Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2023 NUMARASI : 2022/226 Esas 2023/149 Karar DAVACILAR : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : Ticari Şirket Ortaklıktan Çıkmaya İlişkin DAVA TARİHİ : 01/04/2022 KARAR TARİHİ : 14/09/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/09/2023 Taraflar arasındaki ticari şirket ortaklıktan çıkmaya ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin şirket ortaklığından çıkmak istediğini, 4 Ocak 2019 tarihinde şirket ile ilgili pay devri tescili yapılmış olup bu tescile göre son ortaklık yapısının ... ( 6 adet paya karşılık gelen 3000,00 TL ) , ... ( 7 adet paya karşılık gelen 3500,00-TL ) , ......

    marka değeri olarak beyan edilen değerin davalı şirketin sektördeki pazar payı olabileceği, ancak pazar payı isteğinin ayrıca değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı, şirketin tescilli bir markasının varlığının da iddia ve ispat edilmediği, aktiflerin rayiç değer üzerinden değerlendirilerek düzeltilmiş bilanço üzerinden davacının çıkma payı belirlendiği, çıkma kararının taraflar arasındaki güvensizlik gözetildiğinde her iki taraf yararına bulunduğu gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece yukarıda belirtilen gerekçe ile davacı ortağın ortaklıktan çıkma talebinin haklı olduğuna kanaat getirilmiş ise de, 6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi uyarınca haklı sebeplerin varlığı halinde ortağın ortaklıktan çıkmasına mahkemece izin verilmesi gerektiği, bu hususta açılan davanın tespit davası niteliğinde olmadığı, davacının da dava dilekçesinde bu konuda herhangi bir tespit talebinin bulunmadığı, ayrıca 6102 sayılı TTK'nun 616. maddesi hükmüne göre de, genel kurulca kar payının dağıtılması yönünde karar verilmedikçe, kar payının dağıtılmasının da mümkün olmadığı,ancak karın dağıtılmasında anasözleşmedeki hükümlerin de ayrıca dikkate alınması gerektiği, yine TTK'nun 636/2 maddesi uyarınca davacının çıkmaya izin talebinin yerinde olduğunun kabul edilmesine ve davacının da açık talebine karşın (Davacı dava dilekçesinde açıkça, hesaplanacak ayrılma akçesinin yani çıkma payı alacağının da verilmesini talep etmiş olduğundan) , çıkma hakkına bağlı olarak çıkarılma kararı ile...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava davacı tarafından davalılar aleyhine açılan şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat, kar payı alacağı, ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesinin ödenmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir....

          İhtiyati haciz kararına dayanak ilam anonim şirket çıkma payı alacağına yöneliktir. Anonim şirket ortaklığından çıkma kararı inşai nitelikte bir karardır. Lehine ihtiyati haciz kararı verilen şirket ortaklarının itiraz eden borçlu şirket ortaklığından çıkmaları ancak kararın kesinleşmesi ile mümkündür. Bir başka anlatımla, karar kesinleşene kadar lehlerine çıkma payı alacağı hüküm altına alınan ortaklar şirket ortağı olmaya devam edecektir....

            DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 06/08/2020 KARAR TARİHİ : 17/02/2021 YAZIM TARİHİ : 22/02/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Ortaklıktan Çıkma davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı dava dilekçesi ile; 2010 yılında ... ile birlikte kurulan davalı şirkette 1/250 hissesinin kendisine ait olduğunu, kurulduğu tarihten bu güne kadar şirketin faaliyette bulunmadığını, şirketin işleyişi ile ilgili herhangi bir bilgi alamadığını, kar payı dağıtılmadığını, şirket hakkında sürekli icra takipleri yapıldığını öğrendiğini belirterek davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. KANITLAR: Vergi kayıtları, sicil dosyası, tanık beyanları, sözleşme vs....

              çerçevesinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin haklı sebebin oluştuğu iddialarının ispatlanamadığı kanaatine varılarak davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, şirketten çıkmaya izin verilmesi talepli davada husumetin münhasıran şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup ortaklara husumet yöneltilemeyeceği, davalı ortak Saadettin aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti olmadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir....

                Noterliği'nin 13.03.2018 tarih ve ... yevmiye no'lu cevabi ihtarında, müvekkilin kâr payı alacağı olmadığının, şirket payının devri için görüşme yapılabileceğinin bildirdiğini, ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, müvekkilin şirket ortaklığına devam etmesi mümkün olmadığından, müvekkilinin haklı sebeple şirket paylarını gerçek değeri üzerinden satmak ve ortaklıktan çıkmak istediğini belirterek müvekkilin ortaklıktan çıkma talebinin kabülü ile, hüküm tarihine en yakın gerçek / piyasa rayiç değeri üzerinden hesaplanacak hisse ve ayrılma payı değerlerinin, şimdilik 2.000,00 TL olarak hak kazanıldığı günden itibaren işletilecek reeskont faiziyle tahsiline, 15.03.2007 tarihinden bu yana gerçek kârın tespit edilerek şimdilik 2.000,00 TL olarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, bu mümkün olmazsa şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Noterliği'nin 13.03.2018 tarih ve 02793 yevmiye no'lu cevabi ihtarında, müvekkilin kâr payı alacağı olmadığının, şirket payının devri için görüşme yapılabileceğinin bildirdiğini, ancak taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığını, müvekkilin şirket ortaklığına devam etmesi mümkün olmadığından, müvekkilinin haklı sebeple şirket paylarını gerçek değeri üzerinden satmak ve ortaklıktan çıkmak istediğini belirterek müvekkilin ortaklıktan çıkma talebinin kabülü ile, hüküm tarihine en yakın gerçek / piyasa rayiç değeri üzerinden hesaplanacak hisse ve ayrılma payı değerlerinin, şimdilik 2.000,00 TL olarak hak kazanıldığı günden itibaren işletilecek reeskont faiziyle tahsiline, 15.03.2007 tarihinden bu yana gerçek kârın tespit edilerek şimdilik 2.000,00 TL olarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsiline, bu mümkün olmazsa şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  izin verilmesini ilişkin talebi terditli talep olarak ileri sürülmesine rağmen TTK'nın 638. maddesinde düzenlenen haklı nedenle ortaklıktan çıkmaya ilişkin haklı nedenlerin kanıtlanmadığı, şirketin zarar etme olgusunun ortak ve yönetici olan davacı açısından başlı başına haklı neden sayılamayacağı belirlenmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu