Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar ise davacı yanın sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkını yasal süresi içinde kullanmadığını, davacının tüm ürünleri kabul ettikten çok sonra ayıp iddiasında bulunduğunu, davacının iddia ettiği ayıpların açık ayıp niteliğinde olduğunu ve ilk gözden geçirme ile anlaşılabileceğini, davacının vakit geçirmeksizin durumu yükleniciye bildirmesi gerekir iken 17.09.2013 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, öte yandan davacının ihtarname ile seçimlik hakkını ücretsiz tamirattan yana kullandığını artık bedel iadesi isteyemeyeceğini ve sözleşmeden dönemeyeceğini, ayrıca ileri sürülen ayıp davacının talimatları nedeni ile ortaya çıktığından davacının seçimlik hak kullanamayacağını, mobilyaların usulüne uygun montajının yapıldığını, cevabi ihtarnamede de belirtildiği üzere eksik ve ayıpların davacının tavrından kaynaklandığını her zaman giderilebileceğini, davanın reddini savunmuştur. Yerel mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır....

    Davacı-tüketicinin sözleşmeden döndüğü iddiası ile sözleşmeden borçsuzluğun tespiti, yapılan ödemelerin iadesi ile bonolardan dolayı borçsuzluğun tespitini talep ettiği, her bir talebin birbirinden bağımsız olup asli talep olduğu, değişik bir ifade ile dava yığılmasının (HMK m. 110) bulunduğu gözetilerek her bir taleple ilgili delillerin eksiksiz olarak tamamlanması gerekir. Dosya kapsamında yapılan incelemede; dava konusu senetler dosyaya kazandırılmaksızın değerlendirme yapıldığı, senetlerin niteliği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunduğu, verilen kararın senetler yönünden de istinaf edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, senetler dosyaya getirtilip incelendikten sonra esasa ilişkin karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi isabetsiz bulunmuştur....

    Bilirkişinin raporunda belirttiği üzere yapılacak işlemin aracın değerine etki edip etmeyeceğinin ancak işlem yapıldıktan sonra anlaşılabileceği kanaatine iştirak edilmekle davacıdan buna rıza göstermesi beklenilemez bu kapsamda öncelikle misli ile değişim talep edilmekle bu talebe yönelik araştırma neticesinde aracının mislinin bulunmadığı görülmüş davacının terditli talep olarak bedel iadesi talep ettiği anlaşılmakla davalı aleyhine edim dengesini bozmadığı iyi niyetli olduğu sözleşmeden döndüğünde aynı mahiyette bir aracı aradan geçen zaman dikkate alındığında aynı fiyata alamayacağı da düşünüldüğünde kazanç sağlama maksadında olmadığı kanaatine varılmış ve davanın kabulü ile hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle karar vermiştir....

    Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemelerinin görevli olduğunun kararlaştırıldığını, işbu sebeple yetki itirazında bulunduklarını beyanla davanın usulden reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davalı yüklenici vekili 07.12.2016 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçesinde, dava konusu sözleşmenin feshi sebebiyle tasfiye hesabının çıkartılarak iadesi gereken ürünlerin aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili amacıyla aynı mahkemenin 2016/611 Esasına kayıtlı olarak ayrı bir dava açtıkarını tarafları ve konusunun aynı olması ve aralarındaki zorunlu bağlantı sebebiyle davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 21.09.2017 tarihli geri çevirme kararı üzerine dosyaya sureti sunulan .... 1....

        Bu seçimlik haklar; 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre satıcının bedeli alıcıya iadesi- alıcının satılanı satıcıya iadesi veya 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme veya 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme ve bu seçimlik haklarla birlikte isterse alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. .. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir....

          Bu nedenle davacı söz konusu yeri tecrübe ve muayene edene kadar sözleşmeden cayabilir. Tüm dosya kapsamında davacının sözleşmeden caydığı, davacının sözleşme kapsamında dava konusu yerden yararlanmadığı, bu nedenle tecrübe ve muayene koşulları oluşana kadar sözleşmeden cayma hakkının bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının dava konusu devre mülkten yararlanmadığı, dolayısıyla tecrübe ve muayene koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla, davasında haklı olduğu anlaşılmış, bu nedenlerle açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesi ile, "...Açılan davanın kabulü ile, taraflar arasındaki 09/03/2014 tarihli sözleşmenin iptali ile, 11.525,00.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,..." şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf kanun yoluna getirmiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Mahkememizce aldırılan --- tarihli bilirkişi raporu ile özetle; taraflar arasında ------eser sözleşmesi kurulduğu, belirlenen ilk termin süresinin ödeme gününden itibaren ------ olduğu, ürünün maliyet atışı nedeni ile bu tarihte teslim edilemediği ve yeni bir termin süresi olan ---- belirlendiği, termin süresinde de davalı tarafından imalatın halen devam ettiğinin bildirildiği, davacının ---- tarihinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebinde bulunduğu, mahkemenin davacının sözleşmeden dönme beyanının yerinde olduğunu ve davalının temerrüde düşmekte kusurlu olmadığını ispat edemediğini kabulü halinde davacının talebinin yerinde olabileceği, noter ihtarının tebellüğ şerhi bulunmadığından davalıya ücret iadesi için verilen ----- sürenin bitişinin ve faiz başlangıç tarihinin tespit edilemediği sonuç ve kanaati bildirilmiştir....

            Maddesi gereğince tüketici için bağlayıcı olmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 Sayılı Kanunla değişik 6. maddesi ile "Satıcı ve sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şarttır." Ancak, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlar Hakkındaki Yönetmeliğin 6/3.maddesine göre "Şartların haksızlığının takdirinde, bu şartlar açık ve anlaşılır bir dille kaleme alınmış olmak koşuluyla, gerek sözleşmeden doğan asli edim yükümlülükleri arasındaki, gerekse mal veya hizmetin gerçek değeri ile sözleşmede belirlenen fiyatı arasındaki dengeye ilişkin bir değerlendirme yapılamaz." hükmü getirilmiştir....

              Davalı vekili, birleştirme talebini iki davada tartışılan hususların "aynı sözleşmeden kaynaklanmasına" ve ...'in diğer davada davacı olan şirketin hissedarı olmasına dayandırdığını, bu dayanakların birleştirme talebinin de hukuken kabulü asla mümkün olmadığını, taraflarına yöneltilen davayı kabul etmediklerini, gerçek dışı iddialar ortaya koyduklarını bu nedenle davanın reddini savunmuşlardır. Dava ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve sair zarar kalemlerinin tazmini istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde belirtilen İstanbul 10. ATM 2020/433 esas sayılı dava dosyası celp edilip incelendiğinde; her iki davadaki uyuşmazlık konuları aynı sözleşmesel ilişkiden kaynaklanması nedeniyle tahkikatın ve bilirkişi incelemesinin ortak dosya üzerinden yapılmasının gerek yargılama ekonomisi gerekse de çelişkili kararların önüne geçilmesi adına zaruri olduğundan ilk davanın açıldığı mahkemede dosyanın birleştirilmesi gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu