WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalının 5464 sayılı yasadan yararlanmak üzere davacı bankaya müracaat etmediğini, davalının 4077 sayılı yasa uyarınca borcunun 146.23 YTL olup, (12) eşit taksitte ödenmesinin kanun gereğince belirlenmiş olması nedeni ile davanın kısmen kabulü ile davacı bankanın tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 4822 sayılı kanun uyarınca borcun ödenmesi hususunda, davacı banka ile davadışı asıl borçlu arasında protokol imzalandığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, anılan protokol hukümlerine uyulup uyulmadığı, borçun protokol gereğince tamamen ödenip, ödenmediği hususu araştırılıp ayrıca davalının ödeme savunması üzerinde de durulup uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....

    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, bozma ilamından sonra taraflar arasında imzalanan ibra protokolüne de değinilerek, öncelikle asıl borçluyu takipten sonra takibin semeresiz kalması halinde davalıya başvurulabileceği, önceki mahkeme kararı ve takibin artık dayanağı kalmadığından davalının bunlarla ilgili olarak yaptığı protokolün de hükümsüz olduğu, dayanağı kalmayan hükmün icrası nedeniyle yaptığı ödemelerin de bir dayanağı kalmadığı belirtilerek itirazın iptali isteminin reddine, hüküm kapsamında davacı tarafa davalının ödediği paranın ve vekalet ücretinin de iadesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 31.05.2011 tarihinde protokol düzenlenmiş olup, bu protokol uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, davalının cebri icra tehdidi altında olduğu kabul edilerek protokol hükümleri dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacıların 16.03.2005 tarihli protokol gereğince davalılar tarafından kendilerine verilmesi garanti edilen bağımsız bölümlerin mülkiyetini mahkemece verilen ve kesinleşen tapu iptali ve tescil kararına istinaden elde ettikleri, davacılardan ...'ın ise tapu iptali ve tescil davasından feragat etmek sureti ile hakkından vazgeçtiği, bu kapsamda davacıların davalılardan protokol kapsamında tazminat talep etmelerinin de mümkün olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın, davacılar vekilince temyizi üzerine, Dairemizin 08.05.2015 tarih ve 2015/1810 E., 3518 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında bayilik sözleşmesi, protokol ve zeyilname imzalandığını, sözkonusu protokol ve zeyilname uyarınca müvekkiline ödenmesi kararlaştırılan 5 yıllık satış destek prim bedeli için KDV dahil 77.532-TL bedelli faturanın keşide edilerek davalıya verildiğini, ancak davalının bu fatura bedelini müvekkiline ödemediği gibi, 11.10.2011 tarihli ihtarname ile müvekkiline ''zorunlu olan otomasyon kurulumunun yapılamaması veya devreye alınamaması sebebiyle'' bayilik sözleşmesinin fesih edildiğini bildirmek suretiyle sözleşmeyi haksız yere feshettiğini, bunun üzerine müvekkilinin sözkonusu fatura alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, fakat davalının haksız itirazı ile icra takibinin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Davalı vekilinin 17/09/2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasında protokol imzalandığını, davacı tarafından dosyaya sunulan feragat dilekçesini aynen kabul ettiklerini, tarafların birbirlerinden yargılama ve vekalet ücreti talepleri olmadığını, davanın karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği görüldü. Davacı vekilinin 28/09/2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arasındaki protokol uyarınca birbirlerinden vekalet ücreti, yargılama gideri talebi bulunmadığını, arabuluculuk ücretinin protokol gereği davalı tarafından ödeneceğini beyan ettiği görüldü....

            DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ :.Spor Genel Müdürlüğü ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında imzalana protokolün 9. maddesinin 3. paragrafının ilk cümlesi olan "Yayın yeri tahsis ücretleri, ev sahibi kulüp tarafından il müdürlüğüne ödenir." ibaresinin hukuka aykırı olması nedeniyle iptali gerektiği düşünülmektedir....

              Yine aynı protokollerin 6.10. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih, uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” denilmiştir. Yukarıda bahsi geçen protokol hükümlerine göre; dava konusu cezai işlemin dayanağı olan maddelerde değişiklik olduğu sabit olup, 2016 ve 2020 yıllarında yürürlüğe giren protokollerin ilgili maddesinin olaya uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde durulmalıdır....

                Yine aynı protokollerin 6.10. maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önceki dönemlerde geçerli olan protokol hükümlerine göre Kuruma fatura edilen ve kontrolleri Kurum tarafından bu Protokol yürürlük tarihinden sonra yapılan reçeteler için, ya da reçete kontrolleri yapılmış olmakla birlikte fesih uyarı ve cezai şarta ilişkin işlemlerin henüz tamamlanmadığı durumlarda tespit edilen fiil/fiiller için Kurumca bu Protokol hükümleri uygulanır. Ancak eczacı tarafından Kurumdan tebligat tarihinden itibaren bir defaya mahsus olmak üzere yazılı olarak talep edilmesi halinde, ilgili protokol hükümleri uygulanır.” denilmiştir. Dava konusu cezai işlemin dayanağı olan protokol maddesinde değişiklik olduğu sabit olup, 2016 yılında yürürlüğe giren protokol ve istinaf mahkemesince karar verilmeden önce yürürlüğe giren 2020 protokolünün ilgili maddesinin olaya uygulanıp uygulanamayacağı üzerinde durulmalıdır....

                  - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında 15.08.2004 tarihinde protokol imzalandığını, protokol gereği 200.396 Euro anapara 28.428 Euro faiz borcunun taraflarca kabul edildiğini, sözleşme hükümleri gereğince ardarda iki taksitin ödenmemesi halinde müvekkilinin protokolü fesih hakkının olduğunu ve bakiye borç için protokol tarihinden itibaren yıllık % 8 temerrüt faizinin istenebileceğinin kararlaştırıldığını, davalının taksitleri ardarda ödememesi nedeniyle müvekkilinin 29.08.2012 tarihli ihtarname ile protokolü feshettiğini ihtar ettiğini, bakiye alacak için başlatılan ilamsız takipte davalının faize itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    İcra Müdürlüğünün 2008/8686 esas sayılı takipte 3.832,78-TL asıl alacak, 521,68 TL faiz ve diğer ferileri ile birlikte toplam 4.380,54-TL üzerinden itirazın iptaline taraflarca yapılan 02.09.2009 tarihli protokol gereğince davalının ödediği miktarlar olduğu takdirde tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ödenen miktarın icrada mahsubuna karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının ... kartı kullanımından kaynaklanan borcunu ödememesi üzerine yapılan takibe itirazı sonucu eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, taraflar arasında 02.09.2009 tarihli protokol gereğince davalının ödediği miktarların tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ödenen miktarın icrada mahsubuna karar vermiştir. Taraflar arasında, 5464 sayılı Banka Kartları ve ... Kartları Kanunu'nda değişiklik yapan 5915 sayılı yasanın 2.maddesiyle eklenen geçici 5.maddesi gereğince, 02.09.2009 tarihinde bir protokol yapılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu