Açıklanan gerekçelerle; haklılığı kanıtlanan davanın kabulü ile davacının davalı Şirketin ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, çıkma payı alacağı konusunda talepte bulunulmadığı 18/05/2022 tarihli celsede beyan edilmekle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm kurmak gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ İLE; Davacının dava konusu ...Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 287438 sicil numarasında kayıtlı iken iflasına karar verilen Fiber Elektrik İnş. Nak. San. Ve Tic. Ltd....
Kar payı alacağı talebinde de bulunulmuş ise de; kar payı dağıtım yetkisinin münhasıran şirket genel kurulun yetkisi kapsamında kaldığı, ancak kısmi/tamamen kar payı dağıtılmaması kararına karşı iptal davası açılabileceği anlaşıldığından bu talebin reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere; 1-TTK.636/3. Maddesi gereğince davanın KABULÜ ile davacının ... sicil nolu davalı ... ortaklığından TTK 638/2 md.si ne göre çıkmasına, Payın şirkete devrine, 2-Hisse bedeline isabet eden taleple bağlı kalınarak 5.000-TL ortaklıktan çıkma payının, kararın kesinleşme tarihinden itibaren ticari faizi ile davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Çıkmanın kararın kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ifade etmesine, 4-Karar kesinleştiğinde karardan bir suretin ......
Anonim şirketlerde ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay devri sicil kayıtlarında herhangi bir değişiklik yapmamaktadır. Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesi sadece 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 16/son maddesi gereği aranmıştır. Bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamlarda kesinleşmeye ilişkin kanun hükmü bulunmamaktadır. Anonim şirkette ortaklıktan çıkarılarak ortaklık payının dağıtılması kararının takibe konulabilmesi için kesinleşme şartı düzenlenmemiştir. Bu nedenle ilamın esasının kesinleşmesi şartı olmadığından, kesinleşmeden eda hükmü içeren fer'i niteliğindeki vekalet ücreti ve yargılama gideri alacağı infaz edilebilir, hükmün kesinleşmesi gerekmez. Yukarıda açıklanan gerekçelerde yer verildiği üzere, davaya konu ilamın kesinleşmeden takibe konulmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır....
i şikayet etmeye ilişkin kararının" iptaline, şirketin uğradığı zararların tespiti ile belirlenecek zararların şirketi zarara uğratan ortaklardan tahsili ile şirket hesabına aktarılması, şirketin ve ortakların gerçek kâr payının tespiti, kâr payı dağıtımına izin verilmesi, haksız kâr dağıtımı sonucu yoksun kalınan kâr payı nedeni ile doğan şimdilik 10.000,00 TL'nin davalılardan, hisseleri oranında tahsiline karar verilmesini; birleşen davada ise davalı şirkete kayyum atanmasını talep etmiştir. Asıl davada davalılar vekili,davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile davacı ...'in davalı .......A.Ş'nin ortağı olduğunun tespitine, davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin 22/05/2009 tarih ve 7316 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin 80. sayfasında yayınlanan kararın ve bu karara istinaden alınan 23/03/2010 tarih ve 2010/3 sayılı ...'...
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine; 2) Asıl dava, menfi tespit, birleşen dava çıkma payı alacağı ile eksik imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 10. maddesinde düzenlenen istifa, ortaklıktan çıkma anlamına gelir ve ortaklıktan çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil, ortaklıktan kaynaklanan tüm hakların kooperatife iadesi ile hüküm ifade eder aksi halde ortağın, ortaklıktan kaynaklanan tüm hak ve yükümlülükleri devam edecektir....
İlk derece Mahkemesince, davanın HMK 114/1-d, 115/2 gereği pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine, davacının kar payına yönelik talebinin reddine, davacıya davalı şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesine, 783.110,29 TL ayrılma akçesinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı şirket vekili istinaf yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davalı şirket vekili temyiz etmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi'nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi'nce esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
, davacının kâr payı alacağına ilişkin olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL'nin şirket tahsilini talep etmiştir....
ortaklıktan çıkardıklarını, üzerine kayıtlı ne varsa aldıklarını " beyan etmiş, tanık ...; "babasının kendisine ait mermer fabrikasını davalı şirkete devrettiğini, şirket ortakları ..., ..., ..., ...'...
- KARAR - Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ortağı iken 09.12.2009 tarihinde ortaklıktan istifa ettiğini, müvekkilinin, kooperatiften, 186.854,67 TL çıkma payı alacağı ile kooperatife ait arsanın değerinden hissesine düşen 40.000,00 TL ve huzur hakkı olarak da 10.500,00 TL alacağı bulunduğunu, 2009 yılı bilançosunun kabul edildiği 10.04.2010 tarihli genel kurul toplantısında, ödemenin 3 yıl içinde, 6 eşit taksit halinde yapılacağı şeklinde erteleme kararı alındığını, erteleme kararının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, toplam 237.354,67 TL alacağın davalıdan faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, erteleme kararı alındığı için çıkma payı alacağın muaccel olmadığını, çıkma payı dışında arsa payı bedeli olarak ortaklara ödeme yapılmasının yasal dayanağı bulunmadığını, hiç bir yöneticinin huzur hakkını fiilen almadığını, fiilen taşeron gibi inşaatı yürüten üye S.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki çıkma payı alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin 16.09.2004 tarihinde 20.000,00 TL ödeyerek davalı kooperatife şartlı ortak olduğunu, 2008 yılında aidat borcunu ödemediği gerekçesi ile ortaklıktan çıkarıldığını, ancak ödediği aidatın iade edilmediği ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin 16.09.2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 07.12.2011 havale tarihli dilekçesi ile davasını ıslah etmiş ve 18.945,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....