Davalı, davacının kira sözleşmesini feshetme hakkı olmadığını, sözleşmenin 18/10/2010 tarihinde süresiz hale geldiğini ileri sürüp davanın reddini savunmuştur. Mahkemece şartları oluştuğundan kiralananın tahliyesine karar verilmiştir. Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 18/10/2000 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kiralananın niteliğine göre sözleşme B.K.'nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabidir. Sözleşmenin 2. maddesinde “ Sürenin sona ermesinden 1 ay evvel taraflardan biri sözleşmeyi feshettiğini diğer tarafa yazılı olarak bildirmedikçe, sözleşme aynı şartlarla ve aynı süre için uzatılmış sayılacaktır." düzenlemesine yer verilmiş olup, bu düzenleme ile taraflara 10 yıllık sürenin bitiminden 1 ay önce fesih iradesini bildirmediği takdirde sözleşmenin aynı koşullarda 10 yıl daha uzatma hakkı tanınmıştır....
Yerel Mahkemece feshi ihbarın süresinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş, yerel mahkeme aynı gerekçe ile önceki kararında direnmiştir. Dava konusu taşınmazın arsa nitelikli ve 1.5.2005 başlangıç tarihli sözlü kira sözleşmesiyle belirsiz süreli olarak kiralandığı, feshi ihbarın 26.04.2007 tarihinde 1.11.2007 tarihi itibariyle yapıldığı ve davanın 7.12.2007 tarihinde açıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, feshi ihbarın süresinde yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Kiralanan arsa niteliğinde olup kira süresi de belli olmadığından uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun 262.maddesine göre çözümlenmesi gerekir. B.K.'nun 262.maddesine göre taraflar aksini kararlaştırmamış ise ve o yörede feshi ihbarın zamanını tayin için bir adet yok ise altı aylık bir sürenin sonu için en az üç ay evvel yapılması gereken ihbarla akit feshedilebilecektir....
İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; kira süresi bittikten sonra davacı tarafından taşınmazların kullanılmaya devam edildiği, bu nedenle kira sözleşmesinin belirsiz süreli kira sözleşmesine dönüştüğü, özel hukuk hükümlerine göre düzenlenmiş bir kira sözleşmesi olması nedeniyle kira sözleşmesinin feshinin ve taşınmazın tahliyesinin özel hukuk hükümleri uyarınca yapılması gerektiği, bu nedenle davalı idarece kira sözleşmesinin feshi için özel hukuk hükümleri uyarınca adli yargıda açılacak olan davada bir karar aldıktan sonra işlem tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, böyle bir karar alınmadan, idarece tek taraflı olarak sözleşmenin feshi ve taşınmazların tahliyesi yönünde tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Öncelikle, somut olayın uyuşmazlığa etkili yönlerinin ve ilgili yasal düzenlemelerin ortaya konulmasında yarar vardır. Mülkiyeti Hazineye, kullanımı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine ait olan taşınmaz, davalı tarafından 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1. ve 12. maddeleri uyarınca ihale ile ve ihale sonucu ihale şartnamesinde öngörülen şartlarla kantin olarak kullanılmak üzere 26.03.2012 tarihinden 26.03.2013 tarihine kadar davacı tarafa kiralanmıştır. Davalının 09.04.2013 tarihli yazısı ile de kira sözleşmesinin 26.03.2013 tarihi itibariyle sona erdiği, taşınmazın 01.04.2013 tarihinde Beltur A.Ş’ye kiralandığı belirtilerek sözleşmenin 13. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın tahliyesi talep edilmiştir. Bu yazı 12.04.2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki adi yazılı sözleşme geçersiz ise de, sözleşmeye konu taşınmazın yükleniciye devredilmiş olması nedeniyle geçerlilik kazandığı, davalı yüklenicinin sözleşmeden kararlaştırılan sürede edimini ifa etmediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir. Davacı tarafça, tapu iptal tescil istemi ile birlikte sözleşmenin geriye etkili olarak feshi isteminde de bulunulmuş olmasına rağmen, mahkemece, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi istemi hakkında hüküm tesis edilmemiş ise de, sözleşmeye konu parselin davalı yüklenici adına olan tapu kaydının iptali ile davacı arsa sahibi adına tesciline karar verilmiş olmasının, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi sonucunu da doğurduğu açıktır....
, davalı idarece dava konusu taşınmazın tahliyesi için … tarih ve … sayılı yazısı ile davacıya bildirimde bulunulduğu, akabinde tahliyenin gerçekleşmemesi üzerine taşınmazın tahliyesi için Etimesgut Kaymakamlığına … tarih ve … sayılı talep yazısının gönderildiği, Etimesgut Kaymakamlığının … tarih ve … sayılı tahliye kararı doğrultusunda davalı idarenin … tarih ve … sayılı yazısı ile taşınmazın 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre tahliyesinin istenildiği anlaşıldığından, usulüne uygun olarak tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen kiralananın tahliyesi, sözleşmenin feshi - şerhin kaldırılması davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından duruşma talepli olarak temyiz edilmiş, davanın niteliği gereği duruşma isteminin reddiyle temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın...
Tüketici Mahkemesi'nce, sözleşmenin feshi talepli davada, feshedilen sözleşmenin sonucu olarak tapunun eski hale getirilmesi gerekeceği, kurulacak hükmün taşınmazın aynına yönelik hükümleri de içereceği, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK'nın 12/1. maddesi uyarınca kesin yetkili olduğu ve iadesi gereken taşınmazın da Yalova ilinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nce ise, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devremülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanunu'nda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Tüketici Mahkemesi'nce, sözleşmenin feshi talepli davada, feshedilen sözleşmenin sonucu olarak tapunun eski hale getirilmesi gerekeceği, kurulacak hükmün taşınmazın aynına yönelik hükümleri de içereceği, taşınmazın aynına ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK'nın 12/1. maddesi uyarınca kesin yetkili olduğu ve iadesi gereken taşınmazın da Yalova ilinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Yalova 4. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nce ise, davanın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı bu sebeple kesin yetkinin de söz konusu olmayacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Devremülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; taşınmazın tahliye edilmiş olduğu anlaşıldığından, tahliye ve sözleşmenin feshi davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5.512,00 TL alacağın davalılardan.. ile ...'...