WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı dosyasında derdest olduğunu, müvekkili tarafından"Rekabet Yasağı Sözleşmesi" ya da bu nitelikte bir taahhütname imzalanmadığını, taraflar arasında iddia edildiği şekilde 5 yıl süreli bir rekabet yasağı sözleşmesinde imzalanmadığını, imzalandığı iddia olunan rekabet yasağı sözleşmesinin kabul anlamına gelmemek kaydıyla, imzalandığı iddia olunan rekabet yasağı sözleşmesinin yasa ile belirlenen koşulları taşımadığından geçerliliğinin ileri sürülemeyeceğini, müvekkilinin davacı şirketin müşteri bilgilerini, yeni çalıştığı iş yerinde kullanmış olması mümkün olmadığını, kaldı ki müvekkilinin söz konusu müşteri bilgilerine sahip olduğu ve müşterileri yanıltarak satış yaptığı iddiası doğru olsaydı, yeni çalıştığı iş yerinde yüksek satış rakamlarına ulaşması ve yüksek primli kazanç elde etmesi beklenirdi....

    Buna göre rekabet yasağı kaydının geçerliliği için zararın gerçekleşmesi şart olmayıp, işçinin edindiği bilgilerin iş verenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması yeterlidir. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 7/h maddesi, "Çalışan, iş sözleşmesi her ne şekilde sona ererse ersin, işten ayrıldığı tarihten itibaren 1 (bir) yıl için İşveren’e rakip şirketlerde Marmara Bölgesi sınırları içerisinde işe giremez. Aksi halde İşveren’e bir yıllık brüt ücreti tutarında nakdi tazminatı ayrıca bir ihtara lüzum kalmaksızın cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder. İşveren’in uğrayacağı zararlardan dolayı kanuni hakları saklıdır." şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede 1 yıllık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, rekabet yasağının geçerli olacağı yer Marmara Bölgesi olarak belirlenmiştir....

      CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olup kabulünün mümkün bulunmadığını, davaya konu edilen rekabet yasağı sözleşmesinin Anayasal bir hak olan çalışma hürriyeti ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, diğer yandan, TBK'nın 420. maddesinin; "Hizmet sözleşmelerine sadeçe işçi aleyhine konulan koşul geçersizdir.” hükmünü havi olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, savunmaları saklı kalmak üzere söz konusu 09/04/2008 tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 444.maddesinde düzenlenen geçerlilik koşullarını haiz bulunmadığını, zaman, yer ve işlerin türü sınırlamaları bakımından geçersiz olduğunu, TBK 445.maddesinde rekabet yasağı sözleşmelerinin 2 yılı aşamayacağının açıkça belirtilmiş olmasına rağmen işbu davaya konu edilen rekabet yasağı sözleşmesinin 3 yıl için düzenlenmiş olduğunu, bu durumun açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmede Ege, Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine sınırlama...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile taraflar arasındaki iş sözleşmesinin devam ettiği ve sona erdikten sonraki dönemleri kapsar şekilde rekabet yasağı sözleşmesine dayalı olarak cezai şart talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesi ile de, talebini işçinin iş akdi ile çalıştığı dönemde şirket kurması nedeniyle rekabet yasağına aykırı hareket ettiği iddiasına dayandırdığını belirtmiştir. Buna göre, dava, iş akdinin devamı süresinde haksız rekabet yasağı iddiasına dayalı olduğundan İş Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Davanın İş Mahkemesinde görülmesi gerekirken, Ticaret Mahkemesinde görülerek sonlandırılması doğru değildir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda, davacı dava dilekçesi ile taraflar arasındaki iş sözleşmesinin devam ettiği ve sona erdikten sonraki dönemleri kapsar şekilde rekabet yasağı sözleşmesine dayalı olarak cezai şart talebinde bulunmuştur. İstinaf dilekçesi ile de, talebini işçinin iş akdi ile çalıştığı dönemde şirket kurması nedeniyle rekabet yasağına aykırı hareket ettiği iddiasına dayandırdığını belirtmiştir. Buna göre, dava, iş akdinin devamı süresinde haksız rekabet yasağı iddiasına dayalı olduğundan İş Kanunu hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekir. Davanın İş Mahkemesinde görülmesi gerekirken, Ticaret Mahkemesinde görülerek sonlandırılması doğru değildir....

        İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

          Rekabet etmeme borcunun işçinin öteki borçları gibi her iş sözleşmesi için söz konusu olan borçlardan olmadığı, iş sözleşmesinin devamı süresince işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan bir yükümlülük olduğu buna karşılık, tarafların iş ilişkisi devam ederken sözleşmenin bitiminden sonra işçinin rekabet etmeyeceğine ilişkin bir hükmün iş sözleşmesine konulmasını veya bu konuda ayrı bir sözleşme (rekabet yasağı sözleşmesi) yapılmasını kararlaştırabileceği, iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcunun ancak böyle bir yükümlülük sözleşmesi ile kararlaştırıldığı takdirde sözkonusu olduğu, iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesi olduğu ancak iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerektiği yönünde...

            İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....

              nde işinden ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı; davalı ve dava dışı 66 çalışanla birlikte dava dışı şirkete geçiş yapması sonrasında, davacının satışlarında büyük oranda azalma/düşme bulunduğu; davalının, davacı ile rakip olan firmada rekabet sözleşmesine rağmen çalışmaya başladığı; taraflar arasında düzenlenen, dava konusu işçi sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağına dair 4. maddede rekabet yasağı faaliyet alanı ve yer yönünden sınırlarının açıkça belirlenmediğinden; yer ve faaliyet alanının davacı şirket nezdinde yapılan iş ve tüm ülke sınırları şeklinde kabulünün gerektiği; rekabet yasağının tüm ülke sınırlarını kapsaması sebebiyle aşırı nitelikte olduğu; ancak, TBK.nun. 445/2.maddesi uyarınca, süre ve coğrafi alan ile faaliyet alanı bakımından rekabet yasağının sınırlanmasında hakime takdir/uyarlama yetkisi verildiği de dikkate alındığında; taraflar arasındaki rekabet yasağının; davalı, İstanbul'da davacı iş yerinde çalışırken, rekabet yasağı sözleşmesini imzaladığına göre, rekabet...

                ı bırakmadığını, tek taraflı olarak dayatma ile imzalatılan çalışma özgürlüğünden vazgeçmeyi içeren, kişilik hakalarına aykırı ve hukuken kabulü mümkün olmayan genişlikte, özgür iradesine dayanmayan rekabet etmemeye yönelik taahhütnamenin hukuki sonucunun olmaması gerektiğini, TBK madde 444 ve 445 hükümlerinde rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliği için şekil ve ehliyet haricinde de bazı sınırlamaların ve geçerlilik koullarının olduğunu, geçerli bir rekabet yasağı sözleşmesinin olabilmesi için bu koşulların hepsinin bir arada bulunması gerektiğini, bu koşullardan birinin bulunmaması halinde sözleşmenin batıl-kesin hükümsüz olacağını, TBK m. 444/2 uyarınca rekabet yasağının, ancak hizmet ilişkili işçinin müşteri çevresi veya üretim sırları yada işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zarara uğramasına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağını, kanun koyucunun rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli...

                  UYAP Entegrasyonu