Sözleşmenin devri ile devralan şirket asıl sözleşmenin yüklenicisi konumuna geçer ve asıl sözleşmenin tüm hükümleri kendisini bağlayıcı hale gelir. 25.05.2000 tarihli sözleşmenin "Alınacak önlemler ve sorumluluklar" başlıklı 23.2. maddesinde "Firma işin bütünü içerisinde herhangi bir imalât safhasında olabilecek her türlü kaza, yangın, çökme vb. gibi konularda zarar görebilecek 3. şahıslara karşı direkt olarak sorumludur" hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin bu hükmü zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 99. maddesinde düzenlenen iş sahibi lehine bir sorumsuzluk anlaşmasıdır. Taraflar arasında sorumsuzluk anlaşmasının bulunduğu hallerde, iş sahibinin oluşan zarardan sorumlu tutulabilmesi için, tazminata konu olayın iş sahibinin ağır kusuru ya da hilesiyle meydana gelmiş olması gerekmektedir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin murisi ile müflis arasındaki 03.03.2006 tarihli gayrimenkul inşa ve satış sözleşmesi düzenlendiğini, murisin satış bedellerinin tamamını nakden ödediğini, ancak gayrimenkulün müvekkilinin murisine teslim edilmediğini, 09.06.2009 tarihinde mahkeme kararı ile davalı şirketin iflasına karar verildiğini, bunun üzerine müvekkilinin alacak kaydı için 18.02.2010 tarihinde iflas masasına başvurulduğunu ve İİK'nın 198. maddesi uyarınca müflisin taahhüdünün aynen ifası, reddi halinde ise 1.578.478,00 TL alacağın kaydının yapılmasının talep edildiğini, talebinin reddedildiğini ve red kararının kendilerine 09.03.2010 tarihinde tebliğ olunduğunu, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek, 2. alacaklılar toplantısına katılabilmelerine karar verilmesine, kayıt kabul davalarının kabulü ile İİK'nın 198. maddesi uyarınca müflisin taahhüdünün aynen ifası, bu talebin reddi halinde ise 1.578.478 TL alacaklarının kaydının yapılmasına...
Somut olayda, alacaklı cevap dilekçesinde senetlerin finansal kiralama sözleşmesi uyarınca aylık kira bedellerinin tahsili amacıyla borcun ifası için düzenlendiğini belirtmiş, teminat olarak alındığına ilişkin beyanda bulunmamıştır. Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinde takip konusu bonolara atıf olmadığı gibi alacaklı vekilinin cevap dilekçesindeki açıklamaları ve yargılama süresince verdiği beyanları, senedin sözleşmenin ifası amacıyla verildiği yönünde olup senedin teminat amaçlı alındığını kabul ettiği anlamına gelmediğinden mahkemece, borçlunun sair itirazları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bonoların teminat olarak verildiği gerekçesiyle takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
- KARAR - Davacılar vekili, davacıların murisi arsa sahibi ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının teslim etmesi gereken daireleri teslim etmediğini ileri sürerek, sözleşmenin aynen ifası ile dairelerin davacılar adına tescilini; mümkün değilse dairelerin rayiç değerinin, yıkılan eski evin değerinin ve teslim edilmeyen daireler için sözleşmede belirlenen gecikme tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların arsanın tapusunu devretmediğini, bir adet dairenin ise teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamından, sözleşme konusu arsada davacıların murisi dışında paydaşlar bulunduğu, diğer paydaşlarla sözleşme yapıldığı kanıtlanamadığından TMK'nın 692. maddesine göre sözleşmenin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye göre davadaki taleplerin istenemeyeceği gerekçesiyle, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine ve aynen ifa ve alacak taleplerinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin ifası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı,davalı ile aralarında 29.6.2006 tarihinde bir bayilik sözleşmesi düzenlendiğini,davalının iptal edilen iddia kuponlarının saklanmadığını gerekçe gösterip,sözleşmeyi iptal ettiğini ileri sürerek sözleşmenin aynen ifasına ve bu konuda tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı,davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,davalının yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki ilişkinin idari sözleşmeden kaynaklandığını, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğundan davanın reddine,hüküm kesinleşinceye kadar tedbirin devamına karar verilmiş; hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve davacı-k.davalının temyiz dilekçesinin süresi dışında, davalı-k.davacıların temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - 2007/254 esas sayılı davada sözleşmenin yüklenici temerrüdü nedeniyle geriye etkili feshi ve sözleşme gereği devredilen tapuların iptâl ve tescili, 2007/280 esas sayılı davada ise sözleşmenin ifası; olmadığı takdirde maddi ve manevi tazminat, cevapla açılan karşı davada ise, teslimde gecikme nedeniyle kira tazminatı ve manevi tazminat istenmiş, mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın aktif husumet yokluğundan reddine, karşı davanın reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Karar davacı ve birleşen dosyada davalı ... vekili tarafından 28.06.2010 havale tarihli dilekçeyle...
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu sonucunda, davacı tarafın ticari şirket olduğu, ancak davalıların gerçek kişi olması sebebiyle, aralarındaki iş ticari iş ise de TTK'nun 4. maddesi çerçevesinde dava ticari dava olmadığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin teknik olarak ifası mümkün bulunmadığı, her iki tarafın da sözleşmenin ifa edilemezliğinde kusurlu bulundukları,bu hali ile ifası mümkün bulunmayan sözleşmede bu sözleşmeye dayanarak cezai şart talebinde bulunulamayacağı,ancak davacının sözleşme gereği yapmış olduğu masrafları ve vermiş olduğu edimleri iade talep edebileceği, davalı tarafın cevap dilekçesi ile belirtmiş olduğu 20.000,00 TL'lik iadeye ilişkin ispat yönünden cevap dilekçesinde herhangi bir delil bildirilmediği, karşı tarafın da iadeyi kabul etmemiş olduğu gerekçesiyle davalılara avans olarak verilen 100.000 TL nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar ..., ... vekilince temyiz edilmiştir...
Mahkemece, 31.05.2013 tarihli karar ile açılan davanın kabulüne, sözleşmenin ifası imkansız hale geldiğinden bir adet (A) grubu, devremülk için 7.500,00 TL menfi zararın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hükmün, davalı ... Belediyesi tarafından temyiz edilmesi üzerine, davalı lehine bozulmasına karar verilmiş; bu kez yapılan yargılamada, davanın kabulüne, sözleşmenin ifası imkansız hale geldiğinden 1 adet (A) grubu devremülk için ödenen miktar gözetilerek 7.500,00 TL menfi zararın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ise de, hüküm, yine davalı ... Belediyesi tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, davalılardan .......
Sözleşmenin ifası imkansız hale geldiğinden geç teslim tazminatı olarak 12.240,00-TL de istenemez. O halde, mahkemece, 7.500,00-TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 413,96 TL harcın istek halinde davalı ...'na, 35,90 TL harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 213, Tapu Kanunu'nun ... ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddelerine göre geçersiz olması nedeniyle karşılıklı ifanın ayrıntılarına ilişkin hükümlerin de geçersiz olduğu, taraflarca geçersiz sözleşmenin ifası istenemeyeceği gibi feshin de dava edilemeyeceği, ne var ki geçersiz sözleşmenin ifası aşamasında taraflar birbirlerinin mal varlıklarına artı değer kazandırmışlarsa bunların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak istenebileceği, davacı kooperatifin yapmış olduğu imalatların tutarının 227.050,86 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....