Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

maddesindeki bütün şartları taşıyan devri onaylar.”...

    Mahkemece iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; sözleşmenin feshi talep edilmediğinden, sözleşmenin halen yürürlükte olduğu, davalının tek taraflı fesih ihbarının hukuki sonuç doğurmadığı, davacının üzerine düşen edimlerin tamamını yerine getirmediği, 26.03.2012 tarihi itibariyle 785.500,00 TL'lik hatalı ve eksik imalat olduğundan davacı tarafın tescile hak kazanmadığı, eksik iş bedelinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesi koşuluyla taşınmazların devrinin yapılabileceği ancak sözleşmenin taraflarının her ikisinin de yüklenici konumunda olduğu, davalı şirketin bedel teklifini kabul ile yükümlü olmadığından, davacıya bu bedelin ödenmesi için mehil vermeye gerek görülmediği, aksinin kabulü halinde, tarafların sözleşmeden beklediği yarar dengesinin bir taraf aleyhine bozulma ihtimali ile karşılaşılacağı, davacının sözleşme kapsamında yaptığı işlerin değer ve miktarı taşınmazların devri için yeterli olmamakla birlikte, bu hususun ancak sözleşmenin feshi...

      Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 91.000,00 TL asıl alacak, 583,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 91.583,40 TL alacak üzerinden 7 örnek icra takibi yaptığı, ödeme emrinin davalı borçluya 13.11.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13.11.2018 tarihinde (süresi içerisinde) borca, ferilerine, işlemiş faize, faiz oranına itiraz ettiği görüldü. Dosyaya sunulan 14/10/2020 tarihli bilirkişi SMMM .... tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun, davacı ile davalı arasında akdedilen devir sözleşmesine istinaden cayma hakkının kullanılması nedeniyle ödenen hisse devri bedelinin ödenmesine ilişkin yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Dava dışı .... Tic. ve San. Ltd. Şti.'nin 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Dava dışı ..... Tic. ve San, Ltd, Şti.'nin ticari defterlerinde 500 Sermaye hesabının davacı ...'nun isminin bulunmadığı, sadece davalı ...'...

        Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle ödenen miktarın istirdatı isteğine ilişkindir. Mahkemece, cayma hakkının 14 günlük yasal süresinde kullanılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmesinin “SÖZLEŞMENİN KONUSU” başlıklı 3. maddesinde ' Şirketin,... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan mülkiyeti ... İnşaat ve Turizm Ticaret Aş'ne ait 108 ada, 2 parsel nolu taşınmaz üzerinde Arsa Payı Karşılığı Bina Yapımı ve Satış Vaadi Sözlemesi ile yapımı üstlendiği ... Termal Tatil Köyünden aşağıda yeri konumu belirtilen devre mülkün satışının düzenlenmesi işbu sözleşmenin konusunu oluşturur." şeklinde ifade edilen hükümle taraflar arasında devremülk satış sözleşmesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere bu tür sözleşmeler resmi şekil şartına tabidir....

          ye devretmeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin diğer hükümlerinde, davalı adına kayıtlı ...... plakalı aracın 30.01.2016 tarihinde davacı şirkete devredileceği, aynı tarihte dava dışı ....... adına kayıtlı olan ...... plakalı araç üzerindeki rehnin davacı tarafından kaldırılacağının düzenlendiği, sözleşme uyarınca hisse devrinin gerçekleştiği ve 310.000,00-TL'nin davalıya ödendiği ihtilafsızdır. Davacı vekilince sözleşme uyarınca davalıya ödenen 310.000,00-TL'nin devri kararlaştırılan araç bedelini de kapsadığı iddia edilerek bu doğrultuda aracın teslim edilmemiş olması nedeniyle oluşan zararın tazmini talebinde bulunulmuştur....

            Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup, davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 78.790,85 TL asıl alacak, 4.160,00 TL asıl alacak, 5.051,25 TL işlemiş faiz, 266,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 88.268,80 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği anlaşıldı....

              ın sözleşmenin tarafı olmadığını, davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen pay devir sözleşmesinde şirket paylarırın müvekkiline bedelsiz devrinin düzenlenmesi nedeniyle, müvekkilinin sözleşmeye imza attığını, sözleşmeyle kararlaştırılan edimin büyük kısmının davalılarca yerine getirildiğini, ancak davalının pay devri konusunda uyuşmazlık çıkarması nedeniyle sözleşmedeki bakiye edimini talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalılar vekili tarfından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

                Şti.den hisse payının devri ve işletme ortaklığı sözleşmesi ile devraldığı hisseler için davalı şirket yetkilisine verdiği çeklerin iptalini ve yine işlem temelinin çöktüğü iddiası ile şirket hissesinin devrine ilişkin sözleşmenin iptalini talep ettiği görülmüştür. Sözleşmenin ve Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen cevabi müzekkerenin tetkikinden davaya konu şirketin ... sicil numarası ile kayıtlı olduğu, tescilli adresinin ... olduğu belirlenmiştir. Davanın yukarıda belirlenen niteliğine göre 6100 sayılı HMK'nın 14/2.maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi davaya bakmakla kesin yetkili mahkeme olduğundan Mahkemenin yetkisi re'sen değerlendirilmiş ve davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK.nun 114/1-ç ve 115/ 2 maddesi uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

                  İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin yerel mahkeme tarafından hatalı nitelendirildiğini, davaya konu sözleşmenin bir devre mülk sözleşmesi olmadığını, bu nedenle de devre mülk sözleşmesinin unsurlarını taşıması da gerekmediğini, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin taraf iradeleri esas alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, huzurdaki davada taraf iradelerinin hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olarak tecelli ettiğini, mahkemenin zorlama bir yorumla neden bu sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu konusunda ısrar ettiğinin anlaşılamadığını ve taraf iradelerinin yok sayıldığını, yerel mahkemenin Yargıtay'ın ve bölge adliye mahkemelerinin onlarca, yüzlerce (tapu devri sözleşmeyi geçerli hale getirir) içtihatının hilafına sözleşmenin geçerli hale gelmediğine ilişkin öne sürdüğü karar gerekçesinin kabul edilebilir olmadığını, sözleşme tarihinden ve tapu devrinden sonra dava açıldığını, tapuyu alıp sonra dava açmanın...

                  Noterliği'nden 03/09/2019 tarihli ihtarname gönderilerek 15/10/2010 tarihli sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin bildirildiğini, ihtara cevap süresi bile beklenmeden gönderilen ihtarname ile feshin bildirilmesinin dahi kötü niyetle hareket edildiğinin göstergesi olduğunu, sözleşmenin 4. maddesi gereği davalı şirketin ...'ya başvuru yapmadığı gibi yaptıysa projenin devamı gereği projeyi ... ... Üretim Ltd. Şti.'ne devretmediğini, sözleşmenin feshine neden olanın üzerine düşen yükümlülüğünü makul sürede yerine getirmeyen davalı şirket olduğunu, davalının gönderdiği ihtarname ile kaparo ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen kaparonun iadesi gerektiğini, sözleşmenin 3. maddesinin 3. paragrafı uyarınca süresi içerisinde devir ve satış işlemlerine başlamayan davalı şirketin davacıya cezai şart ödemesi gerektiğini, bu alacağın tahsili amacıyla Ankara 13. İcra Müdürlüğü'nün......

                    UYAP Entegrasyonu