Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MK'nun 863. maddesine göre kiraya verilmiş taşınmaz üzerindeki rehnin kapsamına, anılan maddedeki şartları taşıyan kira bedelleri de girer. O halde, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile müdürlük kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle şikayetin reddine karar verilmesi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklı (Temlik alan) vekilinin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 22/12/2017 tarihli, 2017/2271 E. - 2017/2375 K. sayılı kararının (KALDIRILMASINA), İstanbul Anadolu 16....

    Araç.Tic.A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, davalının sair temyiz itirazlarının reddi ile aracın misli ile değiştirilmesine karar verilebilmesi için araç üzerindeki rehin ve benzeri takyidatların kaldırılması gerektiği, araç üzerinde rehin hakkı bulunan dava dışı bankanın davaya muvafakatinin sağlanması gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Dairemizce verilen bu bozma kararına karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı karar düzeltme talebinde bulunulmuş, dosya karar düzeltme için Dairemize geldikten sonra davacı vekilince dava dışı bankadan araç üzerindeki rehnin 03.07.2014 tarihinde kaldırıldığına ilişkin belge ibraz edilmiştir. Bunun üzerine Dairemizce söz konusu belgenin teyit edilmesi için geri çevrilme yapılmış ve neticesinde bu belgenin doğru olduğu teyit edilmiştir. 1) Davalı ......

      -TL.alacaklı olduğunu, alacağın menkul rehni ile teminat altına alındığını, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, rehin bedeli kadar düzenlenen senet bedelinin ödendiğini, bu nedenle rehnin fekkinin gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında bağıtlanan rehin sözleşmesine göre, rehinden ayrı olarak rehne konu borç için davalının senet verdiği, bu senedin ödenmemesi veya protesto olması halinde rehin sözleşmesinin geçerli olacağının şarta bağlandığı, davalının senedin protesto olduğunu veya ödenmediğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Somut olayda davacı yanın iddiası geçerli bir rehnin bulunmadığı ve rehin nedeniyle bir haciz konulmamış olmasına rağmen, sıra cetvelinde rehin tarihinin haciz tarihi olarak gösterilmesinin yasaya aykırı olduğu noktasındadır. Rehnin geçerliliğine ve icra müdürünün takip hukuku kurallarını hatalı uyguladığı iddiasına dayalı itirazlar, alacağın esas ve miktarını ilgilendirmeyip sıraya yönelik olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin görev bakımından reddiyle, talep halinde dosyanın İcra Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmek gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Rehnin geçersizliğine ilişkin itiraz alacağın esas ve miktarına yönelik olmayıp, rehnin rüçhaniyetine istinaden üst sıraya alınma işlemine yönelik bulunduğundan inceleme görevi İcra Mahkemesi'nindir. Mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve talep halinde dosyanın İcra Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmek gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik YER OLMADIĞINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.10 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....

            Davalı vekili, borcun tamamının ödendiğini ve buna dayalı olarak taşıt üzerindeki rehnin kaldırıldığını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, kullanılan kredi taşıt kredisi olup borcun tamamı ödenmeden rehnin kaldırılmasının sözleşmeye aykırı olduğu ve davacının alacağın varlığını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Şubesinden rehne konu borcunun tamamının ödenip ödenmediği, rehnin konusunun kalıp kalmadığı, rehin devam ediyorsa kalan borç miktarı hususlarının araştırılmasına...” karar verilmiş, ilgili banka tarafından ise “...araç üzerinde rehnin devam ettiği, taşıt rehin sözleşmesi açıldığı, her türlü kredilerden dolayı doğmuş ve doğacak tüm borçları kapsadığı, 15.08.2016 tarihi itibari ile toplam borcun 20.931,00 TL olduğu...” bildirilmiştir. Buna göre; araç üzerinde rehin hakkı bulunan T.C. ... A.Ş. 2.... Şubesinden a-)Davaya konu araç nedeni ile davacının, rehin hakkı bulunan T.C. ... A.Ş.'...

                İİK 45. maddesi uyarınca rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını talep edebilir. Davalı, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip ile birlikte aynı gün ilamsız icra takibinde bulunmuş olup, henüz ilamsız icra takip tarihinde, rehnin tutarının borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı belirsizdir. Bu nedenle ilamsız icra takibi yapılamaz. Bu açıklamalar ışığında mahkeme kararının yasa ve usüle uygun olduğu anlaşıldığından bu hususa ilişkin istinaf istemleri yerinde görülmemiştir....

                  Bu nedenle, davacı-alacaklının sunmuş olduğu belgeler üzerinde değerlendirme yaparak, dayanak belgenin İİK’nun 68 maddesindeki yazılı nitelikteki bir beleğe olup olmadığını belirler ve sonucuna göre itirazın kaldırılması talebini-istemini ya reddeder ya da itirazın kaldırılması talebini-istemini kesin olarak kabul eder. Alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilmesi için; imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede ya da resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye dayanması gerekir. İİK madde 68 ile 70’te düzenlenen itirazın kaldırılması kurumu, borçlunun itirazı ile duran ilamsız icra takibine, ilamsız icra prosedürü içerisinde devam edilmesini sağlayan yollardan biridir. İtirazın kaldırılması bir dava değildir. İtirazın kaldırılması, borçlunun, borçlu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur....

                  Davalı vekili, davacının borcunu ödememesi üzerine aleyhine rehnin paraya çerilmesi yoluyla icra takibine başlandığını, 12.02.2010 tarihinde bir kısım araçların satışı ile 53.000.00 TL tahsilat yapıldığını, 01.03.2010 tarihinde borçlu firma sahibi ve dosya borçlusu olan Selahattin Dağıstanlı'nın bir bölümü davacı borcuna, bir bölümü Art Model firmasına olan şahsen imzaladığı taahhütname gereği 77.000,00 TL ödeme yaptığını, sonra araç satışına devam olunup, tahsilat sağlandığını bildirerek, davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu