Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yani ruhsat hakkının müvekkili davacıya verilmesi mahkemece aksi kanaate ulaşılması durumunda ise, ödenen bedelin avans faizi ile birlikte kendilerine iadesine istemiş, mahkeme ise sözleşmenin ifası yönündeki asli taleple ilgili gerekli tahkikat yapılın icap eden karar verilmediği, asli talebin reddine dair bir hüküm kurulmadan bedelin ödenmesine ilişkin davacı feri talebi hakkında karar verildiği görülmektedir....

    nin 20.06.2011 tarihinde vefatı sonrası, ihtara rağmen mirasçıları tarafından müvekkili şirkete yeni vekaletnamenin verilmeyip yer tesliminin de gerçekleştirilmediğini dolayısıyla davalıların akde aykırı davranmak suretiyle kusurlu olduklarını ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin aynen ifası sureti ile davalılarca yapı içerisindeki kiracıların tahliyesi ile vekaletname içeriğine uygun yetkinin verilmesi ile müvekkilinin gecikme tazminatına sebep olacak haller ile yoksun kaldığı kazanç kaybı açısından şimdilik 3.600 TL'nin faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı mirasçı ...'...

      bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, 5237 sayılı TCK'nin 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri ve kamu görevlisi olan asker şahıslarla ilgili evrakın tefrik edilerek Kara Kuvvetleri Komutanlığı 5....

        Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, sigortalıya ait emtiasının davalı tarafından işletilen antrepoda bulunduğu sırada meydana gelen sel baskını nedeniyle hasarlandığı iddiasına dayalı rücuan tazminat istemine ilişkin olup, Hasar tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 117. maddesi hükmü uyarınca karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmelerde borçluya yüklenemeyen nedenler dolayısıyla borcun ifası mümkün olmazsa borç ortadan kalkar. Buna göre; "Borçluya isnat olunamayan haller münasebeti nedeniyle borcun ifası mümkün olmazsa borç sakıt olur" yasa maddesine göre imkansızlıktan söz edebilmek için imkansızlığın sözleşmeden sonra meydana gelmesi gerekir. Şayet imkansızlık sözleşmenin yapıldığı sırada veya bundan önce mevcutsa sözleşmenin butlanına neden olur. ( BK, m. 20 ). Doktrin ve Yargıtay uygulamasında imkansızlık, ortaya çıkış nedenine göre bazı ayrımlara tabi tutulmaktadır....

          Sözlemenin iki ve üçüncü maddelerinde tanımlanan işin bedelinin 1.500.00 TL olduğu, bedelin 120.000 TL'sinin sözleşmenin imzalanması anında ödendiği, kalan kısmın davalı hesabına blokeli olarak yatırılacağı, imar durumunun çıkması ve inşaat ruhsatı alımı ile birlikte bir hafta içinde blokenin çözüleceği sözleşmenin beşinci maddesinde belirlenmiştir. Sözleşmenin altıncı maddesinde, imar ve inşaat ruhsatı alım masraflarının davacıya ait olmakla birlikte sair masrafların aracıya ait olduğu, sözleşme konusu emidim ifası için gerekli her türlü işin aracı tarafından yerine getirileceği, davacıya işin ifası için iş bu sözleşme ile kararlaştırılmayan hiç bir ek yükümlülük getirilmeyeceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin yedinci maddesine göre, 2 ay içerisinde işlerin tamamlanaması halinde sözleşmenin fesh edileceği ve ödenen 120.000,00 TL' nin bir hafta içinde iade edileceği anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin ifası, mümkün olmazsa alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6.70 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde davacı taraf yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait taşınmaz ile çevresindeki bir kısım taşınmazların tevhit işlemi yapılarak inşaata başlanabileceği, buna göre sözleşmenin tevhidi yapılacak parsel maliklerinin en son sözleşme tarihinden itibaren sözleşmenin 18 aylık süresinin başlaması gerektiğini , inşaat sözleşmesininde 24 ay olarak belirlenip sözleşmenin 25/10/2013 tarihinden itibaren 25/10/2015 tarihi itibariyle inşaatın bitiminin söz konusu olabileceği, imar uygulaması tevhitlerinin 12/12/2012 tarihinde sonuçlanacağı, davanın açılma tarihi ile henüz sözleşmenin ifası yönünden davalı temerrütü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Taraflar arasındaki 14.04.2011 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaatın, tevhit işlemleri yapıldıktan ve belediyeye ait hisselerin alımından sonra başlayacağı ve taşınmazın diğer hissedarlarının da sözleşmeye katılacakları ifade edilmiştir....

              nedeniyle sözleşmenin ifası yerine kaim olmak üzere sözleşmenin fesih edilmeksizin müspet zararın kar mahrumiyeti için şimdilik 30.000 TL'ye hükmedilmesini talep etmiştir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteklerin fekki, tazminat, sözleşmenin ifası mümkün değilse sözleşmenin feshi ile ödenen bedellerin ve menfi zararların tahsili istemine ilişkindir....

                A.Ş arasında 20/09/2012 tarihinde alt yüklenici sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin, davacı ile dava dışı ... ile akdedilen sözleşmenin ifasına yönelik bir sözleşme olduğunu, sözleşmenin ifası sürecinde gecikmeler yaşandığını, bu gecikmelerin neticesinde davacı ile ... arasındaki sözleşme uyarınca davacının hak edişlerinden kesintiye gidildiğinin beyan edilmekte olduğunu, davacı tarafın kendi alacaklı olan ...'ya başvurmadan müvekkili şirketten zararlarını rücuan talep etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin akdedilen sözleşmedeki hizmeti sağlayabilmesi için öncelikle dava dışı ... teknik hizmet satın alması gerektiğini, bunun akabinde sözleşmenin ifasına başlayabileceğini, bundan sonra ise davacının kendisine yüklenen edimleri ifa ederek projeyi ...'...

                  UYAP Entegrasyonu