Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih 2018/3147 esas 2021/3433 karar sayılı bozma ilamında "İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. 1- Davaya konu 3312 ada 29 parseldeki 21 nolu bağımsız bölüm yönünden yapılan temyiz incelemesinde; dava, TMK’nın 893. maddesinde düzenlenen satıştan doğan alacak nedeniyle tapuya tescil edilen kanuni ipotek istemine yönelik olup, bununla taşınmazın satış bedelinden ödenmeyen bakiye alacak teminat altına alınmaktadır....
1.derecede ipotek tesis ettiklerini, kendi lehine ancak 2.derecede ipotek tesis edildiğini, davalılar arasındaki 1.derecede tesis edilen ipoteğin muvazaalı olduğunu, kaldı ki ipotek bedelinin ipotek alacaklısı davalı ...’e ödendiğini, davalılar arasındaki ipotek akti terkin edilirse, lehlerine olan 2.derecedeki ipoteğin 1.dereceye ilerleyeceğini belirterek 27.09.2007 tarihli ipoteğin terkinine karar verilmesini istemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2013/2249 Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını ve taşınmazın satışının yapılacağını ve taşınmaz üzerinde ipoteğe dayalı haciz (150/C) şerhleri bulunduğunu öğrendiğini, satın aldıktan sonra konulan 31.10.2008 tarih ve 17399 yevmiye numaralı 28.000,00TL bedelli ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı ..., ipoteğin sehven tapu tarafından kaldırılması sebebiyle davacı tarafın kısıtlama olmaksızın dava konusu yeri satın aldığını, herhangi bir kusurları olmadığını, ipotek halen mevcut olduğundan ve kaldırıldığından habersiz olarak icra takibi başlattığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davalı ...'nın kusurunun olup olmadığının araştırılmasını ve husumetten reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/2218 Esas sayılı dosyasında da 337.643,93 TL için muhtıra çıkarıldığını, yani ipotek resmi senedindeki ipotek tutarına faiz işletildiğini, faizin talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. ve 152. maddeleri uyarınca rehin açığı belgesine dayalı olarak davacı borçlu hakkında takip yapılamayacağı ve faiz işletilemeyeceği iddialarıyla takibin iptali şikayetidir. Somut olayda, Marmaris 2....
Maddesi uyarınca vekalet ücreti ve disiplin cezası kararı verilmesi istemine ilişkin olduğu, geçerli bir rehin sözleşmesinden bahsedilebilmesi için rehin sözleşmesinde; borcun konusu, miktarı, borcun miktarının belirli olması gerektiği, belirli değil ise rehnin ne miktar için verildiğinin yazılı olması gerektiği, rehin sözleşmesinde azami miktar ile tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, nitekim 20/12/2016 tarihinde kabul edilen ve 01/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu'nun 4/(6)-b maddesinde de belirtilen hususların rehin sözleşmelerinde zorunlu unsur olarak sayıldığı, davaya konu rehin sözleşmesinde, sözleşmenin hangi tarih ve sayılı Genel Kredi Sözleşmesinin parçası olduğunun ve hangi tarihte düzenlendiğinin belirtilmediği, rehin konusu ... plaka sayılı aracın hangi miktar üzerinden rehnedildiğinin açıklanmadığı, dolayısıyla rehin sözleşmesinin geçersiz olduğu anlaşıldığından ve bu konuda taraflar arasında görülen Ankara 5 Asliye...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı ipotek sözleşmesinin borçlu şirketin tüm borçlarının teminatı olarak kurulduğu, tüm takip taleplerinde tahsilde tekerrür olmamak kaydının bulunduğu, diğer takip dosyalarındaki ipotek tarihlerinin ve ipotek resmi senetlerinin farklı olduğu, farklı limitlerde, farklı derecelerde ipotekler tesis edildiği, bu nedenle ipotekler arasında müşterekliğin söz konusu olmadığı, alacaklının ipotek limiti tutarında takip başlattığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu vekili temyiz dilekçesinde; şikayet nedenlerini tekrarla bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip dayanağı ipotek sözleşmesinin borçlu şirketin tüm borçlarının teminatı olarak kurulduğu, tüm takip taleplerinde tahsilde tekerrür olmamak kaydının bulunduğu, diğer takip dosyalarındaki ipotek tarihlerinin ve ipotek resmi senetlerinin farklı olduğu, farklı limitlerde ve derecelerde ipotekler tesis edildiği, ipotekler arasında müşterekliğin söz konusu olmadığı, alacaklının ipotek limiti tutarında takip başlattığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu vekili temyiz dilekçesinde; şikayet nedenlerini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Bu rehin açığı belgesi ile borçlu aleyhine takip yapılabilir, rehin açığı belgesi borçtan şahsen (kefil veya müşterek borçlu olarak) sorumlu olmayan ipotek veren aleyhine düzenlenemez ve bu belge ile üçüncü şahıs ipotek veren aleyhine takip yapılamaz. Takip konusu ipotek akit tablosu içeriğinde ''.. üçüncü şahıs müşterek borçlu ve müteselsil kefil malik ... ... '' ifadesinin yer aldığı, ancak hangi borcun müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olduğu takipte açıkça belirlenip gösterilmediği, takibin sadece İİK'nun 150/ı kapsamına girmeyen cari hesap sözleşmelerine dayandığı, bu haliyle ...'...
Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati tedbir kararının kapsamı belirlenirken iki tarafın hak ve yarar dengesinin gözetilmesi gerekir. Somut olayda davacının maliki bulunduğu dava konusu taşınmazın tapu kaydında lehine ipotek şerhi işlenen ipotek alacaklısı Akbank ile ipotek borçlusu şirketin işbu dava dosyasında davalı oldukları, dava dışı 3. kişi olmadıkları, davalı olarak davada taraf oldukları, davacının işbu dava dosyasındaki talebinin ipotek ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Bağımsız bölüm no 117 taşınmazı davalıdan satın aldığını, satış bedellerini ödediğini, satış bedelinin tamamının ödendiğini davalı T3 Koza şirketinin bu durumu kabul ettiğini, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşme gereğince taşınmazın 30/11/2017 tarihinde müvekkiline teslim edilmesi kararlaştırılındığını, ancak teslimatın gerçekleşmediğini, geç teslim nedeniyle kira kaybı meydana geldiğini, müvekkil lehine tapuda tescil yapması gerektiğini, ancak davalı T3 koza şirketinin müvekkilinin haberi ve bilgisi olmadan, bankaya şirketlerinin kerdi temini için satış vaadi sözleşmesi ile müvekkil adına kaytı ve tescil edilmesi gereken taşınmazın üzerine, banka lehine ipotek tesis etttiğini, davalının alacaklıları tarafından müvekkil adına tescil edilmesi gereken taşınmazın kaydına haciz şerhi konulduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve davalıdan kaynaklanan tüm ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına, müvekkilinin ödemelerini yaptığı taşınmazın, ipotek ve hacizlerden arındırılarak...