Hukuk Dairesinin 10.10.2019 tarihli, 2019/2727 Esas, 2019/3877 Karar sayılı bozma ilamında, diğer bozma nedenleri yanında “Sözleşmenin ifası için yapılması gereken masrafların kural olarak talep edilemeyeceği, çünkü yapılacak işte kâr edilebilmesi için bu masrafların yapılmasının zorunlu ve yapılan iş bedeline dahil olduğu, ancak işin bir bölümü yapıldıktan sonra ve iş tamamlanmadan önce sözleşmenin feshedilmesi-dönülmesi halinde eksik kalan kısmın ifası için yapılan masrafların istenemeyeceğinin kabulü haklı sayılamayacağından, yapılan zorunlu giderlerin işin ifa edilen kısmına oranlanarak bulunacak miktarın ödenecek ya da ödenmiş iş bedeline dahil kabul edilip ödendiğinin kabulü, yapılmayan bölüme isabet edecek oranda yapılan masrafın yükleniciye iade edilmesi gerektiği” açıklanmıştır....
Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; tacir olan taraflar arasındaki 28.09.2010 ve 04.08.2011 tarihli alacağın temliki vaadi sözleşmesinin koşullarının gerçekleştiği iddiasıyla alacağın temliki sözleşmesinin ifası, bu doğrultuda davalının alacak ve haklarının temliki ve yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ekspertiz hizmetine ilişkin sözleşmenin dava konusu edilmemesine göre, hükmün temyiz incelemesi Yüksek 11. Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma HÜKÜMLER : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Mağdur ...’nin sanık ...’den satın aldığı inşaat malzemelerinin bedelini ödemediği ve bu nedenle aralarında sözleşme yaparak mağdur ...’in sanığa 120.000 TL’lik malzeme vereceği, karşılığında borcunun malzeme bedelinden düşürüleceğini de kapsayan ödeme planı belirlemelerine rağmen olay günü aralarındaki sözleşmenin ifası nedeniyle çıkan tartışma sonucunda atılı suçun işlendiği, tarafların da kabulüyle aralarında hukuki sözleşme bulunduğu anlaşılmakla, haksız tahrik hükümlerinin uygulama şartları oluşmadığından Tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin ifası ve maddi tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.10.2006 gün ve 2006/7776-10511 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı-karşı davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel Mahkeme kararı, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK.nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenlerle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 51 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akti ile davalı ...’e temlik ettiğini, ancak tapuda sözleşmenin ifası olarak satış suretiyle devrettiğini, onun da muvazaalı olarak diğer davalıya temlik ettiğini, davalının bakım edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... ...'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir....
Gerçekten, B.K.nun 117 maddesi hükmüne göre “Borçluya isnat olunamayan haller münasebeti nedeniyle borcun ifası mümkün olmazsa borç sakıt olur” Yasanın bu hükmüne göre imkansızlıktan söz edebilmek için imkansızlığın sözleşmeden sonra meydana gelmesi gerekir. Şayet imkansızlık sözleşmenin yapıldığı sırada veya bundan önce mevcutsa sözleşmenin butlanına neden olur (BK.m.20). Doktrin ve Yargıtay uygulamasında imkansızlık ortaya çıkış nedenine göre bazı ayrımlara tabi tutulmaktadır. Eğer ifa imkansızlığı sadece sözleşmenin tarafları bakımından değil aynı sözleşmeyi yapacak herkes için söz konusu ise buna “objektif imkansızlık”, yalnız sözleşmenin taraflarından birinin tutumundan doğmuşsa buna da “subjektif imkansızlık” denilmektedir. İmkansızlık sözleşmeden sonra ve taraflardan birinin kusurundan kaynaklanmışsa buna “kusurlu imkansızlık” ve fakat tarafların kusuru olmadan meydana gelmişse “kusursuz imkansızlık” denilmektedir....
Hukuk Dairesi'nin 12.10.2011 tarih 2010/4469 Esas 2011/5875 Karar sayılı ilamıyla, taraflar arasındaki 09.09.1996 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ve 17.12.2005 tarihli ek sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığı, bu nedenle başlangıçtan itibaren geçersiz oldukları, yükleniciye pay devri yapılmadığı, 26.10.2008 tarihli bilirkişi raporuna göre inşaatın tamamlama oranının %43 olduğu, ifa önemli oranda tamamlanmadığından sözleşmenin geçerlik kazanmadığı, geçersiz sözleşmeye dayanılarak kira tazminatı istenemeyeceğinden davanın reddi gerektiği belirtilerek, bozulmuş, mahkemece, uyulan bozma ilamına göre, gecikme tazminatının ancak sözleşmenin ifasının talep edilebilir olduğu durumlarda istenebileceği, geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak sözleşmenin ifası dolayısıyla gecikme tazminatı talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....
Davalı, satış vaadi sözleşmesinin davacıya olan borçlarının teminatı için yapıldığını, borç tamamen ödediğinden sözleşmenin hüküm ifade etmediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması zorunludur. Elbirliği ortaklığında amaç, bir paydaşın tasarrufu ile diğer paydaşların zarar görmemesi; bir başka anlatımla diğer paydaşların dışarıya karşı koruması olup, satış vaadine konu payın alıcı ile satıcıları başından beri iştirakçi paydaş iseler, sözleşmenin ifası sonucunda da taşınmaza iştirakçiler dışında bir başka paydaş girmeyeceği için iştirakçi paydaşlar arasındaki satışlar ve satış vaadi sözleşmeleri, hükmünü ifa eder....
Somut olayda da taraflar arasında taksitle satım sözleşmesi düzenlenmiş, ancak sözleşmenin düzenlendiği anda teslim olgusu gerçekleşmemiştir. Davacı-alıcının malları almakta temerrüde düştüğü de söylenemez. Öyle olunca, yasanın aradığı sözleşmenin düzenlendiği anda teslim yada hizmetin ifası koşulu gerçekleşmediğinden taraflarca aktedilen sözleşme bu manada geçersizdir. Mahkemece, davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken aksine düşünce ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalının bütün temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 472.55 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, 12.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sözleşmenin konusu özel imalât kapıya ilişkin olduğundan uyuşmazlığın BK’nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. İş bedeli bir miktar nakit ödeme olarak kararlaştırıldığından sözleşme tek yanlı irade beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla feshedilebilir. Takipte, eserin kararlaştırılan tarihte teslimi yapılmadığından sözleşmenin feshiyle, peşin ödenen iş bedelinin istirdadıyla birlikte, sözleşmenin 5. maddesinde düzenlenen cezanın ödenmesi de istenmektedir. Sözleşmenin 5. maddesiyle düzenlenen, ihlâli halinde şirket ve kefillerin 20.000,00 TL cezai şart ödeyeceklerine ilişkin hüküm, BK’nın 158/I. maddesince seçimlik cezadır. Sözleşmeye aykırılık halinde, aksine hüküm olmadıkça, ya sözleşmenin aynen ifası ya da seçimlik cezanın ödenmesi istenebilir....