WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca; mahkemece, mahallinde yeniden keşif icra edilerek, davacı ve davalı tanıklarının beyanlarının keşif mahallinde alınması, toplanacak delillere göre, davaya konu edilen taşınmaz yönünden, tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi, özel parselasyon ya da fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının ve her paydaşın payına özgülenen bir kısım yer bulunup bulunmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi, oluşmuş ise her bir paydaşın kullanımına bırakılan bölümün fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek rapor ve krokiye yansıtmasının sağlanması, davacının kullanımına bırakılan bölüme el atmanın olup olmadığının belirlenmesi, fiili kullanma durumu oluşmuş ve davacıların kullanımına bırakılan bölüme el atma var ise davanın kabul edilmesi, özel parselasyon ya da fiili kullanma biçiminin oluşmamış olması halinde, uyuşmazlığın ...nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmesi, bu çerçevede, davacının taşınmazda kullandığı ya da kullanabileceği bir...

    Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51. maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir....

      Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla niteliğindeki 29 ve 30 parsel sayılı taşınmazların taraflar ile birlikte dava dışı kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, 14.9.2012 tarihli bilirkişinin hazırladığı rapor ve krokiye göre 29 parselde (A) ile gösterilen bölümün davacılardan ............ ve ....'nin, (B) ile gösterilen bölümün davalı ...'in, (E) ile gösterilen bölümün davalı ...'nin kullanımında olduğu, 30 parsel sayılı taşınmazda ise (C) ile gösterilen bölümün davalı ... ve (D) ile gösterilen bölümün davalı ...'nin kullanımında olduğu anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekirki, paydaşlar arasındaki fiili kullanma biçimine veya harici taksime değer verilebilmesi için o kullanma biçimi veya harici taksimin aynı parsele yönelik olması, tüm paşdaşları bağlayacak nitelik taşıması gerekir.Yerleşmiş içtihatlara göre, parsellerin paylaşımı şeklinde oluşan bir kullanım biçimine değer verilemez ve böyle bir kullanım biçimi hukuken himaye görmez....

        Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " ahde vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK.'...

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesince: “…çekişme konusu 77 ada, 1 parsel ve 168 ada, 2 parsel sayılı taşınmazların davacılar ile dava ihbar edilenler ve dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğu, davalının kayda ya da mülkiyete dayalı bir hakkı bulunmadığı, 6491 Sayılı Türk Petrol Kanunu'nun 10/1 inci maddesine göre davalının tüm maliklerle bir anlaşmasının ya da kamulaştırma işleminin de bulunmadığı, paylı mülkiyete tabi taşınmazda kullanım hakkına ilişkin sözleşmelerin 4721 sayılı TMK'nın 691/1 inci maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılması gerektiği, bu gereklilik sağlanmadan yapılan sözleşmelerin hukukî sonuç doğurmayacağı, öte yandan davalı şirketin taşınmazda gerçekleştirdiği kullanım şeklinin, susuz tarla vasıflı taşınmazların olağan şekilde kullanımını aşan nitelikte olduğu, davacıların müşterek maliki oldukları taşınmazların ilgili kısmına davalının olağan kullanım şeklini aşarak haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın kullanmak suretiyle müdahale ettiği ve...

            Anayasa'nın 44. maddesiyle Devlete, tarım topraklarının korunması ve geliştirilmesi ödevi yüklenmiş ve bu amaçla, tarımsal arazileri gruplandırma ve bunların büyüklüğünü belirleme yetkisi tanınmıştır. 03.07.2005 tarihli ve 19.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı yasasının amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 15.05.2014 tarih ve 29001 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değiştirilmiştir....

              Ancak, yasal bir dayanağı olmadığı halde TMK 2. maddesine dayanarak verdiği kararların, 5403 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile artık uygulama dayanağı kalmamıştır....

                Anayasa'nın 44. maddesiyle Devlete, tarım topraklarının korunması ve geliştirilmesi ödevi yüklenmiş ve bu amaçla, tarımsal arazileri gruplandırma ve bunların büyüklüğünü belirleme yetkisi tanınmıştır. 03.07.2005 tarihli ve 19.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı yasasının amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 15.05.2014 tarih ve 29001 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değiştirilmiştir....

                  Anayasa'nın 44. maddesiyle Devlete, tarım topraklarının korunması ve geliştirilmesi ödevi yüklenmiş ve bu amaçla, tarımsal arazileri gruplandırma ve bunların büyüklüğünü belirleme yetkisi tanınmıştır. 03.07.2005 tarihli ve 19.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5403 sayılı yasasının amacı; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 15.05.2014 tarih ve 29001 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değiştirilmiştir....

                    Türk Medeni Kanununun (TMK) 706, Türk Borçlar Kanununun (TBK) 237 ve Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz ise de, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şüyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde pek çok kimse zarar görecek, toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....

                      UYAP Entegrasyonu