Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 78.790,85 TL asıl alacak, 4.160,00 TL asıl alacak, 5.051,25 TL işlemiş faiz, 266,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 88.268,80 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı....
ın sözleşmenin tarafı olmadığını, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen pay devir sözleşmesinde şirket paylarırın müvekkiline bedelsiz devrinin düzenlenmesi nedeniyle, müvekkilinin sözleşmeye imza attığını, sözleşmeyle kararlaştırılan edimin büyük kısmının davalılarca yerine getirildiğini, ancak davalının pay devri konusunda uyuşmazlık çıkarması nedeniyle sözleşmedeki bakiye edimini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekili tarfından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....
ye devretmeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin diğer hükümlerinde, davalı adına kayıtlı ...... plakalı aracın 30.01.2016 tarihinde davacı şirkete devredileceği, aynı tarihte dava dışı ....... adına kayıtlı olan ...... plakalı araç üzerindeki rehnin davacı tarafından kaldırılacağının düzenlendiği, sözleşme uyarınca hisse devrinin gerçekleştiği ve 310.000,00-TL'nin davalıya ödendiği ihtilafsızdır. Davacı vekilince sözleşme uyarınca davalıya ödenen 310.000,00-TL'nin devri kararlaştırılan araç bedelini de kapsadığı iddia edilerek bu doğrultuda aracın teslim edilmemiş olması nedeniyle oluşan zararın tazmini talebinde bulunulmuştur....
Mahkemece iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; sözleşmenin feshi talep edilmediğinden, sözleşmenin halen yürürlükte olduğu, davalının tek taraflı fesih ihbarının hukuki sonuç doğurmadığı, davacının üzerine düşen edimlerin tamamını yerine getirmediği, 26.03.2012 tarihi itibariyle 785.500,00 TL'lik hatalı ve eksik imalat olduğundan davacı tarafın tescile hak kazanmadığı, eksik iş bedelinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesi koşuluyla taşınmazların devrinin yapılabileceği ancak sözleşmenin taraflarının her ikisinin de yüklenici konumunda olduğu, davalı şirketin bedel teklifini kabul ile yükümlü olmadığından, davacıya bu bedelin ödenmesi için mehil vermeye gerek görülmediği, aksinin kabulü halinde, tarafların sözleşmeden beklediği yarar dengesinin bir taraf aleyhine bozulma ihtimali ile karşılaşılacağı, davacının sözleşme kapsamında yaptığı işlerin değer ve miktarı taşınmazların devri için yeterli olmamakla birlikte, bu hususun ancak sözleşmenin feshi...
Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının teminat gösterme yükümlülüğü bulunduğunu, icra takibine konu edilen sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, taraflar arasında yapılan limited şirket pay devir sözleşmesine göre müvekkilinin davacı tarafa borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki geçerli sözleşmenin noterde düzenlenen sözleşme olduğunu, adi yazılı sözleşmenin inkar edilmediğini, ancak bu sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle müvekkilinin borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi gereği hisse devir sözleşmesinden doğan borçların davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle ödemelerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK'nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir....
Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının teminat gösterme yükümlülüğü bulunduğunu, icra takibine konu edilen sözleşmenin hukuken geçerli olmadığını, taraflar arasında yapılan limited şirket pay devir sözleşmesine göre müvekkilinin davacı tarafa borcu bulunmadığını, taraflar arasındaki geçerli sözleşmenin noterde düzenlenen sözleşme olduğunu, adi yazılı sözleşmenin inkar edilmediğini, ancak bu sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle müvekkilinin borcu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesi gereği hisse devir sözleşmesinden doğan borçların davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle ödemelerin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK'nun 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir....
maddesindeki bütün şartları taşıyan devri onaylar.”...
Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle ödenen miktarın istirdatı isteğine ilişkindir. Mahkemece, cayma hakkının 14 günlük yasal süresinde kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞMENİN KONUSU” başlıklı 3. maddesinde ' Şirketin,... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan mülkiyeti ... İnşaat ve Turizm Ticaret Aş'ne ait 108 ada, 2 parsel nolu taşınmaz üzerinde Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözlemesi ile yapımı üstlendiği ... Termal Tatil Köyünden aşağıda yeri konumu belirtilen devre mülkün satışının düzenlenmesi işbu sözleşmenin konusunu oluşturur." şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere bu tür sözleşmeler resmi şekil şartına tabidir....
miktar olarak kesin şekilde tespit eden bir karar olmadığını, sözleşme hükümlerinde yapılan---- belirlendiği için ---- üzerinden belirlenmesi doğru olmadığını, alacaklarının hem---- tarihine kadarki imalatlar için hem de ----- arası dönemi kapsayan imalatlar için olmak üzere bir bütün halinde tespit edilerek --- üzerinden ödenmesini talep ettiklerini, ------ Mahkemesinde açılan davada mahkemece keşif yapıldığını, bilirkişilerden rapor aldırıldığını, raporlar arasında çelişki bulunup alacaklarının miktarı kesin olarak belirlenmediğini, her iki tarafın istinafı üzerine dosya halen --------- esasında derdest bulunduğunu, iş bu alacak davasının konusunu teşkil eden tüm delillerin halen istinaftaki bu dosyada bulunması nedeniyle, alacak haklarımızın zayi olmaması amacıyla bu kez alacak talepli iş bu dava açıldığını, -------- dosyalarının da alacak bedelinin tespitini talep ettiklerini, davanın kabulünü, alacağın miktarı bu aşamada belirsiz olduğunu, ------- dosyasında alacak miktarlarının...
Dosya kapsamında mevcut taraflar arasında geçen whatsup ve email yoluyla yapılan yazışmalarının içeriği 18.01.2016 tarihli "protokol" isimli belgenin hisse devrinin dışında farklı alacak ve borçluluk ilişkisine istinaden düzenlendiğini ispata yeter değildir. Sözkonusu protokolde, sözleşmenin karar defterine işlenmesinden itibaren devredenin hiçbir hakkının kalmadığının yazıldığı, bu hususun da protokolün pay devrini sağlamak ve pay devri sonrası şirketten olan alacakların tasfiyesi amacı ile yapıldığının göstergesi olduğu anlaşılmaktadır....