Dava; taraflar arasında yapılmış sözleşmelerdeki rekabet yasağının ve yasadan kaynaklanan haksız rekabet hükümlerinin ihlali nedeniyle haksız rekabetin tespiti ile men'ine ve davacı tarafça uğranıldığı ileri sürülen zararların tazmini istemine ilişkindir. Davacı taraf, çalışanı olan davalının işten ayrıldığı 08/09/2015 tarihinden yaklaşık 1 yıl kadar sonra bir kısım müşteri ve çalışanlarını yeni ortağı ve çalışanı olduğu aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı ... ... A.Ş.'ne yönlendirmek suretiyle taraflar arasında yapılmış portföy ve hisse devir sözleşmelerindeki rekabet yasağı ve TTK'daki haksız rekabet hükümlerine aykırı davranmak suretiyle davalı tarafça zarara uğratıldığını ileri sürmüş; davalı taraf ise, sözleşmelerdeki ve yasadaki rekabet yasağı ve haksız rekabet hükümlerine aykırı bir davranışlarının bulunmadığını, müşteri kaybının davacı taraftan kaynaklanan nedenlerden kaynaklandığını savunmuştur....
Kanun koyucu bu kuralı rekabet yasağı sözleşmesinin ticarî işletmeyi ilgilendirmesi sebebiyle getirmiş olup; öğretide rekabet yasağı sözleşmesi ile hizmet akdi arasındaki yakın ilişki sebebiyle iş mahkemelerinin görevli olması gerektiği, her hizmet sözleşmesinin mutlaka bir ticarî işletmeyi ilgilendireceğini kabul etmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla esnaf düzeyindeki kişinin yaptığı hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet yasağının ihlalinden doğan davanın da bu hüküm gereğince mutlak ticarî dava sayılmasının anlamsız olduğu, bu tür bir sözleşmeden doğan uyuşmazlık “öz ticaret hayatına” dair olmadığı gibi çözümünün de ayrı bir uzmanlığı gerektirmeyeceği görüşü de savunulmaktadır (Arkan Sabih, Ticarî İşletme Hukuku, Onuncu Bası, s. 96). Somut olayda dava, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şartın tahsili istemine ilişkindir....
İşçi, akdin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.” hükmünü haiz olup, madde metninden de anlaşılacağı üzere bu madde sözü edilen sırlara vakıf işçinin sözleşme yapmak şartıyla işten ayrılması halinde aynı işi kendi adına yapmamasını, rakip bir müessesede çalışmamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olmamasını düzenlemektedir. Düzenleme, hizmet sözleşmesi içinde yer almakla birlikte hizmet sözleşmesi süresi içinde yapılmaması gereken bir hususta değil, hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra yapılmaması gereken bir hususta düzenleme getirmektedir. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları ile aynıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali iddiasına dayalı cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; somut olayda taraflar arasında imzalanan iş akdinin 01/07/2010 tarihinde yapıldığı, ancak davalının davacı işyerinden 12.10.2011 tarihinde ayrıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla dava konusu olaya, davalının işten ayrılma tarihinde yürürlükte bulunan eski (818 Sayılı) Türk Borçlar Kanunu'nun uygulanması gerekmektedir. Dava konusu 01.07.2010 tarihli hizmet sözleşmesinin “Rekabet Yasağı ve Eğitim Masrafları” başlıklı 12. maddesindeki cezai şarta ilişkin düzenleme, hizmet sözleşmesinin sona ermesiyle beraber hüküm ifade edecektir....
tarafından aranmak ve mesaj atılmak suretiyle kendi açmış olduğu işyerine yönlendirildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, işçi ile işveren arasındaki rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olabilmesi için işçinin, işverenin üretim sırları ve işleri hakkında bilgi edinme olanağının olması gerektiğini, rekabet yasağı sözleşmesine konu olacak üretim sırları ve işle ilgili bilgilerin mahrem bilgi ve sır niteliği taşıması gerektiğini, müvekkilinin doktor olduğu göz önüne alınarak işverenin muhtemel zararının müvekkilimin kişisel yeteneği sonucu ortaya çıktığının kabul edilmesi gerektiğini, kişisel nitelik ve tecrübeyi gerektiren serbest mesleklerde rekabet yasağı sözleşmesinin yapılması halinde, bu sözleşmenin hükümsüz olacağının kabul edildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih ettiğini, davacı tarafın somut zararını veya ciddi bir zarara uğrama tehlikesi içerisinde olduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafın müvekkilinin sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddiasını...
yasağı sözleşmesinde her ne kadar 18.02.2009 tarihinde imza altına alındığı belirtilmiş ise de işbu tarih de gerçeklikle bağdaşmadığını, müvekkili, davacı şirkette çalışmakta iken iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin standart evraklar olduğu ileri sürülerek, müvekkili söz konusu belgeleri okumasına izin verilmeyerek, sayfaların yalnızca imza atılacak alt kısımları gösterilerek, evraklar ile ilgili bilgi verilmeyerek, işten atılma baskısı ile davacı şirketçe birçok belge imzalatılmış olup dosya kapsamında bulunan rekabet yasağı sözleşmesi de söz konusu belgelerden biri olduğunu, müvekkili rekabet etmeme sözleşmesinden işbu dava ile haberdar olmuş olduğunu, zira, davacı şirket nezdinde imzalattırılan hiçbir evrak imza sahiplerine verilmediği gibi, dava konusu rekabet yasağı sözleşmesinin de bir sureti müvekkile verilmediğini, davacı şirket tarafından, dava dilekçesi ekinde sunulan rekabet yasağı sözleşmesi, matbu sözleşme olup davacı şirkette çalışan tüm personellere imzalatılmak üzere, kıdemlerine...
yasağı ihlali koşullarını taşımadığı açık olduğunu beyanla, davanın reddini talep ettiklerini KANITLAR VE GEREKÇE: -Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı ceza koşulu (cezai şart) alacağının tahsili istemine ilişkindir....
A.Ş ise davacı şirket gibi ... üreten bir şirket olduğu fakat davalının rekabet yasağı içeren hizmet akdini 2006 yılında imzaladığı rekabet yasağı ihtiva eden nihai hizmet akdinde rekabet yasağı süresinin 1 yıl olarak belirlendiği bu sürenin 16/02/2016 tarihinde sona ermiş olması davalının bu şirkette çalışmaya başladığı tarihin 01/07/2016 olduğu bu kapsamda davacı ile rakip şirket olduğu ve davacının aktif bir rekabet içerisinde olduğu sabit değildir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; " Rekabet Yasağı düzenlemesi; dürüstlük kuralına, Anayasada düzenlenen temel hak ve özgürlüklere ve güncel Yargıtay içtihatları ile getirilmiş geçerlilik koşullarına tamamen aykırı olmakla hukuken geçersizdir. Eş söyleyişle; müvekkilimizden, hukuken geçersiz bir yasak ile bağlı olması beklenemez. Rekabet Yasağı düzenlemesinin de bulunduğu Hizmet Sözleşmesi, müvekkilimizce haklı nedenle feshedilmiş olduğundan, her halükarda Rekabet Etmeme yükümlülüğü sona ermiştir. Ortada geçerli bir Rekabet Yasağı olsa idi bile; müvekkilimizin Rekabet Yasağı'nı ihlal eder bir eylemi olmamıştır.Anılan gerekçelerle; haksız ve hukuka aykırı davanın reddi gerekmektedir.T.B.K. 445/1. maddesi uyarınca; Rekabet Yasağı sözleşmelerinin geçerli olabilmeleri için; rekabet konusu işin konusu / türü bakımından şüpheye mahal vermeyecek şekilde açıkça sınırlandırılmış olması gerekmektedir....
Anılan düzenlemeler kapsamında somut olay incelendiğinde, uyuşmazlığın iş sözleşmesinden kaynaklandığı, Türk Borçlar Kanunu 444. ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan davalının rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedenine dayalı olarak açılan davada iş mahkemelerinin görevli olduğu anlaşıldığından, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur....