Kredi ilişkisinde şahsen borçlu olmasa dahi taşınmazını o borç için ipotek vermiş olmakla taşınmazı ile borçlu konumundadır. İİK'nın 149. maddesi hükmüne göre borçlu ile rehin veren arasında zorunlu takip arkadaşlığı mevcut olup alacaklı takip talepnamesinde her ikisini de borçlu tarafta göstermesi ve her ikisine de icra emri göndermesi zorunludur. İpotek veren üçüncü kişi kendisine gönderilen icra emrine karşı İcra Mahkemesinde itiraz ve şikayet hakkına sahiptir. İpotek veren üçüncü kişi takip borçlusu olma sıfatı ile kendisinin verdiği ipotekli taşınmazın ihalesinin feshini ve ayrıca aynı takipte kredi borçlusunun veya diğer ipotek veren üçüncü kişilerin ipotekli taşınmazlarının ihalesinin de feshini isteyebilir. Çünkü takipte taraftır....
Davalı banka, davacının bankalarına borcu olmadığını ve dava konusu taşınmazlar üzerinde ipotek şerhi olmadığını belirtilmiştir. Davalı SGK vekili ise,görevli mahkemenin icra mahkemesi olduğunu ve 2 sene içinde satış istenmediğinden hacizlerin düştüğünü, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, vergi idaresi yönünden davadan sonra hacizlerin kaldırılmış olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davacının diğer banka ve SGK'na borcu olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne verilmiş; hüküm, davalı SGK vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı borçlu, davalı ... Güvenlik Kurumunun prim alacağı, Vergi İdaresinin ise vergi alacağı nedeniyle 6183 Sayılı Yasaya göre, davalı bankanın ise kredi borcu nedeniyle İİK'na göre yapılan takipler sırasında mülkiyeti kendisine ait olan dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerine konulan hacizlerin ve ipoteğin davalılara olan borcunu ödemesi nedeniyle kaldırılmasını istemiştir....
Taşınmaz rehni, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 850 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 850.maddesine göre taşınmaz rehninin ipotek veya ipotekli borç senedi ve irat senedi şeklinde kurulabileceği, başka herhangi bir şekilde kurulamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere ipotek taşınmaz rehninin bir türüdür ve bir borcun ödenmesinin taşınmazla teminat altına alınması hukuki ilişkisine dayanır. İpotek, taşınmaza taalluk eden haklardandır. Birden fazla taşınmazın bir alacağın teminine tahsis edilmesi mümkündür. Bu durum toplu rehin kurulması veya rehin yükünün paylaştırılması yoluyla sağlanabilir. Konuyla ilgili, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 855. maddesinde; “Birden çok taşınmazın aynı borç için rehnedilmesi, taşınmazların aynı malike veya borçtan müteselsilen sorumlu olan maliklere ait olmalarına bağlıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/418 Talimat sayılı dosyasında haczedildiğini, bu menkullerin bütünleyici parça veya eklenti niteliğinde olduğunu İİK'nun 83/c maddesi uyarınca ipotekli taşınmazdan ayrı olarak haczedilip satılamayacağından hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. İİK'nun 83/c maddesi gereğince; "Taşınmaz rehni ipotek akit tablosunda sayılı bulunan eklenti taşınmazdan ayrı olarak haczedilemez. Türk Medeni Kanunu'nun 862. maddesi hükmü saklıdır." Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, Türk Medeni Kanunu'nun 684 ve 686. maddelerine göre, eklenti ve bütünleyici parça niteliğinde olup olmadığı anlaşılan mahcuzlar rehin kapsamında kaldığından ipotek akit tablosunda yazılı olmasalar dahi İİK'nun 83/c hükmü uyarınca haczedilemezler. Bu şikayet süreye tabi değildir. Anılan haczedilmezlik şikayetini, taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesis edilen alacaklı veya mahcuzların mülkiyetine sahip bulunan borçlu icra mahkemesine yapabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülmekte olan itirazın iptali davasının devam etmekte olup dava sonunda hükmedilecek olan icra inkar tazminatı ve vekalet ücretinin de işbu dosyaya ekleneceğinden ve depo edilen miktar bu alacakları karşılamadığından davalının talebinin reddi gerekirken usul ve yasaya aykırı şekilde davanın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Sakarya 2....
İlk derece mahkeme kararına karşı davacı kadın vekili tarafından ihtiyati haciz şerhlerinin kaldırılması talepleri konusunda görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı Gelir İdaresi vekili tarafından ise, hacizlerin kaldırıldığını, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilerek müvekkili kurum lehine dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve ücreti vekalet takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece meskeniyet iddiası kapsamında hacizlerin kaldırılması hususunda yargılama yapma görevinin icra hukuk mahkemesine ait olduğundan dava konusu taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırılması talebi yönünden mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de; davacının ihtiyati hacizlerin kaldırılması talebinin dava konusu taşınmazın...
verildiğini, ve kararın kesinleştiğini, taşınmazın müvekkilleri adına tapuya tescil edildiğini, Müvekkillerinin mülkiyet hakkının sonradan kazanılmış bir mülkiyet hakkı olmadığını, mülkiyet hakkının kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayandığı için sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren geçerli olduğunu, davalının mülkiyeti ise kat karşılığı sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren geçersiz olduğunu, bu sebeple davalının geçersiz mülkiyet hakkına dayanan tüm ipotek ve hacizler haksız ve yersiz olduğundan kaldırılması gerektiğini, davalının borçları sebebiyle taşınmazın müvekkillerin adına tescil edilinceye kadar ekte listesi bulunan çok sayıda ipotek, haciz taşınmaz üzerine konulduğunu, tüm bu nedenlerle Zonguldak ili, Kilimli ilçesi, Merkez Mahallesi 56 ada, 33 parsel sayılı taşınmazda bulunan 3.kat, 13 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddelerine göre düştüğünü, düşmüş olan hacizlerin tapu kaydından da fekkinin gerektiğini, bununla birlikte T3 ve T7 tarafından başlatılan takiplere konu senetlerin muvazaalı olarak düzenlendiğini, davalı T5'nın ise taşınmaza ipotek tesis etmeden önce taşınmaz başına geldiğinde, müvekkilinin taşınmazın kendisine ait olduğunu, taşınmazı Mehmet Ali Anşin'e ait olmadığını, aralarındaki anlaşma sebebiyle bu kişiye devrettiğini, taşınmaz hakkında açılan davanın devam ettiğini, ipotek yaptırmamasını söylediğini, davalı Mahmut'un, taşınmazın müvekkile ait olduğu bile bile kötüniyetle ipotek tesis etiğini ileri sürerek, 2166 ada, 15 parselde kayıtlı taşınmazın müvekkilinin hissesi üzerindeki davalılar tarafından konulan ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.11.2010 gününde verilen dilekçe ile ipotek ve hacizlerin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalı ...A.Ş. hakkındaki davanın husumet yönünden reddine, davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen 08.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılardan Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili tarafından istenilmekle, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili Av. ... tarafından duruşmalı olarak temyiz edilen dava dosyasına 12,00 TL'lık pul konulduğu, ancak toplam 9x6,00=54,00 TL'lık tebligat pulunun gerekli olduğu anlaşılmıştır. Toplam 54,00 TL'lık tebligat pulunun mürafaalı temyiz eden davalı vekilinden istenerek dosyaya eklenmesinden sonra yeniden gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 04.08.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......
Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere ipotek, taşınmaz rehninin bir türüdür ve bir borcun ödenmesinin taşınmazla teminat altına alınması hukuki ilişkisine dayanır. İpotek, taşınmaza taalluk eden haklardandır. Birden fazla taşınmazın bir alacağın teminine tahsis edilmesi mümkündür. Bu durum toplu rehin kurulması veya rehin yükünün paylaştırılması yoluyla sağlanabilir. Uygulama ve öğretide yer alan tanımlamaya göre bir tek alacak için birden fazla taşınmaz üzerinde her biri alacağın tamamına teminat (güvence) teşkil etmek üzere rehin yükü taşınmazlar arasında paylaşılmadan kurulan rehine toplu rehin (kollektif rehin-müşterek rehin, birlikte rehin=Gesaptpfand) denilmektedir. (Köprülü-sınırlı-haklar-İstanbul 1982- 1983, 2.bası sh.291 vd.)...