Davalı Süleyman, satış sırasında taşınmazda elbirliği mülkiyetinin söz konusu olduğunu, satışın geçerli olmadığını, davalı .iyi niyetle taşınmazı satın aldığını, Necati yerin davacıya usulüne uygun satılmadığını savunmuşlardır.Mahkemece, davacının dayandığı harici sözleşmenin taşınmaz satışı değil kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki payın devrini içerdiği, bu nedenle de, 30.9.1988 tarihli ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca satıcı ve alıcının edimlerini yerine getirdiği, sözleşmenin geçersizliği savunmasının dinlenemeyeceği, davalı .’in de danışıklı olarak taşınmazı satın aldığı gerekçesiyle tapunun iptali ile davalı ... adına tesciline, dairenin mülkiyetinin de davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.Dava harici satın alma iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Davalı, araç alım satımı yaptığını, dava dışı İhsan’ı tanıdığını, onun vasıtasıyla davaya konu aracı resmi sözleşme ile satın aldığını, davacının vekiline bedelini ödediğini savunarak davanın reddini dilemiş; birleşen davası ile, Davacı tarafından alınan tedbir üzerine araca el konulduğunu, bu nedenle mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti ile aynen iadesi, olmadığı takdirde ödediği 10.000 YTL bedelin tahsilini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile..... plakalı aracın mülkiyetinin davacı ...'ya ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının yetkilisi olduğu şirket arasında şirketin malik olduğu 34 XX 820 plakalı aracın devri hususunda 15.04.2009 tarihli sözleşme imzalandığı, aynı tarihte borçlu şirket ile müvekkili arasında araç bedelinin iadesi kapsamında bir teminat senedi düzenlenmiş davalı bu borca kanunda gösterilmiş tüm şartları sağlayacak şekilde kefil sıfatıyla katılmış olduğu, söz konusu teminat senedi kambiyo senedi vasfını taşımamakla birlikte borcun ve kefaletin varlığını gösteren bağımsız bir sözleşme vasfında olduğu, aracın şirketin borcu kapsamında müvekkilinin yerleşim yeri olan Büyükçekmece 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescil istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK'nın 20/d bendi "Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir" hükmünü içermektedir. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere araç satış işleminin geçerli olabilmesi için 2918 sayılı KTK'nın 20/e maddesi gereğince noter satışı ile aracın devrinin davacıya verilmesi şarttır....
Buna göre taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Somut olayda ise takip borçlusuna dava konusu malın zilyetliğinin devredildiğine dair çekişme yoktur. Bu sebeple dava konusu malın mülkiyetinin zilyetliğin devri ile takip borçlusuna geçtiğinin, malın mülkiyetinin takip borçlusuna ait olduğunun kabulü ile 3. kişi tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taksitle satım hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair kanaat bildiren bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Davalı, aracın iddia edildiği gibi davacı tarafından alınmadığını, bizzat bedelini ödeyerek kendisi satın aldığını, esasen davacının yurt dışından parası geldiğinde araç bedelini ödeyeceğini söyleyerek satış bedelini ödemesini sağladığını, aradaki dostluğa ve iyi niyete güvenerek satış bedelini ödediğini ve aracı bedelsiz olarak davacıya teslim ettiğini, ancak davacının araç bedelini ödemediğini, sözleşme uyarınca aracın zilyetliğini devrettiğini, ancak araç bedelinin ödenmediğini, araç bedeli ödenmediği için de aracın devrini vermediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, yabancı uyruklu olmasından dolayı satın aldığı aracı davalı adına tescil edildiğini ve bu hususta taraflar arasında sözleşme aktedildiğini, istemine rağmen araç devrininde yapılmadığını belirterek eldeki davayı açmıştır....
Tic.Ltd.Şti’nin 249.750TL'ye tekabül eden 9990 adet payın davalıya ait olacağının kararlaştırıldığı, daha sonra taraflar arasında akdedilen pay devri ön protokolü uyarınca davalının davaya konu şirkette yer alan hisselerini davacı ...’a devri hususunda tarafların anlaştıkları, yine söz konusu hisse senetlerinin devri için davacının davalıya 10.000.000 TL ve 57.500 Euro nakden ödemeyi taahhüt ettiği, ayrıca davacı şirket mülkiyetindeki ......
bir hafta içerisinde vereceğini belirtmesine rağmen resmi devri yapmadığını, takas sonrası müvekkilinin 34 XX 426 plakalı kamyoneti kullanmaya başladığını ancak Mithat Çalışkan'ın emniyete şikayeti üzerine araca el konulduğunu ve müvekkilinin elinden alındığını belirterek, taraflar arasında gerçekleştirilen araç satış sözleşmesi geçersiz olduğundan, müvekkilinin davalıya teslim ettiği 34 XX 366 plakalı aracın iadesini, davalıya elden ödenen 10.000,00 TL'nin araç satış sözleşmesi tarihi olan 04/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, aracı başka bir kişiye devretmişse elden ödenen 10.000,00 TL'nin araç satış sözleşmesi tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla, müvekkilinin aracı satın aldıktan sonra araç satışının devrini yapmak istediğinde davalının kendisine araç sahibinin öldüğünü, mirasçılarının hali hazırda yaşadığını, devri onlardan alacağını söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin mirasçılarla iletişim kurduğunda mirasçıların mirası reddettiğini öğrenmiş ve aracın mülkiyetini devralamamış olduğunu, akabinde açılan davada aracın mirasçılarının tespiti ile araç satışının devri aksi durumda araç bedelinin iadesi talep edildiğini, dava aşamasında mirasçıların tespit edilmeye çalışıldığını, murisin terekesinin tasfiyesi talep edildiğini, davanın karara çıktığını ve müvekkiline sadece 5.250,00 TL verildiğini, müvekkilinin yaptığı mücadele ve masraf ile kaldığını, davaya konu araç müvekkili kullanımında iken murisin alacaklıları aracın yakalanmasını talep ettikleri için araç Trafik Şube Müdürlüğü tarafından yakalama işlemi yapılarak yediemine teslim edildiğini, araç yakalamaya...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/01/2023 NUMARASI : 2021/223 ESAS, 2023/98 KARAR DAVA KONUSU : Araç Mülkiyetinin Tesbiti Ve Tescili KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....