WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231 inci maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır." şeklindeki düzenleme gözetilmeden ve sanığın uzlaşmanın gereği olan edimi yerine getirip getirmediği de araştırılmadan, denetim süresi içerisinde Nazilli 5....

    Her ne kadar faiz hesaplamasında ki kural bu ise de, ilamda alacaklı tarafada bir edim yüklenilmiş veya alacağın tahsili koşula bağlanmış ise bu hususlar yerine getirilmeden takibe devam olanağı bulunmadığından bu halde faiz başlangıcı edimin veya koşulun yerine getirilmesi tarihine uzar, bir başka anlatımla bu halde faiz, koşulun veya edimin yerine getirilmesi tarihinde başlar. Somut olayda, dayanak ilamda belirtilen aracın mislinin borçlu elinde bulunmadığı daha önce bildirilmiş, İcra Müdürlüğü'nce İzmir Ticaret odasından sorulup 24.000 TL değer belirlenmiştir. Değere yapılan itiraz.........2012/695 Esas-2012/573 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiş ve kesinleşmiştir. Ancak dayanak ilamda faiz başlangıcı belirtilmediğinden faiz borçlunun temerrüde düşürüldüğü tarihte başlayacaktır....

      Davalı vekili tarafından her ne kadar edimin hükmün kesinleşmesinden sonra yerine getirilmesi nedeniyle cezai şartın talep edilebileceği belirtilmiş ise de, ilamda devir ve sükna hakkı için düzenleyici nitelikte bir süre öngörüldüğü, cezai şartın devir ve sükna hakkı tesis edilmemesi durumunda doğacağının belirtildiği, davacı tarafından makul sürede edimin yerine getirildiği, dolayısıyla borcun itfa edildiği sabit görülmekle davanın kabulü ile davacı borçlu yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. İİK'nın 33. maddesinde tazminata ilişkin düzenleme olmadığından davacının tazminat talebinin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

      Asliye Ceza Mahkemesinin 08.04.2014 tarihli, 2013/156 Esas ve 2014/165 Karar sayılı ilamı ile atılı suçtan sanıkların mahkûmiyetlerine karar verildiği ve bu kararın sanık yönünden 10.07.2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiğinin belirtildiği, buna karşılık diğer sanık ... yönünden dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay‘a gönderildiği; sanık yönünden kararın infazı devam ederken, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 16.12.2016 ve 20.12.2016 tarihli uzlaşma hususunda uyarlama yapılması talepli yazıları üzerine, Mahkemenin 19.12.2016 ve 20.12.2016 tarihli ek kararları ile infazın durdurulmasına ve dosyanın uzlaştırma işlemleri için uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği, 20.02.2017 tarihli uzlaştırma raporuna göre de sanığın 02.05.2017 tarihine kadar “edimin yerine getirilmesi“ şartına bağlı olarak uzlaşmanın sağlandığının bildirilmesine karşın, Mahkemece bu süre beklenmeden dosyanın ele alındığı ve 14.04.2017 tarihli ek kararla “edimsiz bir şekilde uzlaşmanın sağlandığından...

        Somut olayda ise davacılar Borçlar Kanunu'nun 106/II. maddesi uyarınca “ifa yerine olumlu zararın” tazminini istemişlerdir. İfa yerine olumlu zararın giderilmesinin istenmesi durumunda yanlar arasındaki sözleşme yürürlükte kalır; ancak, vazgeçilen asıl borcun yerini “olumlu zarar” tazmini alır. Kusuruyla temerrüde düşen borçlu, Borçlar Kanunu'nun 96 ve izleyen maddeleri çerçevesinde alacaklıların müspet zararını tazminle sorumlu tutulur. Borçlunun, tazmin sorumluluğundan kurtulabilmesi için borçlu temerrüdüne düşmesinde kusursuzluğunu kanıtlaması gerekir. Alacaklının isteyebileceği olumlu zarar tazminatının konusu “ifadaki çıkarıdır”, yani sözleşmede yüklenilen edimin tümüyle yerine getirilmesi durumunda alacaklının elde edecek olduğu çıkarıdır. Olumlu zarar tutarının belirlenmesinde, yüklenilen edimin yerine getirilmesi gereken tarih esas tutulur. Başka bir anlatımla zarar, borçlunun temerrüde düşmüş olduğu güne göre hesaplanır....

          Bu nitelikteki bir sözleşmede borçlunun temerrüdünden söz edebilmek için B.K.nun 81. maddesine göre, bir yanın kendisine düşen borcu yerine getirmiş olması ya da yerine getirmeye hazır olduğunu öteki yana bildirmiş olması gerekir. Böyle bir durumda, edimini yerine getirmiş olan ya da getirmeye hazır olduğunu öteki yana bildirene alacaklı, henüz edimini yerine getirmeyene de borçlu denir. İşte, tam iki yanlı (karşılıklı) sözleşmelerde borçlunun temerrüdü durumunda alacaklı, BK. 106. maddesinde düzenlenen edimin (borcun) aynen yerine getirilmesi ve gecikmeden dolayı uğradığı zararın tazminini istemek, edimin aynen yerine getirilmesini reddederek, uğradığı olumlu (müspet) zararın tazminini istemek ya da edimin aynen yerine getirilmesini reddederek sözleşmeden dönerek (akdi feshetmek) ve olumsuz menfi zarar için tazminat istemek seçeneklerinden birini tercih edebilir....

            Bu nitelikteki bir sözleşmede borçlunun temerrüdünden söz edebilmek için B.K.nun 81. maddesine göre, bir yanın kendisine düşen borcu yerine getirmiş olması ya da yerine getirmeye hazır olduğunu öteki yana bildirmiş olması gerekir. Böyle bir durumda, edimini yerine getirmiş olan ya da getirmeye hazır olduğunu öteki yana bildirene alacaklı, henüz edimini yerine getirmeyene de borçlu denir. İşte, tam iki yanlı (karşılıklı) sözleşmelerde borçlunun temerrüdü durumunda alacaklı, BK. 106. maddesinde düzenlenen edimin (borcun) aynen yerine getirilmesi ve gecikmeden dolayı uğradığı zararın tazminini istemek, edimin aynen yerine getirilmesini reddederek, uğradığı olumlu (müspet) zararın tazminini istemek ya da edimin aynen yerine getirilmesini reddederek sözleşmeden dönerek (akdi feshetmek) ve olumsuz menfi zarar için tazminat istemek seçeneklerinden birini tercih edebilir....

              Davalı, davacının aynı tarihli fakat değişik yevmiye numarasıyla 396 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 2. katındaki bağımsız bölümün satışının vaad edildiğini ancak edimin yerine getirilmediğini açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davacının dayandığı 10.10.2003 günlü satış vaadi sözleşmesinin konusunu 396 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluşturduğu ancak sözleşmeden sonra taşınmazda kat irtifakı kurularak vasıf değişikliği olduğu bu haliyle sözleşmenin ifa olanağı kalmadığı nedeniyle dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi vaad borçlusuna ileride vaad alacaklısına taşınmaz satışına ilişkin asıl akdi yapma borcu yükler. Bu borç iradi olarak yerine getirilmezse vaad alacaklısı Türk Medeni Kanununun 716. maddesine dayanarak edimin hükmen yerine getirilmesi için dava açabilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; protokolden kaynaklı kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkin olup, 14.Hukuk Dairesinin bozması vardır. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 11.01.2019 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 31.01.2019 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,04/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, işe başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir. Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu