Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Mahkemece, taraflar arasında 26/12/2016 tarihli sözleşmenin imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının yaptığı ödeme miktarı ile ödeme tarihi, davalının sözleşme kapsamında ödenen EURO cinsinden parayı ödediği tarih ve ödediği miktar, sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasindeki ihtilafın; sözleşmenin davalının kusurlu davranışı ile feshedilip feshedilmedği, bu suretle talep edilen alacak kalemleri yönünden davacının alacaklı olup olmadığı alacaklı ise miktarı noktasında toplandığı, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 14/03/2019 tarihli raporda; 20/12/2016 tarihli sözleşme ile 27/12/2016 tarihli sözleşmelerin birbirlerinin devamı niteliğinde olmadığını ve bağımsız sözleşmeler olarak nitelendirilebileceği, 20/12/2016 tarihli sözleşmenin ifa edilmemiş olmasının davalının kusurundan kaynaklandığı, davacının 11/01/2017 tarihli dilekçesiyle TBK 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını "sözleşmeden dönme" olarak...

    Ancak tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde "Ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." düzenlemesi mevcuttur. Ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme talepli dava yönünden yapılan incelemede; davacı tarafından 08/08/2021 tarihinde satın alınan ve davacıda bulunan yatak odası takımı ve yemek odası takımı satın aldığı, davacı tarafça iş bu dava açılarak satın alınan ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülerek sözleşmeden dönme talebinin bulunduğu anlaşılmıştır....

    dönme ve bedel iadesi talebinin davalıya ihtar edildiğini ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, davalı yana ihtarnamenin tebliğinden itibaren tanınan 7 günlük sürenin bitimi olan 01/10/2021 tarihinde yasal olarak temerrüde düştüğünü, tüm bu nedenlerle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı taraf ve müvekkili arasında akdedilen satım sözleşmesine göre; 18.11.2020 tarihinde müvekkil tarafından satın alınan, 2 adet ..., 2 adet ..., 4 adet ... marka ve model traktör lastiklerinde ortaya çıkan gizli ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme iradelerinin kabulü ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili tarafından ödenmiş olan 8.850,00 (sekizbinsekizyüzelli) TL satım bedelinin, sözleşmeden dönme nedeniyle temerrüt tarihi olan 01.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Maddesi) seçimlik hakkını sözleşmeden dönme yolunda kullandığının kabulü gerektiği, kiracının sözleşmeden dönmekle, sözleşme ilişkisinin geçmişe etkili olarak ortadan kalktığı, dönme ile sona eren sözleşme ilişkisinin artık bir borç doğurmayacağı gibi, önceden doğmuş olan borçlar da son bulacağından tarafların birbirlerine verdikleri şeyler var ise, bunların karşılıklı olarak geri verilmesi gerektiği, bu durumda davacı kiracının döndüğü kira sözleşmesine dayanarak davacıya ödediği kira bedellerini istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, davacının basiretli davranarak eczane işi için kiraladığı taşınmazın nitelik ve özellikleri konusunda gerek hukuki, gerek fiziki özellikleri yönünden gerekli araştırmayı yapmamasının davanın reddi için gerekçe olamayacağı, zira başlangıçta inşaat halinde bulunan kiralananı davacıya kiralayıp, kiracılık süreci içinde de bu hukuki ayıbı gidermemekle davalı kiraya verenlerin kusurlu davrandığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,...

        Somut olayda maddi ve şekli şartların gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla diğer ihtilaf konusu olan davacının sözleşmeden dönme ve zararların tazmini talebine ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Sözleşmeden dönme --------- düzenlenmiş olup, alıcı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebilir, eğer durum sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasını haklı göstermiyorsa hakim satıcının talebi üzerine satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Bu hususta da sözleşmenin kurulması değil sözleşmeden dönme anındaki durum göz önünde tutulmalıdır. Böyle bir durumda da alıcı dönme veya ayıpsız misli ile değişim hakkını kullanamaz....

