Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KABUL VE GEREKÇE: Dava konusu uyuşmazlık; sözleşmenin feshi ve elatmanın önlenmesi talebine ilişkin olup, istinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ve re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

Mahkemece davacının hali hazırda başka bir iş yaptığı ve iki ayrı şirkete müdürlük görevi olduğu, mevcut duruma göre davacının ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dayanılan ve hükme esas alınan 01.04.2009 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin özel şartlar 19. Maddesinde; sözleşmenin iki yıllık olduğu kontratın sona ermesinden bir ay evvel taraflar yazılı olarak ihtarda bulunmadıkları sürece sözleşmenin yenilenmiş sayılacağı kararlaştırılmıştır. Kira sözleşmesinde tahliye için sözleşme sona ermeden belli süre önce feshi ihbar koşulu öngörülmüş ise bu şart geçerli olduğundan buna uyularak uygun süreli ihbarı takiben kira sözleşmesinin sonunda dava açılması gerekir. Taraflar kira sözleşmesinde feshi ihbar koşulunu ve süresini serbestçe belirleyebilirler....

    Davalı kiracının sözleşmenin 6.maddesine göre altı ay önceden ihbarda bulunup altıncı ayın sonunda tahliye ettiği, tahliye ettiği tarihe kadarki kira bedellerini ödediği anlaşılmaktadır. Bu konuda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı kiracı sözleşmede kararlaştırılan feshi ihbar süresine uyarak taşınmazı tahliye ettiğine ve tahliye tarihine kadar ki kira bedellerini ödediğine göre artık boş kaldığı süre için tazminat istenmesi doğru olmadığı ve davalının feshi ihbarının sözleşmeye uygun olduğu bu defaki incelemeden anlaşılmakla, davalının karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

      Konut ve çatılı işyerlerinde sözleşme süresiz yapılmış veya sonradan süresiz hale gelmiş ise bu durumda fesih bildiriminin dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 262. maddesindeki koşullara uygun olarak yapılması gerekir. Anılan madde hükmüne göre süresiz kira sözleşmelerinde altı aylık dönemler için üç ay evvel feshi ihbarda bulunmak ve altı ayın sonunda dava açmak suretiyle akdin feshi, kiralananın tahliyesi istenebilir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen feshi ihbar ancak o dönem sonunda dava açma hakkı verir. Bu feshi ihbar sonraki dönem için kullanılamaz. Sözleşmenin kurulduğu tarihe nazaran, 20.06.2011 tarihinde dava açılabilmesi için ikinci altı aylık dönem olan 15.12.2010-15.06.2011 dönemi için feshi ihbarın üç ay önceden yani 15.12.2010-15.03.2011 tarihleri arasında çekilmiş olması gerekir. Davacı tarafından davalıya gönderilen feshi ihbar bildirimi 13.06.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, dava da 20.06.2011 tarihinde açılmıştır....

        Davacı vekili; Okul Aile Birliği ile kantinci T3 arasında imzalanan kira sözleşmesinin 20. maddesinde; "İşletme süresi hakkı sona erdiği veya süresinden evvel iptali halinde işletme hakkı verilen yer idareye teslim edilmediği takdirde her geçen gün işletici kişi tarafından işletme bedelinden ayrı olarak aylık işletme bedelinin %10'u oranında günlük ceza uygulanır." hükmüne yer verildiğini, davalının sözleşme şartlarını kabul ettiğini ve sözleşme imza altına alındığını, taraflar arasında imzalanan bir sözleşmenin tarafları sorumluluk altına aldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kaldı ki; 09/02/2012 tarihli ve 28199 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Okul-Aile Birliği Yönetmeliğinin "Sözleşmenin feshi, iptali ve kiralanan yerlerin tahliyesi" başlıklı 22 inci maddesinde; "....(4) Kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi hâlinde taşınmaz tahliye edilmezse, EK-2’de yer alan Kira Sözleşmesi Örneğinde öngörülen ceza tahsil...

        Asliye Ticaret Mahkemesinin iflasın ertelenmesine ilişkin kararı uyarınca iptal edildiğini bu nedenle davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesinin imkansız hale geldiğini belirterek ifa imkansızlığı gerekçesi ile sözleşmesinin feshi, kiralanan yerin tahliyesi ve boş olarak teslimi isteğinde bulunmuştur. Davalı, açılan uyarlama davasında verilen karar gereklerinin yerine getirildiği gibi iflasın ertelenmesi kararının edimlerin ifa edilmesine engel olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur. Davanın HUMK.nun 8/II maddesinde belirtilen davalardan olduğundan bahisle Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanununun 270 ve devamı maddelerinde düzenlenen hasılat kira sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi ve tahliye isteğine ilişkindir....

          Yenilenmiş olan kira sözleşmesi önceki sözleşmenin koşullarını aynen taşır. Sözleşmenin yenilenmesi ile belli süreli sözleşme süresi belli olmayan sözleşme haline gelir. Ancak taraflar yenileme ile yeni sözleşmenin süresini eskisi gibi aynı süreli olacağını kararlaştırabilir. Olayımıza gelince; taraflar arasında 11.06.2001 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli kira sözleşmesinin imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde, ... ada ... parselde yer alan Bülbülderesi Apartmanının çatısına baz istasyonu montajının yapılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 8.1. maddesinde sözleşmenin 10 yıl müddetle geçerli olacağı, 8.2. maddesinde ise sözleşme süresinin sona ermesinden bir ay öncesinden kiracı Siemens tarafından sözleşmenin sona erdirilmemiş olması halinde, söleşmenin aynı süre için uzayacağı düzenlenmiştir. Bu şart geçerli olup, tarafları bağlar....

            Somut olayda; Kiraya veren İbrahim Yıldırım'ın 21/12/2012 tarihinde vefat ettiği, geride davacılar ..., ..., ... ve ...'ın kaldığı, külli halefiyet ilkesi gereği mirasçıların sözleşmenin tarafı olduğu ve sözleşmenin devam ettiği görülmüştür. Davacılardan ... tarafından, sözleşmenin 11/c maddesi dayanak gösterilerek gönderilen 26/06/2013 tarihli ihtarname, davalıya 02/07/2013 tarihinde tebliğ edilmiş ve buna istinaden de davacılar tarafından davalının kiralanandan tahliyesi talep edilmiştir....

              Somut olayda, Davacının ... ili ... ilçesi ... mahallesi 115 ada 19 ve 20 nolu parselleri ... İflas Müdürlüğü'nün yaptığı ihalede satın aldığı,taşınmazın eski maliki davalılardan ... Otelcilik'in taşınmazları davalılardan ...'a 16.08.2000 tarihli kira sözleşmesi ile 99 yıllığına konut mesken olarak kiralayıp kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiği, oysa bu yerin konaklama tesis alanı olduğu ve bu nedenlerle kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile tapudaki kira şerhinin iptalini ve taşınmazın tahliyesi talep ettiği anlaşılmaktadır....

                Davalı kiraya verenin, davacı kiracısı ile düzenlediği kira sözleşmesi usulüne uygun olarak feshedilmediğinden veya kiracının tahliyesi için tahliye davası açılmadığından sözleşme tüm hükümleri ile geçerli olup tarafları bağlar. Kiraya veren tarafından düzenlenen tek taraflı feshi ihbar ile ve taşınmazın terk edildiğinden bahisle kira sözleşmesinin sona erdirilmesinden bahsedilmesi mümkün değildir. Davalı kiraya veren, davacı kiracısına yönelik akdin feshi ve tahliye davası açtığından veya sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğinden bahsetmemiştir. Bu durum karşısında kiracı olan davacının kullanma hakkını yitirdiğinden söz edilemeyeceğinden davacının kiracılığının devam ettiğine karar verilerek davacının diğer talepleri konusunda delillerin toplanıp bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu