GEREKÇE Dava, iş kazası nedeniyle yaralanan kazazede sigortalıya Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin, sosyal yardım zammının, sigortalıya ödenen geçici iş görememezlik ödemelerinin, sigortalı hakkında yapılan tedavi masraflarının davalı işverenden kusuru oranında rücuen tazmini istemine ilişkindir. İstinaf başvuru sebepleri ile kamu düzeni çerçevesinde Daire önüne gelen uyuşmazlık; 18.10.2007 tarihinde meydana gelen iş kazasında malul kalan sigortalıya Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin, sosyal yardım zammının, sigortalıya ödenen geçici iş görememezlik ödemelerinin, sigortalı hakkında yapılan tedavi masraflarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının belirlenmesidir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinin birinci fıkrasında işverenin sorumluluğu, ikinci fıkrasında ise üçüncü kişilerin sorumluluğu düzenlenmiştir....
yardım nafakasına, söz konusu nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Toplanan delillere göre, davacının takip talebinde 3.793,10 TL rücuen tazminat talep ettiği, bilirkişi raporunun da benzer mahiyette olduğu, kazanın oluşumunda davalının tam kusurlu olduğu, bu hali ile davalının dava dışı sigortalıya ödenen zarardan sorumlu olduğu, ödeme tarihinden itibaren işlemiş faiz talebinin de yerinde olduğu, bu hali ile davalının icra takibine vaki itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiş ve davacının davasının sübut bulduğu anlaşılmakla davanın kabulüne, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, DAVANIN KABULÜ İLE, ......
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacılar vekilinin 25.02.2021 tarihli dilekçesiyle adli yardım talebinde bulunduğu, 25.02.2021 tarihli celsede mahkemece davacılar vekilinin her bir davacı yönünden talebini somutlaştırması halinde dosyanın tefriki ile adli yardım talebinin değerlendirilmesi yönünde ara karar kurulduğu, 27.04.2021 tarihli hüküm celsesinde ise HMK'nın 330/6. Maddesi gereğince adli yardım talebinde bulunan kişiler yönünden yargılama giderlerini karşılayacak durumda olmadığını gösteren mali durumlarına ilişkin belgeler mahkemeye sunulmadığından davacıların adli yardım taleplerinin reddine karar verildiği aynı celse davanın reddi yönünde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesince verilen 16/09/2020 tarih ve 2020/4291 Esas - 2020/7105 Karar sayılı adli yardım talebinin reddine dair ilama davacı tarafından itiraz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına göre; hükmü temyiz eden davacı, adli yardım talebinde bulunmuş ise de Dairemizce, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin kararı ve dayandığı gerekçeleri usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının yerinde olmayan itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin "adli yardım talebinin reddine ilişkin kararına itirazının" HMK’nın 337. maddesi gereğince REDDİNE, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 17.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesinin davalının adli yardım talebinin reddine ilişkin kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalının yerinde olmayan itirazının reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay 12. Hukuk Dairesince davalının adli yardım talebinin reddine ilişkin vermiş olduğu karara yapılan itirazın 6100 sayılı HMK.’nun 337. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı şirket yetkilisinin adli yardım talebini içeren dilekçesi ekinde, talebini destekler belgeler ibraz edilmemiş olduğundan davacının adli yardım talebinin reddine, keza yerel mahkemenin adli yardım talebinin reddine ilişkin ek kararın bozulmasına ilişkin isteminin de reddine ve HUMK'nun 434/3 maddesi uyarınca işlem yapılması için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı şirket temsilcisinin mahkemenin adli yardım talebinin reddine ilişkin ek kararın bozulmasına ilişkin isteminin ve HMK 330/2 maddesine dayalı Yargıtay'dan talep edilen adli yardım talebinin reddine, Hükmü temyiz eden davacı temsilcisine temyiz yoluna başvurma harcı ile nispi temyiz harcının yatırılması için, bu harç ödenmedikçe müteakip işlem olan temyiz incelemesine başlanamayacağından HUMK 434/3 maddesi uyarınca, işlem yapılması için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin 08.04.2021 tarihli ve ...Karar sayılı "Adli Yardım talebinin reddine" dair ilamına davacı tarafından itiraz edilmekle, talep itiraz incelemesi olduğundan niteliği gereği duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü; KARAR Davacı, ...Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 23.09.2020 tarihli ve 2020/1697 Esas, 2020/1509 sayılı Ek kararını Adli Yardım Talepli olarak temyiz ettiğini belirterek, adli müzaheret talebinin kabulü ile temyiz harç ve masrafları ile tüm yargılama giderlerinden muaf tutulmasını talep etmiştir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08.04.2021 tarihli ve ...Karar sayılı ilamı ile davacının adli yardım isteminin, 6100 sayılı HUMK'nın 334/1 ve 336/2. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bu karara, davacı tarafından 17.05.2021 tarihli dilekçe ile itiraz edilmiştir. Adli Yardım 6100 sayılı HUMK'nın 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....
Bu durumda, 6100 sayılı HMK’nın konuyla ilgili ve emredici nitelikteki 336/2. maddesi hükmünün hilafına, davalı vekilince adli yardım talebini haklı gösterecek hiç bir bilgi ve belge sunulmadığından adli yardım talebinin makul ve inandırıcı olmadığı kanısına varılmakla, davalı vekilinin kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım talebinin HMK’nın 337/2. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 2- Davalı ... ... vekilinin kanun yoluna ilişkin adli yardım talebinin reddi nedeniyle, davalı vekiline işbu adli yardım talebinin reddi kararının tebliği, bu karara itiraz süresinin beklenmesi, itiraz edilmediği veya itirazı reddedildiği taktirde 1086 sayılı HUMK’nın 5236 sayılı Kanun ile değişik 434. maddesi uyarınca peşin temyiz harcının ve dosyanın Yargıtay’a sevk giderinin ikmali için gerekli işlemler yapılmak üzere dava dosyasının yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar vermek gerekmiştir....
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının adli yardım talebinin kesin olarak reddine, mahkemece, Dairemizin adli yardım talebinin reddi kararının da eklenmesi suretiyle, davalı vasisine gerekli meşruhatı havi davetiyenin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesi için dosyanın mahalline İADESİNE, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....