          Sözleşmenin kurulmasından sonra dava tarihi itibariyle 1 yıl geçtiği, halen iskan ruhsatının alınamadığına ilişkin davalının da kabulü mevcuttur. Kiralananın kullanılması için iskan izni bulunması vazgeçilmez bir zorunluluk olup, bunun yerine getirilmesi de kiralayana ait bulunmaktadır. Sözleşme yapılırken iskan izninin bulunmaması, kiralayanı kanunen kendisine yüklenen iskan izni alma ve kiralananı sözleşmenin amacına uygun duruma getirme yükümlülüğünden kurtarmaz. Kiralanan şeyin ayıpları kiralayanın tekeffül altındadır. Bu ayıplar kiralananın sözleşme ile güdülen amaca uygun şekilde kullanılmasını ve işletilmesini imkansız kılacak yahutta bu kullanım ve işletmeyi önemli surette azaltacak şekilde ise kiracı sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir (BK. mad. 249-250 ve 106-108). Davacı, ayıbın giderilmesi için davalıya 24.11.2008'de ihtar göndermiş, verilen sürede ayıp giderilmediğinden bahisle sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır....

            Davacı vekili ön inceleme duruşmasından önce 12/04/2018 havale tarihli dilekçesi ile tapu iptal ve tescil talebinden vazgeçtiklerini belirterek taraflar arasında imzalanan 09/06/2017 tarihli sözleşmeden dönme beyanı nedeniyle müvekkilinden herhangi bir bedel cezai şart talep edilmeksizin iptaline müvekkili tarafından davalıya ödenen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 25/10/2018 tarihli ilk celsede İDM'ce davanın "Davanın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynalı olarak açılmış olan fesih alacak davası olduğu, uyuşmazlığın sözleşmenin geçerli oluş olmadığı, sözleşme kapsamında verilenlerin iadesining erekip gerekmediği, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığı, hususuna ilişkin olduğu tespit edildi. " şeklinde nitelendirmesinin yapıldığı anlaşılmaktadır....

            Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü K A R A R Dava, eser sözleşmesine dayalı itirazın iptâli istemine ilişkindir. Davacı arsa sahibinin icra takibine koyduğu 15.000 DM., taraflar arasındaki 11.05.2001 tarihli düzenleme şeklinde yapılan ek sözleşmenin 14.maddesinde belirtilen BK’nın 158/son maddesine uygun dönme cezasıdır. Davalı yükleniciler, sözleşmeden dönmediklerinden; başka bir anlatımla, sözleşme henüz yürürlükte bulunduğundan bu ceza talep edilemez. Bu durumda, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı yüklenicinin, dava konusu taşınmazı tamamlamadığı, fiili durum itibariyle binanın eskimeye yüz tuttuğu, metruk bir vaziyette bulunduğu, imalatın % 36' lık mertebede bulunduğu, sözleşmenin 15. maddesine göre yüklenici sözleşme süresi sonunda işi bitiremediği takdirde hiçbir ihbara gerek olmaksızın akdin feshedilmiş sayılacağının ve yüklenicinin arsa sahiplerinden herhangi bir hak talep edemeyeceğinin kararlaştırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Kural olarak ... sözleşmelerinin geçerliliği hiçbir şekle bağlı olmadığı için bu sözleşmelerden dönmek isteyen taraf, dönme iradesini karşı tarafa bildirdiği an, bozucu yenilik doğuran bu hak ( sözleşmeden dönme hakkı) kendiliğinden hükmünü icra .......

                Yargıtay tarafından benimsenen ve sözleşmeye bağlılık ilkesinin istinasını oluşturan, uyarlama davası 6098 Sayılı TBK.nın yasalaştırılması sırasında da benimsenerek, 6098 Sayılı Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlemiş, “ Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut Olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır....

                  UYAP Entegrasyonu