WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan Yönetmeliğin 5/h maddesinde; “sözleşme konusu hakkın kullanılması karşılığı olarak tüketici tarafından ödenecek bedel, ortak tesislerin ve hizmetlerin kullanımı için ödenecek bedel, vergi, harç gibi zorunlu yasal giderler ve genel idari masrafların ne şekilde hesaplanacağına ilişkin açıklamalar”ın sözleşmede yazılı olarak yer alması gerektiği hüküm altına alınmıştır. Bu yasal düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı gibi, tüketicinin, devre tatil hakkının kullanması karşılığı tesislerin ve hizmetlerin kullanımı için ve yine genel idari masraflar için bir bedel ödeyeceği hususunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, bu aidat ve genel idari masrafların fahiş ve keyfi olarak belirlenmemesi gerekir. Devre tatil sözleşmeleri 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında düzenlenmiş olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Kaldı ki, devre tatil sözleşmeleri iki taraflı sözleşmeler olup, her iki tarafa da edimler yüklemiştir....

    ın 05/03/2015 tarihinde işten ayrıldığını, aralarındaki sözleşmenin garantiye ilişkin 5. maddesine göre 3 aylık zaman zarfında işçinin kendi isteği ile işten ayrılması halinde yeniden davalı tarafından hizmet sunumu gerektiğini, ancak bu konuda yazışmalar yapılmasına rağmen sonuç alınamadığını ve sözleşmenin feshedildiğini belirterek davalının üzerine düşen yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme bedelinin iadesi için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptalini ve takibin devamını, asgari yüzde yirmi icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir....

      Davacı, bedava tatil çıktığı söylenip davet edildiği otelde şov amaçlı gösterimden sonra, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 2.8.2000 tarihli devre tatil sözleşmesini imzaladığını, ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını, tesisin kullanıma hazır halde kendisine tesliminin yapılmadığını, tesisin işletme ruhsatınını bulunmadığını belirterek, sözleşmenin feshi ile, ödemiş olduğu bedelin iadesi istemiyle eldeki davayı açmış, davalı ise devre tatil sözleşmesinin kapıdan satış şeklinde yapılmadığını, davacının tesisleri bizzat görerek sözleşmeyi imzaladığını savunmuştur. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı TKHK'nun 8/1 maddesinde, “kapıdan satış, işyeri, fuar, panayır gibi satış mekânları dışında önceden mutabakat olmaksızın yapılan tecrübe ve muayene koşullu satışlardır.” şeklinde tanımlanmış olup, anılan sözleşmenin kapıdan satış şeklinde yapıldığının kabulü gerekir....

        Dosya kapsamında yapılan incelemede; davaya konu feshi talep edilen sözleşmeye bağlı olarak davacıya devre mülkün tapusunun verilmiş olduğu görülmektedir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince davanın sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebine ilişkin olduğu düşünülerek; 6100 sayılı HMK'nın 114.maddesi gereğince dava şartları anlamında inceleme yapılmış olsa da, taşınmaz tapusunun davacı adına tescil edildiğinin ve mahkemenin yetkili olup olmadığının da göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Tapu kayıtlarına göre taşınmazın Yalova İli, Termal ilçesi, Akköy köyü, 424 ada, 27 parsel numaralı, taşınmazda 7/3650 hisseye tekabül eden tapu kaydının davacı adına tescil edildiği görülmüştür....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin feshi nedeniyle peşin ödenen kira bedelinin, fesihten sonraki döneme isabet eden kısmının iadesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6098 sayılı Kanun'un 299, 301 ve 310 uncu maddeleri, 2. Dairemizce aynı konuda verilen 15.05.2018 tarihli ve 2017/16502 E., 2018/5173 K. sayılı ilamı. 3. Değerlendirme 1.6098 sayılı Kanun'un 299 uncu maddesinde; “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmü bulunmaktadır. 2. Aynı Kanun’un 310 uncu maddesi; ''Sözleşmenin kurulmasından sonra kiralanan herhangi bir sebeple el değiştirirse, yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur.'' düzenlemesini içerir. 3....

