Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, protokolde kararlaştırılan tasfiye alacağının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalı ile ortaklıkları olduğunu, 01.09.2020 tarihli protokol ile ortaklıklarını sonlandırdıklarını, protokolün 2. Maddesi gereğince ödemeyi taahhüt ettiği 100.000,00 TL'nin 80.000,00 TL'sini ödediğini, bakiye 20.000,00 TL ödemediğini, protokolün 3 ve 5 maddeleri gereğince ödemeyi taahhüt ettiği 146.500,00 TL'yi ödeme günü olan 31.12.2020 tarihinde ödememesi nedeniyle 5. Maddede düzenlenmiş olan cezai şart devreye girdiğini, bu kapsamda müvekkiline 200.000,00 TL ödeme yapması gereken borçlu bu borcunu ödemediğini ileri sürmektedir. Davalı ise, protokolün geçersiz olduğunu, protokol gereği davacıya toplam 80.000,00 TL ödenmiş olduğunu, vergi borçlarının belli olmadığını, davacının protokol gereği ...'...

    Bu durumda, protokolün 16.maddesinde, protokolün uygulanmasından doğabilecek ihtilaflarda yargıya başvurulmaksızın öncelikle idari mekanizma içerisinde çözümün esas alınacağı belirtilmişken ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından protokol hedefleri doğrultusunda büyük biraşama kaydedilmişken, bir takım uygulama yanlışları yapıldığından bahisle protokolün feshedilmesinde kamu yararına ve hukuka uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptali gerekeceği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü : Davalı idarenin görev itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi....

      Davalı şirket, davaya konu protokolün ...’de yapıldığı ve şirketin ikametgahının da ... olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuş, davacının davalı şirketin ... bayii olduğunu, söz konusu protokolün bayiilik ilişkisinin devamını sağlamaya yönelik olarak yapıldığını, bayilik ilişkisinin devamı karşılığında protokolün 1.maddesinde belirtilen malları bedelsiz olarak davacıya vermeyi taahhüt ettiklerini, ancak davacının kendilerinden mal almadığını, 1.maddedeki taahhütlerini yerine getirememelerinden davacı şirketin sorumlu olduğunu, yine protokolün 2.maddesine göre davacının arızalı olduğunu iddia ettiği mallara karşılık 21.000.-TL.ödemeyi ve 21 adet KN 24-160 vermeyi taahhüt etmelerine rağmen anlaşmaya göre 21.000.-TL.yi nakit olarak değil davacının alacağı her parti mal bedelinden 3.000....

        Davalı ise, gönderilen paranın borç olarak değil taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince gönderildiğini savunarak, davanın reddini dilemiş, davacı vekili, söz konusu protokolün dava konusu para ile ilgisinin bulunmadığını, dava konusu paranın bu protokolden bağımsız olarak borç mahiyetinde verildiğini, 02.03.2010 tarihli protokolün bir “ön akit” olduğunu ve davacının ortağı olduğu dava dışı Keten İnşaat ve Ticaret A.Ş ile davalı arasındaki iş ilişkisinin bozulmasından kaynaklı yapılması planlanan kira sözleşmesinden karşılıklı olarak cayıldığını ve protokolün 3.bendi gereği taraflarınca yatırılması gereken peşinatın yatırılmadığını ileri sürmüşlerdir. 02.03.2010 tarihli belge incelendiğinde belgenin başlığında "protokol" yazılı olduğu, belgenin altında davacının ortağı olduğu şirketin ve davalının isimlerinin yazılı olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlendiği iddia edilen 02.03.2010 tarihli protokolde “... 1-Kiralanan mülk ......

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/89 Esas sayılı dosyası kapsamında mutlak imkansızlık sebebiyle protokolün geçersiz olduğunun tespiti, verilenlerin iadesi ve tazminat istemlerine ilişkin olarak açılan davanın reddine karar verildiği, kararın kesinleştiği, taraflar arasındaki protokolün haricen düzenlenmiş olduğu, yasada resmi şekilde düzenlenmesi kararlaştırılan edimler içermesi ve gerek taşınmaz devri, gerekse araç devrine ilişkin sözleşmelerin resmi daireler ve noterlerce yapılması geçerlilik koşulu olmasına rağmen geçerlilik koşuluna uygun olarak yapılmış bir sözleşme niteliğinde bulunmadığı, davaya konu alacağın protokolden kaynaklanan ve protokolün ifa edilmemesi haline özgü cezai şart niteliğinde olduğu, cezai şart kaydının asıl borcun bağlı olduğu şekle tabi bulunduğu ve bu kapsamda cezai şartın geçersiz olduğu, alacağın yargılamayı gerektirmesi ve likit olmaması sebebiyle tarafların icra inkar ve kötüniyet tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar...

            Davaya konu, 2009 yılı protokolünün 6.3.24 maddesinin, 01.01.2016 tarihinde yürürlüğe giren 2016 protokolünün, protokolün yürürlüğe girdiği 01.01.2016 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı sabit olmakla beraber 6.12 maddesinde “Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. Ancak Kurumca tahsil edilmiş olan cezai şart ve yersiz ödeme tutarları geri ödenmez, mahsup edilmez....

              Petrol Limited Şirketi'nin kira sözleşmesi uyarınca edimlerini yerine getirmediğini ve kira borcunu ödemediğini ileri sürerek, 17.10.2007 tarihli protokolün iptali ile intifa hakkının terkinini istemiştir. Davalı, 17.10.2007 tarihli protokolün tarafların serbest iradeleri ile imzalandığını, kira sözleşmesi uyarınca ... Petrol Limited Şirketi'nin edimlerini yerine getirmemesinde kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 17.10.2007 tarihli ek protokolün iptali ile intifa hakkının terkinine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içinde bulunan belgelerin incelenmesinden 12.09.2007 tarihinde davalı ...Ş. ile ... petrol Limited Şirketi arasında 5 yıl süre ile bayilik sözleşmesi yapılmış, 17.10.2007 tarihinde davacı, davalı ve ......

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 08.05.2009 tarihli protokolün 1.maddesi gereğince müvekkilinin davalılardan 20.000,00 TL alacaklı olduğunun, bu bedelin 5.000,00 TL sinin müvekkiline peşin olarak ödendiğinin, bakiye 15.000,00 TL nin ise 11.05.2009 tarihinde ödeneceğinin taraflarca kabul edildiğini, müvekkilinin protokole istinaden üstlenmiş olduğu tüm yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen protokolde kabul edilmiş olan 15.000,00 TL nin ödenmediğini, alacağın tahsili için davalılar aleyhine başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar...

                  Yapılan yargılama sonucunda davacının sözleşmeye aykırı davrandığının kabulü ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davacının gerek yargılama sırasında gerek temyiz aşamasında ibraz ettiği 1.2.2012 tarihli Eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol kapsamından davaya konu eylemlerle ilgili 2013/2696-15955 2009 protokolünün 6.3.2 ve 6.3.7 maddelerinin 01.02.2012 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı sabit olmakla beraber 6.12 maddesinde " Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde ;Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil /fiiler için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır.Bu protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fıilerden dolayı sözleşmesi feshedilen eczanelerin yazılı talebi üzerine, bu protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır, yine 2012 protokolüne eklenen...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan denetimler sonucunda 2012 yılı protokolünün 5.3.6, 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.14 maddelerini ihlal ettiği gerekçeleri ile sözleşmesinin feshedilerek para cezası işlemi uygulandığını, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 13.08.2013 tarihli fesih işleminin iptali ile muarazanın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu