Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hükümlerin birlikte yorumlanmasından anlaşılacağı üzere, gerek şirketle ortağı gerekse de ortaklar arasındaki rekabet yasağı sözleşmelerinde, isnat edilen rekabet yasağının ihlalinin, ortaklık ilişkisinin devam ettiği süre içinde gerçekleştiği iddia ediliyorsa, uyuşmazlığa yukarıda anılan kanun hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, bu türden uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum karşısında, davalının dışı ... ... A.Ş. ile ortaklık ilişkisinin devam ettiği müddet içinde rekabet yasağına uymadığı iddiasına dayalı somut uyuşmazlığı görüp incelemeye de asliye ticaret mahkemesi görevlidir....

    Davalı vekili, rekabet yasağı sözleşmesinin coğrafi alan olarak ve konu bakımından sınırlındırılmadığını, bu nedenle geçersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince, dava konusu alacağın 20.01.2011 tarihli gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmesine dayandığı, davalının kurucu ortağı olduğu şirketin de 20.02.2011 tarihinde kurulduğu, bu durumda uyuşmazlığa 818 sayılı BK'nun 349. maddesinin uygulanması gerektiği, bu hükme göre rekabet yasağı sözleşmesinin geçerliliğinin yer sınırlamasına tabi bulunduğu, sınır belirtmeyen rekabet yasağı sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirimesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasındaki 20.01.2011 tarihli gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmesinin 7....

      firmasının davalının müşterileri arasında olduğu ve kampanya düzenlediğinin anlaşıldığı, davalının rekabet yasağı öngörülen ... isimli bebek bezi üreticisi olan ... ünvanlı Japon firması ile ticari ilişkide bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğinin kabul edileceği, tüm bu hususlar değerlendirilerek davacının uğradığı zararın rekabet yasağı süresince yapılan işe bağlı olarak elde edilen karın saptanması yöntemi ile belirlenerek aşağıda hüküm tesis olunmuştur....

        geçersiz olduğu sonucuna varıldığını, rekabet yasağına dair davalı imzalarına havi sözleşmelerin geçerli olduklarını, hem rekabet yasağı hükümlerinin tamamen geçerli, hem de davalıların eylemlerinin tipik bir haksız rekabet örneği olmasına rağmen, İlk Derece Mahkemesinin hukuka aykırı şekilde davayı reddettiğini, rekabet yasağına dair sözleşmelerin eski Borçlar Kanunu döneminde akdedildiğinin gözden kaçırıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının taraflar arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davrandığından bahisle davalıdan sözleşme cezai şart bedelinin tahsili talebinin haklı olup olmadığı hususundadır. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu'ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir....

            Ayrıca, taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesinin süresiz olması, bu sözleşmeyi tek başına geçersiz olarak nitelendirmek için yeterli değildir. Gerçekten, süresiz bir rekabet yasağı sözleşmesinin, geçersiz olarak nitelenebilmesi için, süresiz olmasının yanında ayrıca kişinin ekonomik özgürlük alanını ölçüsüz bir risk altına sokup sokmadığına, diğer tarafa bağımlı hale getirip getirmediğine bakılması gerekir. Bu nedenle, bir rekabet yasağı sözleşmesinin muhtevası eğer kişiyi ekonomik yönden ağır yükümlülükler altında bırakmıyorsa tek başına sözleşmenin süresiz olması geçersizlik sebebi sayılamamalıdır....

              Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih ve 2008/9- 517 E. - 2008/566 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere Borçlar Kanununun 348. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Bu açıklamalar ve yukarıda anılan düzenlemeler karşısında rekabet yasağının işçi ile iş veren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklandığı açıktır....

              Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2008 tarih ve 2008/9-517 E. - 2008/566 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere Borçlar Kanununun 348. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı asli yükümlülük doğuran bir sözleşme değildir, iş akdine bağlı olarak fer’i nitelikte bir yükümlülük doğurmaktadır. İş ilişkilerinden doğan rekabet yasağının düzenlenmesinin dayanağı iş ilişkisidir. Bu açıklamalar ve yukarıda anılan düzenlemeler karşısında rekabet yasağının işçi ile iş veren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklandığı açıktır....

                Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde davalının rekabet yasağı sözleşmesini ihlali halinde rekabet yasağı kararlaştırılmış olup, bununla ilgili TBK 446.maddesi uyarınca “ rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür. Yasağa aykırı davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de yoksa, işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek zorundadır” düzenlemesi yer almasına ve davacı tarafça cezai şart alacağı talebinde bulunulmasına rağmen Mahkemece cezai şart alacağı yerine maddi tazminata hükmedilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir....

                  süre ile düzenlendiği, ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 445 inci maddesi gereğince rekabet yasağı sözleşmelerinin 2 yılı aşamayacağının belirtildiği, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin rekabet yasağı şartının geçersiz olduğu, ayrıca yer sınırlandırılmasında da Ege, Marmara ve Güneydoğu bölgeleri bakımından bir sınırlama bulunmadığı, yer bakımından da getirilen bu rekabet yasağının Türkiye' nin belli başlı sanayi şehirlerini kapsaması nedeniyle davalı işcinin iktisadi geleceğinin hakkaniyete aykırı şekilde güçleştirdiği, ayrıca rekabet yasağı sözleşmesindeki yer alan 30.000,00 USD cezai şartın işcinin aldığı maaş, ekonomik durum gözönünde bulundurularak hakkaniyet çerçevesinde değerlendirildiğinde yüksek olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu