Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tazminatı isteyebileceği bildirmişlerdir....

    Maddesi uyarınca sözleşmenin tek yanlı olarak fesih edildiğinin bildirildiğini, feshin haksız olduğunu, davalıya karlı bir portföy kazandırdığını, ani fesih nedeniyle zor duruma düştüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000-TL denkleştirme tazminatının fesih tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. ISLAH : Davacı vekili 26/10/2020 tarihli dilekçe ile, alınan bilirkişi raporu uyarınca 10.526,13-TL denkleştirme tazminatı alacağı hesaplandığından, dava değerini 526,73-TL artırarak, 10.526,13-TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, feshin haksız olmadığını, sözleşmenin 24....

      GEREKÇE: Dava, sigorta acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme (portföy) tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, taraflar arasında 25.11.2009 tarihinde bağıtlanan sigorta acentelik sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiği ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı ve haksız ise davacının denkleştirme tazminatı koşullarının bulunup bulunmadığı ve denkleştirme tazminatının hesap metodu noktasında toplanmaktadır....

        Noterliği'nin 10/05/2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile acentelik sözleşmesinin feshedildiği, davacı tarafça da sözleşmenin feshi nedeniyle denkleştirme-portföy tazminatı talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf, sözleşmenin feshi nedeni olarak davacının 2017 yılı hedef mektubu ile bildirilen yıllık hedeflere ulaşamamasını göstermektedir. Dosyada bulunan yazışmalardan, davalı tarafından 20/02/2017 tarihli e-mail ile 2017 yılı acentelik hedefi olarak belirlenen hedeflerin davacı tarafa iletildiği, ancak acentelik sözleşmesinin 2017 yılı henüz bitmeden 10/05/2017 tarihi itibariyle davalı tarafça feshedilmiş olduğu anlaşılmaktadır....

          Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın diğer davalının acentesi olduğu, taraflar arasında aracılık sözleşmesi bulunduğu, ses kayıtlarının çözümüne göre akdi ilişkinin yürütümünün portföy yöneticiliği şeklinde olmadığı, yine bu sözleşme ilişkisinin acentenin yorum, öneri ve tavsiyelerinin meslekî bir faaliyetin görülmesi kapsamında kaldığı, yorum ve önerilerinin taraflı ve dürüst olmadığı yönünde somut kanıt sunulmadığı, işlemlerde riskleri açıkça belirttiği, portföy danışmanlığı faaliyeti şeklinde de olmadığı; davacıların bilgi ve tecrübe eksikliğinden faydalanıldığı, istek ve arzusu dışında aracı kurumun aşırı kâr etmesini sağlayamaya yönelik telkin ve tavsiyelerde bulunulduğu, davacıların aydınlatılmadığı, müşteri emirlerinin yerine getirilmediği, özen borcuna aykırı işlem yapıldığı, hususlarına dair somut delil bulunmadığı, bu nedenle oluşan zarardan davalıların sorumluluklarının bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki ilişkinin basit kâr alım-satım ilişkisi olmadığı, taraflar arasında gerçekleşen hukuki ve fiili ilişkinin mahiyet ve kapsamına göre tek satıcılık ilişkisi olduğu, davalının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini kanıtlayamadığı, bu nedenle TTK'nun 134/1 maddesi uyarınca davacı şirketin 3 aylık brüt kârı toplamı olan 1.669,92 TL'den ve uygulamada portföy tazminatı olarak nitelendirilen sözleşmenin sona ermesi nedeniyle müşteri çevresini kaybeden acenteye veya tek satıcıya verilmesi gereken münasip tazminatın miktarının 12.522,29 TL olduğu, davacının yaptığı masraflara ilişkin maddi zararlarını ispatlayamadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 14.192,21 TL alacağın 25.09.2005 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlar uygulanmak suretiyle yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Davalı vekili, taraflar arasında müvekkilinin imzaladığı sözleşme bulunmadığını, davalı ile Tek Satıcılık İlişkisi olmadığını, davacıya belli bir bölgede tekel hakkı verilmediğini, baştan beri müvekkilinin büyük toptancılara davacının bölgesinde mal sevkiyatı yaptığını, bu hususun davacı kabulünde olduğunu, sözleşmenin 07.05.2008 tarihinde karşılıklı anlaşılarak feshedildiğini, davacı elinde kalan malların iade faturasıyla geri alındığını, davacının yoksun kalınan kâr ve portföy tazminatı talep edemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı, bilirkişi raporu, Bayilik Sözleşmesi, davacının düzenlediği 07.05.2008 tarihli yazısı ile akdi ilişkinin karşılıklı mutabakat ile sonuçlandırıldığı gerekçeleriyle dava konusu teminat mektubunun yargılama sırasında iade edilmiş olması sebebiyle, bu konuda esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                İli Çubuk İlçesi ve civarının toptan satıcılığını üstlendiğini, ancak davalının 2008 yılı Aralık ayından itibaren müvekkili şirketin siparişlerini karşılamadığını, sipariş faturalarını karşılıksız bıraktığını ve 2009 Ocak ayında ise, başka bir firma ile Tek Satıcılık Sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin sözleşmenin haksız feshi nedeni ile mahrum kalınan kar ve portföy tazminatı olarak davalıdan alacaklı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere toplam 2.000.-TL tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir....

                  Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 01/12/2015 gün ve 2014/1192 - 2015/1161 sayılı kararı onayan Daire'nin 19/09/2017 gün ve 2016/1542 - 2017/4497 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 18/09/2008 tarihli acentelik sözleşmesinin davalı tarafından 29/05/2013 tarihli ihtarname ile haksız olarak tek taraflı feshedildiğini, her ne kadar fesih gerekçesi olarak “teknik zarar” hususu belirtilmiş ise de iddia edilen zararın somut verilerle açıklanmadığını, davalının sözleşmeyi haksız feshi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, denkleştirme, portföy tazminatı, komisyon alacağı ve uğradığı...

                    Asıl davada davalı vekili, davacının sözleşmeye aykırı olarak ürün bedeli için verilen çekleri ödemediğini, davacının menfi zarar ve portföy tazminatı talep edemeyeceğini, davacının kusurlu davranışları ile feshe neden olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davalı vekili, sözleşmenin haksız feshedildiğini, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacının kota ve satış pazarlama olanaklarını nazara almadan fazla miktar da mal göndererek kendisine verilen çekleri doldurarak tahsile giriştiğini belirterek davanın reddini istemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu