Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in 4 adet hisseye karşılık gelen 2.000,00TL payının diğer davalıya devrettiğinin tescili istemine ilişkindir. Mahkememizin 02/02/2022 tarihli ve ... esas, ... karar sayılı ilamı ile; ... Ticaret Sicil Memurluğunun ... sicil numarasında kayıtlı ... Mah. ... Sokak, No:... .../... adresinde bulunan davalı ... Şti. Ünvanlı şirkette ortak olan davacı ...'in 2.000,00TL değerindeki 4 hisseyi Etimesgut ... Noterliğinin 14/06/2018 tarih ve ... yevmiye numaralı Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi ile davalı şirkette ortak olan ...'a devrettiğinin tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. e-imza e-imza e-imza e-imza Davacı kurum söz konusu hükmün yalnızca tespit hükmü niteliğinde olduğunu, pay devrinin tespitinin Ticaret Sicil Müdürlüğünce “tescil ve ilanına" ilişkin herhangi bir ifade içermediğini, resen tescil işlemi yapılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir....

    Mahkemece, geçerli bir hisse devri sözleşmesinin bulunduğu, pay defterine işlenme koşulu aramanın yersiz olduğu ve bu nedenle pay defterine kaydedilmemesinin geçerliliğe etkisinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte olan ------limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için noterde sözleşme yapılması, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ve şirket pay defterine kaydedilmesi gerekir. Bunlardan birinin gerçekleşmemesi halinde geçerli bir pay devrinden bahsetmek mümkün değildir. Somut olayda hisse devrinin pay defterine kayıt aşamasının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bir netlik olmadığı gibi davacının bu koşulun gerçekleştiğini iddia ettiği, mahkemece de bu hususun davacının yükümlülüğünde olmadığından bahisle hisse devrinin pay defterine kaydına karar verildiği anlaşılmaktadir....

      Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacılardan ... ile davalı arasındaki hisse devrinin pay defterine işlendiği hususu davacılarca ispat edilemediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1. Asıl ve birleşen davalar, limited şirket pay devrinin ticaret siciline tescili istemine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nin 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir....

        Madde kapsamınca ilgili pay devrinin onayının hiçbir gereklilik bulunmamasına ragmen sadece müvekkil haklarının bertaraf edilerek şirketin türünün değiştirilmesine ilişkin daha önceki girişimlerin--- kalması üzerine tamamen kötü niyetli bir biçimde ------ yaratmaya yönelik olduğunu, şirket ortağı ....----- devretmesinin muvazaalı ve kötü niyetli bir pay devri olduğunu, İşbu muvazaalı pay devrinin amacı ---- dönüş için gerekli pay sahibi çoğunluğunu oluşturmadığını, söz konusu pay devir sözleşmesinin talep edilmesine rağmen, davalı ... tarafından söz konusu sözleşmenin verilmediğini işbu sözleşmenin ayrıntıları taraflarınca bilinemediğini, yapılacak incelemede, işbu sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığını, davalılardan ....---hisseyi birinci derece yakını olan oğluna devretmesinde hiçbir mantık ve gerekçe olmadığını, özellikle, davalı ......

          yaratmakta olup işbu nedenle de hisse devrinin iptali gerektiğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya devretmiş olduğu dava konusu hisse devrinin iptaline, hisselerin müvekkilinine iadesi ile adına kayıt ve tescili ile müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasının önüne geçilmesi amacıyla hissesini devretmiş olduğu şirket hissesi ile birlikte davalı tarafın hisseleri üzerine üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Bunun dışında ana sözleşmedeki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla şirketin pay devrini reddetmesi mümkün değildir. Davalı şirketin ana sözleşmesinde de pay devrine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı tarafın savunmalarından, davaya konu pay devrinin yok hükmümde kabul edildiği ve dolayısıyla hisse devrinin şirketin pay defterine işlenmediği anlaşılmaktadır. Şirket, pay devrini kabul etmediğine göre hisseyi devralan taraf ya şirkete karşı dava açarak pay devrinin karar defterine kaydını talep edebilir ya da hisseyi devreden ortağa dava açarak ödediği devir bedelinin iadesini isteyebilir. Davalı taraf 30/08/2010 tarihli sözleşmenin hisse devrine ilişkin bir ön protokol olduğu savunulmuş ise de, sözleşmede kullanılan kesin ve net ifadelerden bu sözleşmenin ön protokol değil hisse devir sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede yüzde beşi(5/100) hissenin Aysun Doğan'a 40.000,00 TL karşılığında satıldığı ifade edilmiştir....

            Bunun dışında ana sözleşmedeki düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla şirketin pay devrini reddetmesi mümkün değildir. Davalı şirketin ana sözleşmesinde de pay devrine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Davalı tarafın savunmalarından, davaya konu pay devrinin yok hükmümde kabul edildiği ve dolayısıyla hisse devrinin şirketin pay defterine işlenmediği anlaşılmaktadır. Şirket, pay devrini kabul etmediğine göre hisseyi devralan taraf ya şirkete karşı dava açarak pay devrinin karar defterine kaydını talep edebilir ya da hisseyi devreden ortağa dava açarak ödediği devir bedelinin iadesini isteyebilir. Davalı taraf 30/08/2010 tarihli sözleşmenin hisse devrine ilişkin bir ön protokol olduğu savunulmuş ise de, sözleşmede kullanılan kesin ve net ifadelerden bu sözleşmenin ön protokol değil hisse devir sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmede yüzde beşi(5/100) hissenin ...'a 40.000,00 TL karşılığında satıldığı ifade edilmiştir. Gerek bu ifadeden gerekse hisse devrini yapan davalı ...'...

              KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2023 Mahkememize açılan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan yargılaması sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin bir ortağı müvekkili olmak üzere 2 ortaklı bir şirket olarak kurulduğunu, müvekkilinin diğer ortak ile görüşerek ortaklıktan ayrılmak istediğini beyan ettiğini ve pay devrinin onaylandığını ve payların diğer ortak ... 'a devredildiğini, söz konusu pay devri işleminin bu güne kadar kötü niyetli olarak şirket pay defterine diğer ortak tarafından işlenmediğini, bu durumun müvekkili açısından sorumluluk ortaya çıkardığını, davalı şirket tarafından ......

                Oluşan usulü müktesep hak doğrultusunda öncelikle geçerli bir devrin bulunup bulunmadığının araştırılması ve buna bir sonuç bağlanması zorunludur. 6- 6102 sayılı TTK 490 maddesi uyarınca, anonim şirketlerde nama yazılı pay senetlerinin devri ancak ciro+pay senetlerinin teslimi ile gerçekleşecektir. Somut olayda, davalı tarafça pay devrinin 1995 yılında yapıldığı ileri sürülmüş olup, dava tarihine kadar yaklaşık sadece beş yıllık süre geçmiş ise de, yazılı bir pay devri sözleşmesi sunamadığı gibi ciro yoluyla da pay senetlerini devir aldığını ispat edememiştir. O halde, anılan bozma ilamında sorgulandığı üzere ortada geçerli bir pay devri bulunmadığı için muvazaalı devrin sorgulanmasına da ihtiyaç yoktur. Diğer bir anlatımla, geçerli bir pay devrinin bulunmaması karşısında, muris ile davalı kardeşinin dış dünyaya karşı sanki devir varmış gibi davranmalarının, hatta buna göre genel kurul toplantılarına katılmış olmalarının davacılar karşısında hukuki bir önemi bulunmamaktadır....

                  Davacının zayi talebi yönünden kanun koyucunun örnekleme yolu ile saymış olduğu haller gözetildiğinde olayın meydana geliş şeklinin bu kapsamda değerlendirilebilmesinin kanun koyucunun amacına da aykırı olduğu, bu şartlarda davacının TTK gereği saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeler açısından, bu defterin bulunduğunu ıspatlayamadığı gibi gerekli dikkat ve özeni göstermediği, basiretli bir tacir gibi davranmadığı kanaatine de varılmakla zayi talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekmiş davacının terditli olarak talep ettiği pay devrinin ticaret siciline tescili talebine ilişkin olarak da bu talebin hasımsız olarak açılan davada görülemeyeceği, bu talep yönünden de dava şartının mevcut olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu