmayacağı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
şart alacağı talep edemeyeceği, malzemelerin bedelinin iadesi ve cezai şart talebine yönelik olarak ise fatura içeriği malzemelerin davalıya sevk ve teslim edildiğine dair yazılı belge ibraz edilmediği, dolayısıyla davacının ariyetlerin iadesi, aksi halde sözleşmede öngörülen cezai şart bedelinin ödenmesi talebinin yerinde olmadığı, ancak 01.04.2010 Ek Anlaşma'nın II....