WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın Adıyaman Adliyesine teslim ettiği kalorifer yakıtından alınan numuneler üzerinde yapılan analiz sonucunda viskozite parametresi Tüpraş rafineri ürün özelliklerinin değer aralıklarına uygun olmadığı tespit edildiği için sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malı teslim ederek edimin ifasına fesat karıştırma suçunu işlediğinden bahisle açılan kamu davasında; Yüklenilen edimin ifası sırasında kuruma sunulan irsaliyeli faturanın gerek tarih gerekse muhteviyatı itibarıyla idarenin aldığı edime konu yakıta ilişkin olduğunun kabul edilemeyeceği gözetildiğinde, sanığın dağıtıcısı olduğu bayiden verilmiş suça konu yakıtla uyumlu fatura sunmadığı sürece sözleşmeye uygun olarak edimi yerine getirdiğinin kabul edilemeyeceği nazara alınıp, bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile delillerin...

    Sanıklar ... ... ve ...’nun sanık ...’in eylemine iştirak iddiasıyla sahtecilik, dolandırıcılık, edimin ifasına fesat karıştırma ve 213 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından, Sanıklar ... ve ...’ın sanıklar ... ve ...’ın eylemlerine iştirak iddiasıyla edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, Sanık ...’nın İnfer petrol şirketindeki şoförlük görevi sırasında ifa ettiği tüm edimler dolayısıyla edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, Sanıklar ... ve ...’ın (... petrol şoförleri) ifa ettikleri edimler dolayısıyla edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, Sanık ...’in (... petrol şoförü) ifa ettiği edimler dolayısıyla edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, Sanık ...’ın (... petrol çalışanı) ihaleye fesat karıştırma suçundan, Sanıklar ... ve ...’ün (.... petrol şöför ve çalışanı) ifa ettikleri edimler nedeniyle edimin ifasına fesat karıştırma suçundan, ayrı ayrı beraatlerine, Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Elazığ 2....

      Yasanın aradığı biçim koşuluna uygun olarak düzenlenen sözleşmeye dayanarak edimin yerine getirilmesi istenebilir. Geçerli bir sözleşmede taraflara yüklenen edimler kural olarak sözleşmenin kurulduğu anda yürürlüğe girer. Ancak, taraflar sözleşme edimlerini ileride ki bir tarihte yürürlüğe girmesini düzenleyebilecekleri gibi, edimlerin yerine getirilmesini gerçekleşmesi olanaksız veya kanun ya da ahlak düzenine aykırı bulunmayan şarta da bağlayabilirler. Şarta bağlı borçlarda edim, hukuki etkisi gelecekteki vukuu kuşkulu bir olayın gerçekleşmesi ile yerine getirilmesi istenebilecektir. Şarta bağlı borçlar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 170 ila 176. maddelerinde düzenlenmiştir. Taşınmaza ilişkin sözleşmelerin tapu kaydına şerh edilmesini taraflar sözleşme ile kararlaştırabilirler. Bu işlemin amacı, ilişkin bulunduğu hukuki durumu üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir hale getirmek, hukuki duruma aleniyet kazandırmaktır. Bu yönü ile şerh ayni bir etki özelliğini gösterir....

        İşte somut olayda da davacı, davalı ile akdettiği sözleşmeyi ayakta tutmuş, ancak asıl borcun yerine getirilmesinden yani kendisine isabet eden dairelerin tesliminden vazgeçmiş, ancak onun yerine bu dairelerin bedellerini veya hukuki nitelendirmesi ile "ifa yerine geçen olumlu zararını" talep etmiştir. Bahsi geçen olumlu zarar, davacının ifadaki çıkarı olup bu da daha açık bir anlatımla davalı yüklenicinin sözleşmede yüklendiği edimi tümüyle yerine getirmesi durumunda alacaklının (arsa sahibi) elde edeceği çıkardır. Bu zarar tutarının belirlenmesinde ise yüklenilen edimin yerine getirilmesi gereken (borçlunun temerrüde düştüğü) tarih esas alınır....

          Uzlaştırma bürosu bu süreyi en çok yirmi gün daha uzatabilir.'' düzenleme gereğince, uzlaştırmacının 30 gün içerisinde sonlandırması gereken uzlaştırma işlemleri sırasında, bu süreyle sınırlı olmak kaydıyla bir edimin yerine getirilmesini teklif eden şüpheli veya sanığın teklifinin mağdur veya müşteki tarafından kabulü halinde en fazla bu süre içerisinde edimin ifasının kabul edilebileceği, aksi yönde bir teklifin ileri tarihli bir edimin ifası olarak düşünülmesinin mümkün olduğu gözetildiğinde, muhakeme hukukunda uygulama yeri olmayan şarta bağlı ve süresinde düzenlenmemiş uzlaştırma raporunun usulüne uygun olmadığı cihetle, mahkemesince dosyanın yeniden uzlaştırma bürosuna gönderilerek usulüne uygun uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesine karar verilmesi gerekirken, itirazın bu yönde kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması...

            kabulü gerektiği, aynı Kanunun 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde ve 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin ancak azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınmadan yüklenici olan sanık ...'...

              sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri...

                kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiğinden, 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nın 236/2-d maddesi uyarınca edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alındığında; somut olayda ise kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir eylemlerinin...

                  Davalı vekili, davacının sahanın devir işleminden sonra işletmeye hazır hale getirilmesi için ruhsat alınması dahil tüm resmi işlemleri en geç iki ay içerisinde bitirileceği, yerin sorunsuz olarak teslim edileceğini taahhüt ettiği halde edimini yerine getirmediğini, bu sebeple ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacıya yüklenen edimin sadece 15.10.2009 tarihine kadar resmi devir işlemlerinin yapılması olduğu, bu edimini yerine getirerek sözleşme bedelini hak ettiği, davacıya ruhsatın alınması ve başkaca işlemlerin yapılması konusunda sözleşmenin başkaca edim yüklemediği, davacının da sözleşmede öngörülen tarihe kadar devri gerçekleştirdiği, davalının ödemeden imtina gerekçesinin akde uygun olmadığı gerekçesi ile sözleşme gereği ödenmesi gereken çek bedeli olan 50.000,00 TL'nin yasal ibraz süresinin bitimi olan 26.01.2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

                    Genel olarak ifa, borçlanılmış edimin yerine getirilmesi suretiyle alacaklının tatmin edilerek borcun sona erdirilmesidir. Kural, asıl borç sona erdiğinde, bu borca bağlı fer’i borçların da sona ereceğidir. Bu sonuç, ek bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden gerçekleşir. Ancak evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulması (ihtirazi kayıt) veya saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir suretle son bulmuş olsa bile, borcun fer’isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir. Açıklanan nedenlerle Mahkemece, davacının anaparayı tahsil ederken faiz hakkını ve diğer feri haklarını saklı tuttuğuna ilişkin ihtirazi kayıt koyulmaması nedeniyle, BK 113 maddesi gereğince faiz isteme hakkının sona erdiğinden bahisle davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                      UYAP Entegrasyonu