Genellikle şirketlerde yönetici seçilmeden önce yönetici olmak isteyen kişiler hakkında gerekli oylama yapılarak Genel Kurulca bir karar alınır. Hayatın olağan akışına uygun olan işleyiş budur. Genel Kurul kararıyla yönetici seçildiğinde şirketle yönetici arasında bir vekalet akdi doğar. Bir akdin doğumu icap ve kabulle olur. İcap kimi zaman yönetici olmak isteyen tarafından şirkete ulaştırılır, icabı kabulde şirket Genel Kurul kararıyla olur. Davacı Genel Kurul Kararının yokluğunda alındığını ileri sürerek vekalet ilişkisini eldeki dava ile kabul etmek istemediğini açıklamaktadır. Davacı genel kurul kararından sonra bu iradesini şirkete yönlendirerek yöneticilik görevinin sonlandırılmasını ve bu konuda karar alınmasını veyahut derhal istifa yönetimini uygulamaya geçirebilirdi. Hatta ve hatta davacı Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/34 sayılı dosyasında taraf olmuş, şirket hisseleri o dosyada davalı şirket adına tescil edilmiştir....
Davalı ... vekili, husumet ehliyetinin bulunmadığını, pay sahipleri tarafından verilen vekaletname uyarınca tapuda devir yapıldığını, vekaletnamede dilediği kişiye devretme yetkisi bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, davalılar adına pay satışı yoluyla oluşan kaydın iptaliyle veraset belgesindeki paylar oranında ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 407, 672, 1127, 1988 ve 2557 parseller, 17.10.1967 tarihinde kadastro yoluyla ... adına tescil edilmiş, 15.06.2005 tarihinde yapılan pay devri ve intikaller nedeniyle ...mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde tescil edilmiş, mirasçılardan ...., .... ve Şevket Atay payları 15.06.2005 tarihinde pay devri yoluyla davalılardan... ve ... adına tescil edilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/132 KARAR NO: 2022/232 DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ: 28/02/2021 KARAR TARİHİ: 06/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi olan eşi ------ tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak müvekkili ve müşterek çocukları---- kaldığı, --- sayılı dosyasında küçüğe kayyım olarak ----atandığı, kararın ----arihinde kesinleştiğini; müteveffa ----mirasçıları olan müvekkili ---- yoluyla intikal eden iki adet şirket bulunduğu, bu şirketlerden---- --- olarak ---- anlaşıldığını, miras yoluyla müvekkiline intikal eden pay oranının ---- anlaşılacağı üzere---- tarihinde --- müvekkiline pay devri yapıldığı, bu payın ---- karşılığı olan ---pay şeklinde olduğunu, yine --------- devir işlemlerinden haberi olmadığı gibi kendisine herhangi bir bildirim de yapılmadığı...
ATM'nin 2019/72 esas sayılı dosyasında davalı şirket tarafından davacı eski yönetici hakkında 04/03/2019 tarihinde yönetici sorumluluğuna dayalı tazminat davası açılmıştır. Davacının 02/10/2018 tarihli genel kurulda ibra edilmemesine karar verilmiş ise de sorumluluk davası açılmasına ilişkin bir karar alınmamıştır.Dava konusu 07/01/2020 tarihli genel kurulda davacı hakkında sorumluluk davası açılmasına,açılan davaya devam edilmesine karar alınmıştır.Davacı, dava konusu toplantıda sorumluluk davası açılmasına dair alınan karar ile ibra etmeme kararının iptali yönünden birlikte incelenmesi gerektiğini ileri sürmekte ise de sorumluluk davası açılmasına dair alınan karar, devam etmekte olan sorumluluk davasını gören mahkemece verilen süre üzerine çoğunluğun kararı ile alınmıştır....
Dava; kadastro öncesi miras payının devri sözleşmesine dayalı pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Taraflar arasındaki 25.08.2005 tarihli pay devri sözleşmesine göre, ortak muris ...’dan kalan Avdan Köyü’ndeki taşınmazların mirasçılardan Ahmet ve ...’a, Yağcılar Köyünde bulunan ve davalıların yakın murisi ...’den intikal eden taşınmazlar üzerindeki miras payının da davacı ...’ya devredildiği kararlaştırıldığına ve taraflarca sözleşmeye itiraz edilmediğine göre, Yağcılar Köyü’nde bulunan ve davalılar adına tesbit edilen 110 ada 116 ,118 ve 119 parseller dışında kalan taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bu bölümlerinin açıklanan nedenlerle ONANMASINA, Yukarıda ada ve parsel numarası belirtilen taşınmazlardan 110 ada 116 ve 118 parsel, 19.07.2007 tarihinde kadastro yoluyla davalı ..., 110 ada 119 parsel ise, aynı tarihte davalı ... adına tesbit ve tescil edilmiştir....
Kaldi ki davacı açıkça sorumluluk iddiasını yönetici sorumluluğuna dayandırmış olup, bu sıfatın bulunup bulunmadığı ve dolayısıyla sorumlu olunup olunmayacağı işin esası ile ilgilidir. Dosya içerisindeki bilgi belge ve açıklamalar incelenip değerlendirildiğinde uyuşmazlık TTK. 553 maddesine dayalı olarak şirketi temsilen yetkili bulunan yöneticinin sorumluluğuna ilişkindir. Limited şirket yöneticisinin sorumluluğu Ticaret Kanun'unda düzenlenmiş bulunduğundan, dava mutlak ticari dava olup, TTK 4. ve 5. maddeleri uyarınca ticaret mahkemesi görevli olduğundan işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bu nedenle istinaf başvurusunun kabulü ile istinafa konu kararın HMK 353/1- a3 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyasının mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak anılan yasanın Ek 2 ve 3.fıkralarındaki limited şirket ortaklarının pay devri halinde devir alanın sorumluluğuna ilişkin bu hükümler 04.06.2008 tarihinde 5766 sayılı Yasa ile eklenmiştir. Bu yasal düzenlemeden önce hissesini devir eden ortağın sorumluluğu ile ilgili olarak açık bir düzenleme mevcut olmayıp yerleşik yargı kararlarına göre de devir eden hissedarın sorumluluğu hisse devri ile sona ermekte idi. İptali istenilen pay devri 19.04.2005 tarihinde gerçekleşmiş olup bu düzenleme 04.06.2008 tarihinde yapıldığından ve yasanın geçmişe yürümesi söz konusu olmayacağından, mahkemenin gerekçesinde belirttiği şekilde davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulamadığından söz edilmesi mümkün değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacının sahip olduğu şirkette hisse devrini noter vasıtasıyla davalıya devrettiğini ancak ticaret sicilde tescil ve ilan edilemediğinden tüm hisselerinin davalı üzerine devredildiğinin tespiti ile ticaret sicil de ilana ilişkin olup bu kapsamda davacının hisse devri yapıp yapmadığı, noterde devir işlemi yapmış ise davalının noter vasıtasıyla aldığı hisse senedini kendi adına ticaret sicil de tescil ve ilan ettirip ettirilemediği hususuna ilişkindir. Limited şirketlerde pay devri usulü ise 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 595. maddesinde düzenlenmiş olup anılan hüküm “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar murisleri ....'nın ölümü üzerine mirasçı olarak annelerinin ve kendilerinin kaldığını, annelerinin de ölümü ile murislerinden intikal eden 2255 parsel sayılı taşınmazı pay devri karşılığında davalı şirkete aktardıklarını, aradan geçen 8 yıla rağmen adlarına henüz pay devrinin yapılmadığını yeni öğrendiklerini, davalı şirket yetkililerinin kağıt üzerinde pay devri yapmalarına karşın bu hususun şirket defteri ile ticaret sicil memurluğuna bildirilmediğini bu hali ile sözleşmenin geçersiz hale geldiğini, ayrıca aradan geçen 8 yıla rağmen kar payı dahi verilmediğini, davalı tarafından hileye düşürüldüklerini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 26.12.2003 tarihli yönetici seçimine ilişkin kararın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, 26.12.2003 günlü toplantıda alınan yönetici seçimine ilişkin kararın pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan alındığından bahisle iptali istenilmiştir. Mahkemece sözü edilen kararın, katılanların çoğunluğunun olumlu oyları ile alındığından, bu nedenle iptali gerektirir bir durum olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Kat Mülkiyeti Yasasının 34. maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğince yönetici, kat maliklerinin, hem sayı hem arsa payı bakımından çoğunluğu tarafından atanır. Buna göre, 26.12.2003 tarihli toplantıya olumlu oyları ile katılan ... ve ....'...