Diğer şikâyet olunan ... vekili, yargılama görevinin genel mahkemelerde olduğunu, şikayetçinin sıra cetveline dâhil edilen haciz yolu ile takip dosyasındaki haciz tarihinin dikkate alınmasının yasaya uygun bulunduğunu ve tıpkı aracın devri gibi, araç üzerindeki rehnin devrinin de, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun resmi şekil şartına tâbi olduğunu savunarak, şikâyetin reddini istemiştir....
İcra Mahkemesi'nin 12/03/2015 tarih ve 2015/2 E.-30 K. sayılı ek kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, borçlunun, mahkemenin aynı sayılı 12/01/2015 tarihli asıl kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Takip tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesinin 6352 Sayılı Yasa ile değişikliğinden önceki hükmüne göre; alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilemez ise takip düşer. Somut olayda, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda İİK'nun 150/e maddesine dayandığı ve icra takip dosyasında yapılan işlemlerin ve takibin iptalini istediği görülmüştür....
İcra Mahkemesi'nin 12/03/2015 tarih ve 2015/1 E.-29 K. sayılı ek kararının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, borçlunun, mahkemenin aynı sayılı 12/01/2015 tarihli asıl kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi: Takip tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesinin 6352 Sayılı Yasa ile değişikliğinden önceki hükmüne göre; alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilemez ise takip düşer. Somut olayda, alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda İİK'nun 150/e maddesine dayandığı ve icra takip dosyasında yapılan işlemlerin ve takibin iptalini istediği görülmüştür....
Davacı vekili, davalı tarafın müvekkiline olan borcunun ödenmemiş olması nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yoluna gidildiğini, davalı tarafın haksız itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın miktarı itibariyle tüketici hakem heyetine başvurulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddedildiğini, ilk derece mahkemesince verilen kararın hatalı olduğunu, 6502 Sayılı Yasanın 68. Maddesine göre tarafların icra ve iflas kanunundaki hakları saklı kalmak kaydıyla belirlenen sınırlar içerisindeki uyuşmazlıklarda hakem heyetine başvuru zorunluluğunun olduğunu, davalı hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmış olmaları nedeniyle hakem heyetine başvuru zorunluluğunun bulunmadığını ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. Açılan dava itirazın iptali davasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya konu edilen ipoteklerin TMK'nın 855/II-III. maddesi uyarınca paylı rehin olarak kurulduğu, toplu rehinden farklı olarak paylı rehinde rehne konu taşınmazların aynı malike veya müteselsil borçlulara ait olmasının gerekmediği, diğer yandan yine toplu rehnin aksine, paylı rehnin kurulabilmesi için TMK'nın 855/II-III maddesi gereğince her bir taşınmazın sorumlu olacağı rehin yükünün belirlenmesi gerektiği, TMK'nın 855.maddesi uyarınca birlikte rehin hâlinde paylı rehin kural olduğu için paylı rehnin açıkça kararlaştırılmasına gerek olmadığı, taraflar birlikte rehin kurmak istemekle birlikte toplu rehin kurmak istedikleri anlaşılamıyorsa paylı rehnin söz konusu olacağı, TMK'nın 851/I maddesi uyarınca tarafların ister ana para ister üst sınır ipoteği şeklinde paylı rehnin teminatını belirleyebileceği, paylı rehinde birden çok rehin hakkı kurulduğu için farklı rehin türlerinde rehin hakkı...
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı asıl borçlunun imzalamış olduğu kredi sözleşmesi kapsamında verildiği söylenilen rehnin fekki davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 08.08.2014 tarih ve 2014/64 sayılı genel kredi sözleşmesine ilişkin olduğu söylenilen kredi nedeniyle taşıt üzerine tesis edilen rehnin davacı açısından bir bağlayıcılığının bulunup bulunmadığı ve bağlamda bahsi geçen kredi sözleşmesinin asıl borçlusu olduğu iddia edilen Erkom Şirketinin borcunun teminatı oluşturup oluşturmayacağı noktalarında toplanmaktadır....
Mahkemece davalı kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünden sorumlu olduğu, rehnin dava dışı şirket lehine verildiği, davalının kendi lehine vermiş olduğu bir rehnin bulunmadığı, alacaklının hem rehnin paraya çevrilmesi, hem de müteselsil kefilden alacağın tahsili için ayrı ayrı takip yapılabileceği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 105.786.67 YTL’lik kısmının iptaline takibin bu miktar üzerinden, asıl alacak tutarı olan 100.000.00 YTL'ye takip tarihinden itibaren %64 ü geçmemek koşulu ile artan ve eksilen oranlarda reeskont faizi yürütülmesine, hükmolunan miktarın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Maddesine göre borçluyu takip etmeden veya rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kefil aleyhine takip başlatılabileceği, İİK'nın 45. Maddesinin asıl borçlular için düzenlendiği, kefilin bu maddeden yararlanma imkanının bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mersin 3. İcra Dairesi'nin 2020/2222 E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, takibin araç kredisi borcuna ilişkin olduğunu, dayanak kredinin tüketici kredisi olduğunu, asıl borçlu ile ilgili rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonuçlanmadan kefil hakkında takip yapılamayacağını, ayrıca alacak rehinle temin edildiğinden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonuçlanmadan ilamsız takip başlatılamayacağını, asıl borçlu ile ilgili olarak Mersin 3....
Poliçede dain mürtehin sıfatı bulunan İş Bankası Suluova Şubesi mahkemeye gönderdiği 05.09.2012 tarihli yazıda, davacıya ait ...... plakalı ...... marka aracın kredi borcunun ödenmiş olup şubece konan rehnin devam ettiğini bildirmiş, 2. cevabında ise davacının şubeleri nezdinde var olan ticari kredili mevduat hesapları ve gayri nakdi çek kredileri riskleri nedeniyle rehnin devam ettiğini belirtmiş, 14.04.2014 tarihli Trafik Tescil ve Denetleme Müdürlüğü'ne hitaben yazdığı yazıda ise; araç üzerindeki rehnin kaldırıldığını, bu nedenle araç üzerindeki takyidatın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu nedenle artık dava dışı bankanın dava açmak için açık muvafakatine ihtiyaç bulunmayıp, aktif dava ehliyetine sahip davacının açtığı dava işin esasına girilerek delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddilmiş olmadı doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/416 Esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 26.08.2015 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile daha önce verilen tedbir kararının içeriği değiştirilerek; "İİK 179/b maddesi gereği taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılmış veya başlatılacak takipler ile İİK'nun 206. sırasındaki alacaklar hariç olmak kaydıyla 6183 Sayılı Yasaya göre yapılan takipler de dahil olmak üzere yapılmış ve yapılacak tüm takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına ve yeni takip yapılmamasına" karar verildiği görülmüştür. Buna göre anılan ihtiyati tedbir kararı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipleri kapsamadığı gibi, İİK'nun 179/b-2. maddesi uyarınca da rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasında yasaya aykırılık yoktur. O halde mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....