Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

akışına aykırı olacağı, davacıların , devrin yapılacağı beklentisiyle davalı ile sözleşme yaptığını, devir yapılmayacaksa aracı satın almalarının bir mantığı bulunmadığını, kendilerinin de iddiasının noter tarafından yapılmayan satışın geçersiz olduğu, davalının harici sözleşme ile yüklendiği devir borcunu yerine getirmediği, haksız kazanç sağladığı, sebepsiz yere zenginleştiğini, sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca sorumlu olduğu yönünde olduğunu ,ancak bilirkişi ve bilirkişiye uyan yerel mahkemenin bunları kabul etmediğini, eğer aracın zilyetliği davalıya verilmişse ve satış sözleşmesi yapıyorsa, davacıların devrin yapılacağını beklemesi kadar doğal bir şey olamayacağı, kaldı ki, dava konusu sözleşmenin "Kullanım Hakkı Devri Sözleşmesi" değil "Satış Sözleşmesi" olduğu, öte yandan davacıların servis işiyle uğraşan kişiler olmadığı ,aracı servis işinde kullanmak amacıyla satın almadıkları, dolayısıyla kullanım hakkı devri için sözleşme yapıldığı savının tamamen soyut ve dayanaksız...

Zira, Tapu Sicil Müdürlüğünde düzenlenen resmi senetten maksat; taşınmaz mal mülkiyetinin veya mülkiyetten başka ayni hakların kurulması ve devri için Tapu Sicil Müdürlüğündeki bir memur tarafından düzenlenip taraflar ve gerekiyorsa tanıklar tarafından imzalanan müdürce imza ve mühür ile tasdik edilen sözleşmedir. 20.02.1969 tarihli «Sulh Sözleşmesi» başlıklı sözleşme anılan şekle uyularak yapılmadığından, bu sözleşmeye dayanılarak mülkiyet nakli talebinde bulunulamaz. Mahkemece açıklanan nedenler gözetilmek suretiyle davanın reddedilmesinde yasaya aykırılık yoktur. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacıların bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 11.07.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Davaya konu araç, trafikte miras bırakan adına kayıtlı iken, davalı ile miras bırakan arasında Noterde yapılan 10/07/2007 tarihli sözleşme ile davalıya satılıp, trafik kaydında davalı adına tescil edilmiştir. Yapısı itibariyle bir taşınır mal olmasına karşın, trafikte kayıtlı bir aracın mülkiyetinin geçişi bir taşınır, hatta taşınmazdan daha farklı bir hukuki düzenlemeye tâbi tutulmuştur. Bu düzenleme tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin devir tarihi itibariyle görevli resmi makâmlarca yapılacağı şeklinde belirtilmiştir. Böyle bir sözleşmenin geçerli olmasının resmi biçim koşuluna bağlı olduğu ve kanun koyucunun, bir aracın mülkiyetinin geçişi için resmi sözleşme yapılmasını zorunlu kıldığı kuşkusuzdur. Diğer bir deyişle devir işleminin hukuki sonuç doğurması için, o sözleşmenin resmi biçimde yapılması geçerlilik koşuludur (6098 sayılı Kanun’un 12/1, 818 sayılı Kanun’un 11/2. maddeleri ve 2918 sayılı Kanun'un 20/d maddesi)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; dava dışı Mustafa Tımarcıoğlu'nun ruhsat sahibi olduğu, ancak gerçekte davacı ve davalının ortak oldukları kamyondaki davalı hissesinin 15.000- TL karşılığında davacıya satılması husunda tarafların sözleşme akdettiklerini, anılan sözleşmeye göre araç için kullanılan kredinin ödenmesinden sonra aracın devrinin davacıya yapılacağı husunda davalının aynı zamanda kefalet verdiğini, araç için kullanılan kredi borçlarının bitmesine rağmen aracın devri yapılmadığı gibi 3. bir kişiye devredildiğini, Karayolları Trafik Kanununa göre noterde yapılmayan araç devir sözleşmelerinin geçersiz olduğu ve herkesin aldığını geri vermekle yükümlü olduğunu, söz konusu...

        hükmünde olduğunu, davacı şirket yetkililerinin usulsüz satış işlemi sebebiyle yetkilerinin iptal edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla finansal kiralamaya konu araca ilişkin yapılan Kati Satış Sözleşmesinin iptali ile plakalı aracın mülkiyetinin müvekkili adına tespitine, aracın mülkiyetinin davalı tarafından 3. şahıslara devredilmesi halinde yapılan satışın geçersizliğinin tespiti ile aracın tespit edilecek rayiç bedelinin şimdilik 10.000,00 TL' sinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

          Mahkeme ,icra takibine konu edilen alacağın temeli olduğu iddia olunan, 23.11.2017 tarihli taşınmaz adi yazılı satış sözleşmesinin tanzim olunduğu, sözleşmenin varlığı ya da imzalar konusunda taraflar arasında uyuşmazlığın olmadığı,davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşme aslında, sözleşme bedelinin 195.000,00- TL olarak belirlendiği, sözleşmenin orta - boş kısmına "tapu teslimde kalan borç 68.000- TL satıcıya ödenecektir " şeklinde bir kaydın bulunduğu fakat bu kısmın taraflarca imzalanıp paraflanmadığı, davalı tarafça dosyaya sunulan sözleşme metninde ise bu kayıt kısmının aynen olduğu, yine imza ve parafının olmadığı, fakat sözleşmenin bedel bölümünün boş olduğu,davacı ve davalı tarafça dosyaya sunalan sözleşme metinlerinde ortak bir şekilde, ilgili taşınmazın kapı, daire ve kat bilgilerinin açık olmadığı, davacı tarafın iddiasına göre Garanti Bankasından çekilen 91.700,00- TL'nin, davacının kendi hesabından çekilip davalı tarafa ödendiğinin iddia edildiği, ancak bu meblağın davalı tarafa...

          TMK.nun 676 maddesine göre mirasçılar arasında terekeye dahil tapulu bir taşınmazdaki pay devri yazılı olması şartı ile geçerlidir. Davacının dayanmış olduğu 02.06.2004 tarihli sözleşme anılan yasa maddesine uygun olarak düzenlenmiş ise de, pay devrinden sonra yukarıda açıklandığı üzere tarafların bir araya gelerek tapuda paylı şekilde intikal yaptığından taraflar arasındaki sözleşmeye değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Çünkü tapuda resmi biçimde yapılan işlem sonucu (elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi) mirasçıların 02.06.2004 tarihli paylaşım sözleşmesinden döndüklerinin ve sözleşmenin böylece bozulduğunun kabulü gerekir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ...'...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı şirket, 15.11.1996 tarihli noterde yapılan resmi satış sözleşmesi ile davalılardan ...’tan şirket adına satın almış oldukları BMW marka aracı, şirket adına trafikte tescil ettiremediklerini, davalı ...’in diğer davalıya olan borcundan dolayı başlatılan takip sonrasında ise aracın davalı ...’e satılıp onun adına tescil edildiğini, oysaki aracın mülkiyetinin kendisine ait olması nedeniyle üçüncü kişinin borcundan dolayı araç üzerine haciz konulamayacağı gibi, üçüncü kişi adına tescil de edilemeyeceğini ileri sürerek, araç üzerindeki trafik kaydının iptali ile davacı şirket adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....

              Burada hemen vurgulanmalıdır ki, bir binanın tamamlanması demek o yapının sözleşme hükümlerine fen ve sanat kuralları ile imar mevzuatına uygun ortaya çıkartılması demektir. Somut olayda olduğu gibi, eser söylenen niteliklere uygun bitirilmemiş, ancak %80 fiziki seviyeye getirilebilmişse orta yerde meydana çıkartılmış eser yok demektir. Bu özelliğinden dolayı arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri ani edimli sözleşme türündendir. Edimin bütünüyle yerine getirilmesinden evvelki çalışmalar eseri meydana getirme çalışmalarıdır. Yine somut olayda olduğu gibi, tarafların kademeli ferağ şeklini kabul etmeleri durumunda taşınmaz mülkiyetinin devri (arsa payının devri) ancak her iki yanında sözleşme hükümlerine uymaları durumunda mümkündür....

                Tapuda kayıtlı taşınmaz mal mülkiyetinin devrinde hukuki işlem şeklini düzenleyen Türk Medeni Kanununun 706 ve yine gayrimenkul satımında aktin şekline ilişkin Borçlar Kanununun 213.maddeleri hükmünce taşınmaz mülkiyetin devrini amaçlayan her türlü sözleşmenin geçerliliği resmi şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlıdır. Resmi senetten maksat resmi bir memur tarafından hazırlanarak taraflar huzurunda imzalanan ve resmi memurca mühür ve imza ile onaylanan sözleşmedir. Tapu Sicil Müdürlüklerinde düzenlenen resmi senet ise taşınmaz mal mülkiyetinin ve mülkiyetten başka ayni hakların kurulması ve devri için Tapu Sicil Müdürlüğündeki bir memur tarafından düzenlenip taraflar ve gerekiyorsa tanıklar tarafından imzalanan müdürce de imza ve mühür ile tasdik edilen resmi akittir....

                  UYAP Entegrasyonu