Somut olayda, davacıya ait faydalı model belgesinin davalı şirkete devri karşılığında, faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin sonuna denk gelecek ölçüde sözleşme süresinin belirlendiği, ancak, faydalı model belgesinin davalıya devrinden sonra 02.04.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, faydalı model belgesinin sözleşme süresince davalıya devredildiği dikkate alındığında sözleşmenin davalı taraflarca süresinden önce sonlandırılmasından sonra faydalı modelin davacıya tekrar iadesi ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle zarar ve ziyanının karşılanması gerekmekte olup, faydalı model belgesinin iadesi halinde, sözleşmenin sona erdirildiği 02.04.2008 tarihi ile faydalı model belgesinin 10 yıllık koruma süresinin sonuna kadar davacının faydalı modelden doğan hakkı kullanacağı tabiidir....
İken, 28.04.2017 tarihli hisse devri sözleşmesinden sonrada, bahse konu bu alacak miktarı ticari defterlerde kayıtlı kalmaya devam ettiğini, hattı zatında sözleşme içeriğini çok iyi bilen davalı Şirketin diğer ortağı ve devirle birlikte artık tek sahibi olan ..., müvekkil ...'ya sözleşmeden 6 ay sonra bu sebeple 20.10.2017 tarihinde 300.000,00 TL....
Borçlar Kanunu'nun 162 vd. maddeleri ile düzenlenen alacağın temliki işleminin konusunun alacak hakları ile sınırlandırılmış olması karşısında, alacak niteliği taşımayan hakların, ayni hakların ve yenilik doğurucu hakların devri alacağın temliki hükümlerine tabi değildir. Aynı şekilde bir borç ilişkisinin doğurduğu bütün haklar, borçlar ve yetkilerle birlikte devredilmesi de (borç ilişkisinin devri) alacağın temliki hükümlerine tabi değildir. Buna göre, bir borç ilişkisinin diğer tarafın rızası dışında bir üçüncü kişiye devredilebilecekken, o ilişkiye taraf olma durumunu karşı tarafın rızası dışında devretmesine imkan yoktur. Bir sözleşmenin tarafı olan kişi bu sözleşmeden doğan tüm alacaklarını temlik etmiş olsa bile, sözleşmenin tarafı yine de kendisidir; sözleşmeden doğan borçlarla bu kişi yükümlü olduğu gibi, sözleşme ilişkisine bağlı yenilik doğrucu hakların sahibi de yine aynı kişidir(Yrd.Doç.Dr.Baki İlkay Engin, Alacağı Temlik Edenin Garanti Sorumluluğu, s.23 vd)....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/52 Esas sayılı dosyasında belirsiz alacak davası olarak açılan davanın, açıldığı tahiten sonuçlanarak, kesinleşeceği tarihte belirtilen miktar üzerinden dosya kapsamının tamamını tüm fer'ileri, mali ve hukuki yönleriyle birlikte dava dışı .... devretmiştir. Söz konusu belge başlığında temlikname yazılı ise de yapılan işlem 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun'nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenen alacağın devri değil, 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesinde düzenlenen dava konusunun devri niteliğindedir. Devreden de davacıdır. 6100 sayılı HMK'nın 125/2. maddesinde davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı .... yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder, şeklinde dava konusunun davadan sonra davacı tarafından devri halinde dava ehliyeti hususu düzenlenmiştir....
18.01.2016 tarihli "protokol" isimli belgenin hisse devrinin dışında farklı alacak ve borçluluk ilişkisine istinaden düzenlendiğini ispata yeterli olmadığı, söz konusu protokolde, sözleşmenin karar defterine işlenmesinden itibaren devredenin hiçbir hakkının kalmadığının yazıldığı, bu hususun da protokolün pay devrini sağlamak ve pay devri sonrası şirketten olan alacakların tasfiyesi amacı ile yapıldığının göstergesi olduğu şirket ana sözleşmesinin 14 üncü maddesi kapsamında ortaklar kurulu kararı olmadıkça pay devri yapılamayacağının kararlaştırılmış olması ve hisse devri işlemine 3 üncü ortağın onay vermemesi nedeniyle İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünce devir işleminin yapılmadığı, dolayısı ile takip konusu bono bedelsiz kaldığı davacı tarafından ispatlandığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
ın miras hakkından bir çok malvarlığını elden çıkardığını, sözleşmenin usul ve yasaya uygun olduğunu, muvazaa kastı bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, iptali istenen sözleşmenin murislerin izni yahut katılımı olmadan yapıldığı, bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ile ... temyiz etmiştir. Mirasçılar, miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler. Miras payının devri, açılmış miras payının devri şeklinde gerçekleşebileceği gibi açılmamış miras payının devri şeklinde de gerçekleşebilir. Açılmamış miras payını devralan mirasçının sadece kendisine devredilen haklara yönelik bir alacak hakkı söz konusudur. Açılmamış miras payının devri sözleşmesi mirasçılar arasında yapılmış ise adi yazılı şekilde yapılması yeterli olup, resmi şekil koşulu aranmaz....
Esas sayılı dosyasında başlatılan takip nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemiyle İİK'nın 72.maddesi uyarınca menfi tespit davası; birleşen dava ise taraflar arasındaki sözleşmenin eksik ifa edilmesi nedeniyle davacı tarafından fazladan yapılan ödemenin sözleşme borçlusu ve garanti verenlerden tahsili istemine ilişkin alacak davasıdır....
Arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmeleri tapu devrini de içerdiğinden, noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Bu zorunluluk sözleşmenin geçerlilik şartıdır. Sözleşmelerin noterde düzenleme şeklinde yapılmaması halinde, tapu devri yapılmışsa veya inşaat tamamlanmışsa sözleşmelerin tarafları bağlayıcı olacağı kabul edilmelidir. Somut olayda, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmeleri noterde düzenleme şeklinde yapılmadığından geçersizdir. Sözleşmelerin yapılmasından sonra, arsa sahipleri tarafından dava dışı yüklenici şirkete tapu devri yapılmadığından ve şirket tarafından inşaat da sözleşmelere göre tamamlanmadığından, bu sözleşmeler tarafları bağlayıcı nitelik de kazanmamıştır. Bu durumda dava dışı ...Ltd.Şti. tarafından yapılan imalât nedeniyle arsa sahipleri sebepsiz olarak zenginleştiklerinden alacak miktarının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre imalâtların yapıldığı yıl itibariyle hesaplanması gerekir....
KARAR Davacı, davalı şirket ile 110.000,00-TL'lik sözleşme imzaladığını, sözleşme uyarınca 46.000,00-TL peşinat, 4.000,00-TL organizasyon ücreti ödediğini, ... kalan 64.000,00-TL’yi aylık 1.000,00-TL’lik taksitler halinde 64 ayda ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 24.03.2014 tarihinde imzalandığını, sözleşmeye göre gayrimenkulün 06.10.2015 tarihinde tapuda tesliminin gerçekleştiğini, peşinatın tapu devri sırasında alınması gerekirken, 28.10.2015 tarihinde kendisinden alındığını, erken peşinat alınması nedeniyle 6.687,12-TL yasal faiz kaybına neden olduğunu belirterek 6.687,12-TL yasal faiz miktarının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Türk Borçlar Kanunu'nun 188. maddesi, “Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir. Borçlu, devri öğrendiği anda muaccel olmayan alacağını, devredilen alacaktan önce veya onunla aynı anda muaccel olması koşuluyla borcu ile takas edebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Temlik eden (ihbar olunan) ile davalı arasındaki: Sözleşmenin 5.15. maddesi; "...Yüklenicinin SGK prim borcu, personele ücret borcu vb. olması halinde işveren aylık hakedişine mahsuben kuruma ve ilgililere ödeme yapmaya yetkilidir. .." Sözleşmenin 5.16-5. maddesi; ".....