WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TMK 693 UYARINCA KULLANMA ŞEKLİNİN HAKİM TARAFINDAN BELİRLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu ... ilçesi ... köyü 148 parselde kayıtlı taşınmazda davalı ile paydaş olduğunu, söz konusu taşınmazın uzunca bir süre önce haricen taksim edildiğini, yapılan taksim neticesinde yola bakan kısmın davalı tarafa isabet ettiğini, kullanımda olan yolun davalı tarafından kapatılarak kendi payına geçmesine izin verilmediğini, bu nedenle dava konusu taşınmazın kullanımında olan kısmına ulaşabilmesi için kullanım şeklinin mahkemece belirlenmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazın farklı bir yerinde davalının kullanması için bir yol tesis edildiğini, davacının söz konusu yeni yolu kullanmaya yanaşmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Bunun için de, taşınmaz başında keşif yapılarak, uzman bilirkişilerden açıklanan ölçütleri yansıtan, paylı taşınmazın zaman ve yer olarak bölünme biçimini belirleyen, çeşitli seçenekleri içeren rapor alınması, bunlardan en uygun olanına hükmedilmesi gereklidir. (Yargıtay 1.H.D. 2011/4687 E. 2011/5822 K. ) 2- El atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkin bu tür davalarda, yıkım isteğinin de bulunması halinde; davalı taşınmazın tüm kayıt maliklerinin davada yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Yargı yeri belirleme kararında belirtildiği gibi parsel üzerindeki bağımsız bölümlerin tamamının yapılmaması nedeni ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK 693 maddesi gereğince yararlanma ve kullanım şeklinin belirlenmesi yolu ile giderilmesi gerekir....

    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....

      O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Ne varki; mahkemece işin esası bakımından yapılan araştırma ve incelemenin de hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı olmadığı gibi hüküm de infazda tereddüt oluşturacak şekilde kurulmuştur....

        Türk Medeni Kanunu'nun 688 ve devamı maddelerinde paylı mülkiyet rejimi düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; Paylı mülkiyeti Medeni Kanun 688. maddede "paylı mülkiyette birden çok kimse maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir/' ifadesi ile belirtmiştir. Paylı mülkiyete tabi şey tek bir mülkiyet konusudur, ancak, tek mülkiyet hakkı birden çok kişiye ait bulunmakta ve bu sebeple sözü geçen kişiler arasında mülkiyet hakkı dolayısıyla "paylı mülkiyet birliği" meydana gelmektedir. Tüzel kişiliği bulunmayan bu birlikte malın yönetimi konusundaki kararların nasıl alınacağı ve fiilen yönetimin nasıl icra edileceği 689. maddede gösterilmiştir. Anılan madde hükmünce, paydaşlar paylı malla ilgili olarak yapacakları yararlanma, kullanma ve yönetim sözleşmelerinin geçerliliği oybirliği ile alınacak karara bağlanmıştır. Ancak, payda şlardan her biri, çoğunluk aksine karar vermediği sürece olağan yönetim işlerini icra etmeye yetkilidirler (TMK m. 690/1)....

          Dava; paydaşlar arası tapulu taşınmaza Elatmanın Önlemesi ve Kal talebine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.), Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....

            Ceza Dairesi         2015/18874 E.  ,  2016/6932 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Karşılıksız yararlanma HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, kararın dayandığı gerekçeye ve takdire göre, katılan Bedaş vekilinin temyiz nedeni yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun ve takdire dayalı bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Anataşınmaz arsa vasfında olduğuna göre uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunun 688 maddesinde, paylı mülkiyette birden çok kimsenin, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olduğu, paydaşlardan her birinin kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olduğu, 689. maddesinde, paydaşlar, kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabileceği, ancak, böyle bir anlaşmanın dahi, paydaşların paylı mülkiyet konusu eşyanın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yönetim işlerini yapmak ve gerektiğinde mahkemeden buna ilişkin önlemlerin alınmasını istemek ve eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhâl alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına alma hak ve yetkilerini kaldırmayacağı ve sınırlandıramayacağı düzenlenmiştir....

                Mad. 693’e göre: "paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir." Buna göre, her paydaşın, paylı mülkiyet konusu şeyin tamamı (veya bir kısmı) üzerinde yararlanma hakkı bulunmaktadır. Bu hak, ne mekân (yer), ne de zaman itibariyle sınırlandırılmıştır. Fakat paydaşlar, yasanın yalnızca her paydaşın kullanma ölçüsünü belirtmesi nedeniyle bu hususta değişik düzenlemeler getirebilirler. Bu nedenle, taşınmazın kullanma biçimi; tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş ve uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtla paylı, eylemsel olarak bağımsız bu oluşumun, tapuda yapılacak resmi taksime ve şüyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde imar uygulaması yapılmasına kadar korunması ahde vefa kuralının yanında Türk Medeni Kanununun 2.maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralının da bir gereğidir....

                  O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir . Somut olayda, Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Mahkemece yerel bilirkişi ve tanıkların keşif mahallinde dinlenerek ve beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler de giderilerek yukarıdaki ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması gerekmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu