WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 18.07.2013 gününde verilen dilekçe ile tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, dava dışı kardeşleri Vedat, miras bırakanları ...ve davalı ... ile 27.12.2004 tarihli rızai miras taksim sözleşmesi imzaladıklarını, davalı tarafın rızai taksim sözleşmesindeki iradesi miras haklarından diğer kardeşleri lehine feragat etmek olduğu halde mirasın reddi yoluna başvurarak altsoyunun mirasta hak sahibi olmasına neden olduğu ileri sürülerek, taraflar arasında imzalanan 27.12.2004 tarihli rızai taksim sözleşmesinin ve neticesinde bu sözleşme gereğince davalının miras hakkından feragat ettiğinin tespitini...

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2021 NUMARASI : 2020/157 ESAS - 2021/202 KARAR DAVA KONUSU : Rızai Miras Taksim Sözleşmesinin Tespiti KARAR : Adana 9....

    üzerine bir de davalıların haksız taleplerine maruz kaldığını, davalıların buna aykırı davranması nedeniyle zarara uğrayan müvekkilinin tüm zararlarını karşılama yükümlülüğünde olduklarını belirterek 18/01/2012 tarihli rızai miras taksim sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep etmitşir....

    Davalılar, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazı 2015 yılında gayrımenkul satış vaadi sözleşmesiyle sattıklarını, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde kadastro çalışmalarının 25.12.1972 tarihinde başladığını, ... ada ... parselin kadastro tespitinin 28.08.1973, ... ada ... parselin 28.08.1989, ... ada ... parsel (eski ... parsel) sayılı taşınmazın tespitlerinin 12.03.1990 tarihinde kesinleştiğini, 19.11.1964 tarihli miras taksim sözleşmesinin kadastro tespitinden yaklaşık 10 yıl önce yapıldığını, 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra kadastro öncesi sebeplere dayalı olarak dava açılamayacağını, davacıların mirasbırakanının sağlığında aynı mahkemenin 2014/182 esas sayılı dosyasında “ kendisinin miras taksim sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yaşının küçük olması, babasının olmaması, eğitimli olmaması nedeniyle kandırıldığını, miras taksim sözleşmesi için verdiği vekaletnameyi okumadığını, davalıların mirasbırakanlarının kendisini aldatarak işbirliği içinde hareket...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; TMK 426/2. mad. gereğince, vasi ile kısıtlı arasında taksim sözleşmesi nedeniyle menfaat çatışması meydana geldiğini, taksim sözleşmesi yapılması için kısıtlıya temsil kayyımı atanması, mirasçıların miras taksim sözleşmesi hazılması, miras taksim sözleşmesinin kısıtlının yararına olup olmadığının vesayet makamı tarafından denetlenerek onaylanması ve tapuda infazına yetki verilmesi gerekirken, önce vesayet makamından onay alınması gerektiği gerekçesi ile taleplerinin reddine karar verildiğini, oysa kayyım tarafından imzalanmasına yetki verilmediği için daha imzalanmayan taksim sözleşmesinin vesayet makamından onanması mümkün olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

      Paylaşma sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmış olması ve bütün mirasçıların katılması zorunludur. Bütün mirasçıların katılmadığı paylaşma sözleşmeleri geçersizdir. Somut olayda; davalı Günel Mermerkaya, temyiz dilekçesiyle mirasçılar arasında Kadınhanı Noterliğinde 23.08.2007 tarihli miras taksim sözleşmesi düzenlendiğini bildirmiştir. Miras taksim sözleşmesinin yapılması halinde ortaklığın giderilmesi istenemez. Bahsi geçen sözleşmeye dayalı olarak tarafların birbirlerine tapuda rızai ferağ vermediği ve miras taksim sözleşmesine dayalı tescil davası da açılmadığı ancak miras taksim sözleşmesine dayanarak davaya itiraz edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece davalıya bu sözleşme nedeniyle tescil davası açmak üzere usulüne uygun olarak süre verilmesi, dava açıldığı takdirde bu dava bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi, dava açılmaz ise şimdiki gibi ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir". (Yargıtay 14....

      -TL olduğunun tespit edildiğini, buna karşılık rızai taksimde kendisine verilen yerlerin değerinin ise 359,810.-TL olduğunun saptandığını, buna göre 58.660.-TL hakkının çiğnendiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğini alacak olarak değiştirdiğini bildirip 58.660.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, hile yönünden zamanaşımı süresinin geçtiğini, iddiaların doğru olmadığını, tüm miraçılar olarak biraraya gelip, mühendislere taşınmazların değerlerini tespit ettirerek rızai taksim yaptıklarını, bu konuda evrak arasına sundukları rızai taksim sözleşmesinin düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, Dairece; ''......

        TMK'nın 676. maddesi uyarınca miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterlidir. Miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz. Hemen belirtilmelidir ki, TMK'nin 676. maddesinde öngörülen yazılı şekil, bir ispat koşulu değil, geçerlilik koşuludur. İncelenen dosyada; tüm mirasçılar tarafından imzalanmış usulüne uygun yazılı bir taksim sözleşmesi bulunmadığından davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının ikincil talebi ise muhdesatın aidiyetinin tespiti isteminden ibarettir....

          İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; muris Yusuf'un sağlığında yapılan miras taksim sözleşmesinin geçersiz olduğu, ayrıca Yusuf'un sözleşmenin 2. Maddesinde yer alan Yusuf’un mirasından feragat hükmü de noterde resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/03/2016 tarihli ve 2012/166 E., 2016/91 K. sayılı kararıyla; davanın dayanağının tarihi 23/08/2003 ya da 23/08/2007 olarak yazılı taksim sözleşmesinin olduğu, bu sözleşme dışında 13 Ağustos 2000 tarihli bir sözleşmenin daha sunulduğu, bir kısım davalılar tarafından 2000 tarihli rızai taksim sözleşmesinin geçerli olduğu ve taksimin buna göre yapıldığının ileri sürüldüğü, miras taksim sözleşmesinin geçerlilik koşullarının TMK'nın 676. maddesinde düzenlendiği taraflar arasında yapılmış iki adet yazılı sözleşme olduğuna göre ikincisinin geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, ikinci sözleşmenin tarihinin 2003 ya da 2007 olmasının esasa etkisinin olmayacağı, ...'...

            UYAP Entegrasyonu