Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının sözleşmeden caymış olması nedeniyle fesih bildirimi haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 Sayılı Kanun’un 50/9. maddesinde “Devre tatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda, devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebilir. Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez. Sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verilir....

    getirmezse sözleşmeden doğan hakların kullanılacağı ihtarını içeren ... 40....

      komisyonları ve davalıların sözleşmeden cayması ile kendisine ödemeleri gereken komisyon ücretine mahsuben 30.000,00 TL olmak üzere toplam: 33.007,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Davacı bu hakkını, sözleşmeden dönme, ödediği bedelin iadesi şeklinde kullandığından ve dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu anlaşılmakla, ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/04/2022 KARAR TARİHİ : 21/12/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde;Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında 09/03/2021 tarihli imzalanan sözleşmeden kaynaklı olarak davalı yan tarafından edimin hiç ve gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın şimdilik 100.000 TL yönünden tazmini talepli belirsiz alacak dava dilekçesi sunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İncelenen dosya kapsamına göre; Davacı vekilinin UYAP sisteminden gönderdiği 16/12/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini bildirmiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin de bulunduğu görülmüştür. Dava açıldıktan sonra davadan feragat edilebilir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1017 Esas KARAR NO : 2023/284 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/12/2022 KARAR TARİHİ : 06/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davanın konusu davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 03/11/2020 tarihli Hazır Beton Satış Sözleşmesi ilişkin müspet zararların tazmini istemine ilişkin olduğunu, davalı tarafından-----Asliye Ticaret Mahkemesi ------ Esas sayılı dava ile aynı sözleşmeden kaynaklı alacak davası açılmış olup işbu dava ile huzurdaki davanın bağlantılı olması sebebiyle; usul ekonomisi, adil yargılanma hakkı ve kararların yeknesaklığı ilkeleri gereğince huzurdaki davanın ----Asliye Ticaret Mahkemesi ------ Esas sayılı dava ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Davacı iş sahibi sözleşmeden dönerek iş bedelini geri aldığından ayıbın giderilmesi bedelini isteyemez ise de, BK’nın 360.maddesinin I.fıkrası son cümlesine göre yüklenicinin kusuru halinde ayıplı ifa nedeniyle uğradığı zararın tazminini isteyebilir. Davalı yüklenicinin ayıplı ifa da ve meydana gelen zararda kusurlu olduğu kesinleşen 8.Ticaret Mahkemesi kararı ile sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yeralan hatalı boyanın kazınması alçı işleri yapılması ve yeniden boyanması karşılığı 1.350,00 YTL ayıbın giderilmesi bedeli olduğu ve sözleşmeden dönüldüğünden talep edilmesi mümkün değildir. Bu halde mahkemece; bilirkişi kurulunca hesaplanan 3.265,00 YTL.den, istenemeyecek 1.350,00 YTL düşüldükten sonra kalan 1.915,00 YTL ayıplı ifa nedeniyle oluşan zararın giderilmesi bedeline hükmedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

                -KARAR- 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Sözleşmeden cayma halinde satış bedeline hangi tarihten faiz yürütülmesi gerektiği meselesine gelince, gerek Dairemiz gerekse Hukuk Genel Kurulu 22.6.2005 tarih ve 2005/4-309 Esas, 205/391 Karar inaçlarına göre; sözleşmeden cayma ve bedel iadesi durumunda satıcının kullanma bedeli olarak bir talepte bulunamayacağı benimsenmiştir. Ayrıca sözleşmeden cayma durumunda, araç ayıplı dahi olsa alıcının tasarrufunda bulunduğu sürece satıcı veya sağlayıcının faiz ile sorumlu olmayacağı kabul edilmektedir....

                  Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında da dava açabilir....

                    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de; davacı tarafından sözleşmeden doğan hakların arsa sahibince kendisine BK'nın 162 ve devamı maddeleri uyarınca temlik edildiği ileri sürülmemiş ve yazılı temlik sözleşmesi sunulmamıştır. BK'nın 163. maddesi gereğince alacağın temliki kapsamında sözleşmeden doğan şahsi hakkın temliki, yazılı biçimde yapılmış olmadıkça geçerli olmaz. Aralarında akdî ilişki bulunmadığı ve kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin tarafı olan dava dışı arsa sahibince sözleşmeden doğan hak ve alacaklar yazılı olarak kendisine temlik edilmediğinden arsa sahibinden daire satın alan davacı, yükleniciden eksik imalâtların giderilmesini talep edemez. Bu durumda mahkemece davanın reddi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulü doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu