Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere müspet zarar, sözleşmeden cayılmasında kusursuz olan tarafın temerrüde düşen taraftan sözleşme yürürlükte kaldığı sürece isteyebileceği bir tazminat türüdür. Müspet zarar, sözleşmeden kusurlu olarak dönen taraftan da istenebilir. Bu konuda davacı satıcının TBK'nın 123. maddesi gereğince seçimlik hakkı söz konusudur. Yeter ki, sözleşmeden dönülmemiş olsun veyahut (tıpkı somut olayda olduğu gibi) dönülmüş ise dönen taraf kendisi olmasın ve kusursuz bulunsun. Davalı alıcı davacının talep ettiği zararların menfi zarar kapsamında olduğunu, dönme nedeniyle müspet zararların istenemeyeceğini, menfi zararların talebe konu olabileceğini iddia etmişse de, yukarıdaki paragrafta değinildiği üzere kusurlu olarak sözleşmeden cayan taraftan karşı taraf müspet zararını talep edebilir. Kaldı ki, ... 19....

    Hal böyle iken; kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli olduğu ve dava tarihi itibarı ile TBK 473. maddesi hükmüne göre, davalı yüklenicinin inşaatı süresinde tamamlayamayacağının anlaşılması karşısında sözleşmenin, geriye etkili feshine (dönme) ve tasfiyesine karar vermek gerekmektedir. Sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu nedenle yüklenicinin inşaata ilişkin iş bedelinin dava tarihi itibarı ile rayiç değeri hesaplanıp, davacı tarafından yükleniciye sözleşmeler kapsamında yapılan ödemeler de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi, ayrıca geriye etkili fesih ile birlikte tapu iptali ve tescil isteminin de değerlendirilmesi gerekmektedir. Yapılan açıklamalara aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün, davacı yararına bozulması gerekmiştir....

      H.D. 06/01/2014 tarih 2480/72) Bu kapsamıyla taraflar arasında yazılı sözleşme yapılmış olmakla sözleşmenin geçerlilik şartlarına haiz olduğu ve sözleşmenin yapılması ile de payların davalı ...'a geçmiş olduğu görülmektedir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu m.235/2'nin "Satılan zilyetliği satış bedeli ödenmeden alıcıya devredilmiş ise, alıcının temerrüdü sebebiyle satıcının dönme hakkını kullanarak satılanı geri alması bu hakkın sözleşmede açıkça saklı tutulmasına bağlıdır." şeklindeki hükmü gereği davacının davalı ... ile yapmış olduğu hisse devir ve temlik sözleşmesinden dönebilmesi için sözleşme ile sözleşmeden dönme hakkının korunmuş olması gerekmektedir. Bu yönüyle davacı ile davalı ... arasında akdedilen 19/12/2019 tarihli sözleşme incelendiğinde davacının sözleşme ile sözleşmeden geri dönme hakkını saklı tutmamış olduğu görülmektedir....

        Sözleşmenin bu şekilde feshi, fuardan çıkarma veya fuarın kısmen veya tamamen iptali durumunda katılımcı, fuar katılım bedelinden başka, masraf, gecikme faizi ya da zarar ziyan adıyla bir talepte bulunma hakkına sahip olmadığını önceden beyan kabul ve taahhüt eder " düzenlemesinin bulunduğu, sözleşme de düzenleyici olan davalıya, fuarın düzenleme tarihini değiştirme de dahil olmak üzere geniş yetkiler tanındığı, davacı/katılımcının, bu madde ile düzenleme tarihinde davalı/düzenleyici tarafından yapılabilecek değişiklikleri ve bunun sözleşmenin fesih sebebi olmayacağını kabul ettiği, her iki tarafın tacir olup, davacı tarafından imzalanan sözleşmenin davacı şirket açısından bağlayıcı olduğu, bu nedenle davacının fuar tarihinin ertelenmesi nedeniyle sözleşmeden dönme ve ediminin iadesi talebinin haklı olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Otelinin değişim sistemine dahil olduğunun belirtildiğini ve zaman zaman sorunlar yaşanmış olsa da bu tesisten yararlandığını, biriken puanlarını ... ... otelinde kullanmak için davalı şirkete mail gönderdiğini, ancak verilen cevapta davalı şirketin otellerinin ... sisteminden çıkması nedeniyle 2013 yılı puanlarını kallanamadığını, sözleşmeden döndüğüne ilişkin mail gönderdiğini ileri sürerek; sözleşmeden dönülmesi sebebiyle sözleşme süresinin sonuna kadar olan kısma ilişkin olarak 1.840 Euronun fiili ödeme tarihindeki kur karşılığının hesaplanarak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... şirketi, davacının ... imkanlarını ... grubu hariç sistemdeki diğer oteller açısından kullanabileceğini, diğer davalı şirket ise sözleşmesinin tarafı olmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....

            Yüklenicinin temerrüdü sonucu iş sahibi TBK'nun 125/2 maddesi gereğince tanınan seçimlik haklarda sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. TBK'nun 124. maddesindeki süre verilmesini gerektirmeyen durumlar dışında yüklenicinin temerrüdü halinde iş sahibinin yükleniciye TBK'nun 123. maddesi gereğince uygun bir süre verildikten sonra sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanması mümkündür. TBK'nun 124. maddesinde, borçlunun içinde bulunduğu durumdan veya tutumundan süre verilmesini etkisiz olacağının anlaşılması, borçlunun temerrüdü sonrasında borcun ifasının alacaklı için yararsız kalması ve borcun ifasını belirli bir zamanda veya belirli bir süre içerisinde gerçekleşmemesi üzerine ifanın artık kabul edilmeyeceğinin sözleşmeden açıkça anlaşılması hallerinde süre verilmesinin gerekmediği düzenlenmiştir. Anılan hükümde sayılan hallerden birinin bulunması halinde, iş sahibi yükleniciye tekrar mehil vermeden dönme hakkını kullanabilecektir....

              Vekalet verenin sözleşmeden dönme hakkını kullanması ile birlikte eğer vekil edimin gereği gibi ifasında kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat edemezse özen borcuna aykırı davranışı nedeniyle doğan menfi zararı tazmin etmekle yükümlü olacaktır. Somut olayda; davacı, vekilin sözleşme gereği edimini yerine getirmemesinden kaynaklı olarak ödenen bedelin iadesini talep etmektedir. Tüm dosya kapsamındaki delil durumu ve bilirkişiden alınan denetime elverişli rapor içeriğine göre; davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini gerekli özeni göstermek suretiyle yerine getirmediği, davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle zarara uğradığı, bu itibarla sözleşme gereği ödenen ------ iadesinin talep edilebileceği, iadesi istenen tutara takip tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                Her ne kadar mahkemece satın alınma tarihinde yürürlükte bulunduğu söylenen 4077 sayılı kanunun ayıplı mal başlıklı 4. maddesinde ürünün iadesiyle sözleşmeden dönme ve bedelinin tahsili taleplerinin yalnızca satıcı firmadan talep edilebileceği, ithalatçı firmadan talep edilemeyeceği belirtilmiş ise de; sözleşmenin kurulduğu tarih itibarıyla yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK'nun 13/3. maddesinde; ”Tüketici onarım hakkını kullanmışsa, garanti süresi içerisinde sık arızalanması nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arz etmesi veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, 4 üncü maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Yine aynı kanunun 4/3 maddesine göre; İmalatçı - üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10.maddenin 5.fıkrasına veya 10/B maddesinin 9.fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur....

                  Eser sözleşmelerinde sözleşmenin sona ermesi üzerine, her iki tarafın da talep edebileceği tasfiyenin dayanağı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125/III. maddesidir. Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir....

                    Yargıtay tarafından benimsenen ve sözleşmeye bağlılık ilkesinin istinasını oluşturan, uyarlama davası 6098 Sayılı TBK.nın yasalaştırılması sırasında da benimsenerek, 6098 Sayılı Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlemiş, “ Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır....

                      UYAP Entegrasyonu