          Taraflar arasında .. arası 1. kısım (KM.76+443-85+123 arası) Toprak işleri, sanat yapıları, üst yapı ve çeşitli işler yapım işi” ihalesiyle ilgili ... nezdinde 14.09.2009 tarih ve 32914 yev. nolu birim fiyatlı eser sözleşmesinin 4.451.049,00 TL toplam bedel üzerinden imzalandığı hususunda çekişme bulunmamaktadır. Dairemizin bozma kararı ihtiyati tedbire ilişkin olduğundan daha önce işin esasına girilmemiştir. Uyuşmazlık yanlar arasındaki eser sözleşmenin davalı idarece 20.09.2012 tarih ve 7294 sayılı Genel Müdürlük onayı ile feshi işleminin tüm sonuçlarıyla iptâli isteminden kaynaklanmaktadır. TBK 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen Eser sözleşmesinde yüklenici, iş sahibinin ödemeyi üstlendiği ücret karşılığında bir eser meydana getirmeyi borçlanır. Sözleşmelerde fesih; bozucu yenilik doğuran bir hak olup, karşı tarafa iradenin ulaşması ile tamamlanır ve hukuki sonuçlarını yaratır....

            Taraflarca 27/12/2021 tarihli sözleşme ve bu sözleşmeye ilişkin teknik şartname, yazışma ve ihtarname suretleri ile ihale komisyonunun fesih kararı sureti ibraz edilmiş, mahallinde delillerin değerlendirilmesi amacıyla Mahkememizce 20/03/2023 tarihinde keşif yapılmış, bilirkişi heyetinden 09/05/2023 tarihli rapor alınmıştır. Davacı vekili, 25/07/2023 tarihli ıslah dilekçesiyle, iş bedelinden doğan alacak taleplerini 164.289 TL.+ (%18) KDV=193.861,02 TL.'ye, fiyat farkından doğan alacak taleplerini 129.510,96 TL.+ (%18) KDV=152.822,93 TL.'ye yükseltmiştir. İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Dava, "Sözleşmenin Feshi ve Alacak ile Teminat Mektubunun İadesi" davasıdır. Somut olayda ; taraflar arasında 27/12/2021 tarihli iş yapım sözleşmesi imzalandığı, işin toplam bedelinin 690.000 TL.+KDV olduğu, sözleşme gereğince davacı yükleniciden davalı idare (işveren) tarafından toplam 41.500 TL.'...

              Sözleşmenin geriye etkili olarak feshi halinde taraflar fesihten önce edimde bulunmuşlarsa bunları geri vermeleri gerekir. Davalı arsa sahibinin yükleniciye ödediği bedel ve üzerine geçirdiği arsa payı yoktur. Yüklenici ise fesihle ilgili mahkeme kararında kabul edildiği üzere proje ve ruhsatına göre inşaatı % 45 seviyesinde yapmıştır. Belli aşamaya gelen inşaatın arsadan sökülüp yükleniciye iadesi düşünülemeyeceğinden imara, projesi ve ruhsatına uygun yararlanılması mümkün ve arsa sahibinin mal varlığında artışa neden olan imalat bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre yükleniciye verilmesi gerekir....

                Dava, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vade sözleşmesinin feshi nedeniyle menfi zarar ve ödenen bedelin iadesine ilişkin alacak davası olup, davacının ıslah ettiği alacak miktarı üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, 15.000 USD alacağın tahsiline ilişkin dava açmıştır. Mahkemece bu alacak üzerinden ihtiyati haciz kararı vermiştir. Dava dilekçesinde iki ayrı talep olup, ödenen bedelin iadesi ve menfi zararın tahsili talep edilmiştir. Her iki alacağın miktarını mahkeme tarafından davacıya açıklattırılması gerekir. Ödenen bedel sözleşmenin feshi ile Muaccel hale gelmiş olup, bu alacak yönünden ihtiyati haciz talep etme koşulları oluşmuştur. Ancak menfi zarar yönünden alacağın miktarı yargılamaya muhtaç olduğundan, bu alacak yönünden ihtiyati haciz koşulları oluşmamıştır....

                hususunda yeterli araştırma yapılmamış olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde bu bedelin tamamının ödenmiş olduğu iddiası ileri sürülmüş olduğundan, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi hükmünün davacı tarafça yapılan ödemelerin tamamını kapsaması gerektiğinden bu hususta yeterli araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre temyiz eden davalıların temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu