Diğer davalı ..., birleştirilen davasında sözleşmenin şarta bağlı olarak yapıldığını, şartın yakın zamanda yerine gelme olasılığı bulunmadığını, bu haliyle sözleşmeye tahammül etmenin de mümkün olmadığını, 30.05.2000 tarihli sözleşmenin feshini istemiştir. Mahkemece, asıl dava kabul edilmiş, birleştirilen dava reddedilmiştir. Hükmü, birleştirilen davanın davacısı ... mirasçısı ... temyiz etmiştir. Davada dayanılan ve biçimine uygun düzenlenen 30.05.2000 tarihli sözleşmede satışı vaat olunan taşınmazın ferağının parselasyon işleminden sonra bir ay içerisinde verileceği kararlaştırılmıştır. Borçlar Kanununun 149.maddesi hükmüne göre, bu tür şarta bağlı bir aktin yapılması mümkündür. Fakat, aktin ifası şartın tahakkuku anından itibaren istenebilir. Mahkemece, sözleşmede kararlaştırılan parselasyon işleminden ne anlaşılması gerektiği hususunda taraflar isticvap edilmemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde mukim akaryakıt istasyonu ile ilgili olarak Kira Sözleşmesi ve Kira Hakkı Tesisi ve Yatırım Hakkındaki Protokol ve Ekleri uyarınca istasyonu kullanma, yararlanma ve tasarruf haklarının 29.04.2017 tarihine kadar müvekkiline bırakıldığını, Rekabet Kurulu kararı nedeniyle ile süreyi aşan kısımla ilgili olarak sözleşmenin ifasının ortadan kalktığını belirterek kira sözleşmesinin ifası hukuken ve fiilen imkansız hale gelen kısmı için ödenen 196.144 TL'nın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Sözleşmenin ifası ancak, elbirliği mülkiyetinin sona ermesi halinde istenebilir. Fakat, elbirliği ortaklarının birbirlerine yaptıkları satış geçerlidir. Zira, bu durumda her bir ortağın tasfiye payı kalmamakta, bu pay elbirliği mülkiyetinin diğer ortağının tasfiye payına ilave edilmiş olmaktadır. Somut olayda; davacı ile davalılar arasında soyisim benzerliği bulunmaktadır. ... kızı Nebihe Yavuzefe mirasçıları adına tapuya kayıtlı taşınmazda davacının elbirliği ortağı olup olmadığı mahkemece araştırılmamıştır....
Yönetici apartman adına temsilci sıfatıyla bu sözleşmeyi imzaladığından sözleşmenin ifası aşamasında sözleşmenin tarafı olan yöneticiye de husumetin yöneltilmesi mümkündür. Mahkemece yapılması gereken iş, davacının varlığını bildirdiği sözleşmeyi istemek, bunun sonucuna göre çekişmenin esasını inceleyip hükme bağlamak olmalıdır. Değinilen hususun gözardı edinilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 17.10.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nun 12.11.2012 tarihinde vefat ettiğini öğrendiğini, davalıya aracın devrini vermesi söylendiği lalde davalının buna yanaşmadığı gibi ödenen parayı da iade etmediğini, sözleşmenin ifası ve aracın müvekkiline noter satışı ile devri imkanı kalmadığını, davalının tek yasal mirascısı olduğunu iddia ederek 08.11.2012 tarihli oto alım satım sözleşme senedine istinaden peşin ödenen 8.000,00 TL'sının sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca faizi ile sözleşmenin 6. maddesinde kararlaştırılan 2.000,00 TL'sı cezai şartın faizi ile olmak üzere toplam 10.000,00 TL'nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, müvekkilinin ikametgahının bulunduğu Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğunu, sözleşmenin tarafı olarak gözükmeyen müvekkili aleyhine dava açılamayacağını, sözleşme ve yapıldığı iddia edilen ödemelerden ne ...'nun ne de ...'...
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... arasında 02.....2011 tarihinde iki yıl süreli yetkilendirilmiş işletmeciler fatura tahsilat sistemi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme çerçevesinde şirket olarak adlandırılan müvekkilinin ... bölgesinde 35 adet bayilik oluşturmak suretiyle çalışmaya başladığını, davalı kurumun talimatlarına harfiyen uyulduğunu, ancak ....01.2013 tarihinde eksikliklerin giderilmesi aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğine dair uyarı yazısı gönderildiğini, davalı ile sürtüşmeye girmemek için talep edilenlerin yapıldığını, buna rağmen davalı tarafından tahsilat ve su dolum sisteminin aynı gün kapatıldığını, ....01.2013 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini ileri sürerek, haksız feshin tespiti ve iptali, sözleşmenin aynen ifası, fazlası saklı olmak üzere 100.000,00 TL maddi zararın, 100.000,00 TL manevi zararın davalıdan tazmini ve işletmeciler ve müvekkili şirket açısından ileride telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi için kartlı su dolumu...
-YTL olduğunu, programın engellenmesi halinde 6 saatlik programın mahkemece verilecek cezasının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının davacıya program yaptırmaması nedeniyle sözleşmenin ifa edilemediğini ileri sürerek sözleşmenin aynen ifası ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sözleşmeye aykırılık nedeni ile dava tarihine kadar oluşan 8.000.-TL zararın ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte giderilmesini istemiş, 10.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 91.800 TL’ye yükseltmiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Davacı vekili bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
Önceki şartlarla sözleşmenin ifası davalılar zararına sonuç doğurur. Bu nedenledir ki; davacı ve davalı arsa sahipleri arasında malik ... ile sözleşme imzalanmadığı için geçersiz olan sözleşme uyarınca cezai şart talebinde bulunmak mümkün olmadığından davanın reddi gerekir. Bu gerekçelerle sözleşmenin; hisselerin tamamının sonradan davalılarda birleşmesi nedeniyle geçerli hale geldiği, geçerli hale gelen sözleşmenin davalılar tarafından haksız olarak feshedildiği, bu nedenle davacının cezai şart talebinin haklı olduğu düşüncesi ile davanın kısmen kabulünü onayan çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. ... ......
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacı arsa sahiplerince dava dilekçesinde asıl talep olarak sözleşmenin ifası kapsamında yapılan bloklardan sekiz adet bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptâl ve tescili mümkün olmaması halinde teminat talep edilmiş olup 6098 sayılı TBK'nın 125/II. maddesi gereğince borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek borcun ifa edilmemesinden doğan zararlarının giderilmesini istememiş olmasına, yüklenici kooperatifin temerrüdü ve sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından, ayrıca sözleşmenin feshine yönelik dava açmalarının mümkün bulunmamasına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.037,00 TL duruşma...