Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Talep; ihtiyati tedbirin durum ve koşulların değişmesi nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafından ortaklıktan çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemiyle dava açıldığı, mahkemece 05.06.2020 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinafı üzerine Dairemizin 2020/848 esas 2020/983 karar sayılı ilamıyla, mahkeme kararının kısmen kaldırılarak davalı şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerine takdiren 500.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir konulmasına kesin olarak karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu kez davalı vekilince, durum ve koşulların değişmesi nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılması talep edilmiş olup, ilk derece mahkemesince istinafa konu 27.06.2022 tarihli ara karar ile bu talebin reddine karar verilmiştir....

    ilişkin beklentileri ve emsal olarak yaşayan şirketlerin gerçek değerinin dikkate alınması gerektiğini belirterek; tüm bu nedenlerle müvekkilinin haklı nedenlerle şirketten çıkmasına, dava tarihi itibariyle şirketteki %34 hissesine düşen ayrılma akçesinin ve kişisel alacaklarının gerçek değerinin belirlenerek, dava tarihinden itibaren banka reeskont faiz oranı ile birlikte müvekkiline ödenmesine, ortaklıktan çıkma isteğinin kabul edilmemesi halinde şirketin feshi ve tasfiyesine ve bu durumda da davacının payının gerçek değerinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      .- DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 01/03/2017 KARAR TARİHİ : 20/04/2022 YAZIM TARİHİ : 26/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı ... Teknolojileri Otom. Müh. Mak. San, ve Tic.Ltd.Şti. 'nin %50 hissedarı olup, esas sermaye borcunun tamamını ödediğini müvekkilinin davalı şirketin diğer ortağı, aynı zamanda da yetkilisi ... ile ortaklıktan ayrılmaya ilişkin görüşmeler yapmasına karşın taraflar arasında finansal şartlarda anlaşma sağlanamadığını, ortaklıktan ayrılma hususunda TTK 638/2 bendinde aranan haklı sebeplerin meydana geldiğini, davalı şirketin idaresi; kuruluş tarihi olan 08/05/2014 tarihinden itibaren ilk 5 yıl için ...'...

        Şirketinin, davalı şirketin %45 hisse sahibi olduğu bir şirket olması ve ... şirketinin ortakları arasında meydana gelen uyuşmazlık nedeniyle şirketin faaliyetlerinin şu anda askıda olduğunu, ortakların kendi aralarında uyuşmazlığı gidermeye çalıştıklarını, ortaklıktan çıkma veya fesih talepleri gündeme geleceğinden durumun belirsizliğini koruduğunu, davalı şirketin borçlu olması nedeniyle, davacı şirketin hissesini davalı şirket ortağına 1 Euro karşılığı devri ile çıkmasına, ayrılma akçesi, fesih ve tasfiye taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davalı şirketin %50 payının davacı şirkete, %45 payının .... Şti'ne, %5 payının ise ...'e ait olduğu, 03.05.2016 tarihinde ...'...

          feshine karar verdiğini, çünkü esas olan şirketlerin devamı ilkesi olduğunu, davacı ile davalı çıkma payının ödenmesi konusunda uzlaşı içerisine girdiğinin görüldüğünü, davalının şirketin çıkma payı ödensin ve davacı şirketten çıkarılsın şeklindeki iradeyi ve kabulü ortaya koyduktan sora bilirkişi raporu sonrasında davacının çıkma payı istediği gelmemesi üzerine çıkma payını kabul etmeyerek şirketin feshini istiyorum şeklinde iradesinin hukuki değeri olamayacağını, mahkeme huzurunda defaten ifade ettiği davacının çıkma payının ödenerek şirketten çıkarılması şeklindeki kabulünden dönemeyeceğini, yerel mahkeme "davacının talebini para alacağına çevirerek çıkma payı bedeli kadar bedel artırımı suretiyle dava değerini de artırırak talep de bulunması hususu ise ıslah olarak kabulü ile davacıya süre vermiş ve bedelin artırılmasına imkan ve ortam sağlamış iken bu usul hukuku müessesinin yok sayılmasının doğru olmadığını, davalı taraf davanın çözümsüz kalması için oyun oynadığını, davalı şirket...

            GEREKÇE :Dava, davacıların sermaye payının ödenmesi, ayrılma akçelerinin hesaplanarak davacılara ödenmesi, davacıların ortaklıktan doğan borçlarının tümünün dondurulması, TTK hükümleri uyarınca davacıların şirket ortaklığından çıkarılması istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı şirketin esas sözleşmesinde çıkma ve çıkarılmaya ilişkin özel düzenlemeler bulunmadığından, bu konuda 6102 sayılı TTK hükümleri uygulanacaktır. 6762 sayılı TTK’da olduğu gibi 6102 sayılı TTK’da da “haklı sebep”lerin nelerden ibaret olduğuna değinilmemiştir. Bu nedenle, çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebebin gerçekten var olup olmadığı yahut haklı olup olmadığı kararlaştıracaktır (Yargıtay 11. HD 22.11.2001). Haklı sebep kavramından neyin anlaşılması gerektiği veya haklı sebeplerin neler olduğu, kanunda tanımlanmamış ve örnek olarak da gösterilmemiştir. Bu kavramın niteliklerinin gösterilmesi ve tanımlanması yargı kararlarıyla öğretiye bırakılmıştır....

              Davacının istifa tarihi 09.03.2010 olduğuna göre çıkma payı alacağı istifa ettiği yılın bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan bir ay sonra yani 2011 yılı içerisinde muaccel olacaktır. Ne var ki, somut olayda davacı üyenin çıkma payı alacağı henüz muaccel olmadan 29.06.2010 tarihli genel kurulda davacının çıkma payı alacağı benimsenerek ödenmesi konusunda karar alınmıştır. Bu karar, ödeme yapılmamasına ve ödemenin ertelemesine değil, ödeme yapılmasına yönelik olup, çıkma payının ödenmesi benimsenmiş olmakla Kooperatifler Kanunu'nun 17. maddesine uygun bir erteleme kararı değildir....

                Takip konusu ilamın incelenmesinde Edremit 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/57 E. 2019/631 K. ve 03/12/2019 tarihli dosyada davacının ... davalının Özbeyler Sağ.Özel Hastahane Medikal İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi olduğu, davacının talebinin şirketin feshi ya da tasfiyesi mümkün olmadığında ortaklıktan çıkarılma payının dağıtılması olduğu, ilamda davanın reddine, davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedildiği görülmüştür. Uyuşmazlık ticari şirketlerde ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve payda mülkiyet değişikliklerine ilişkin ilamların kesinleşmeden icra takibine konulup konulamayacağı hususunda toplanmaktadır. Gerek öğretide gerek Yargıtay uygulamalarında ilamların kesinleşmeden icraya konulması kural olup, keşinleşmeden icra takibi yapılamaması ise istisnadır....

                  Maddesi deki düzenleme karşısında, şirket ortağının, ortaklıktan haklı sebeple çıkma hakkını ortadan kaldıracak sözleşmeleri geçerli olmadığı gibi iş bu sözleşmenin, davalı şirketi ile yapılmış şirket sözleşmesi olmadığı, yine şirket sözleşmesi olmayan iş bu harici sözleşmeden çıkma halinde, çıkma payının hesaplanmasına dair sözleşmenin 3b maddesindeki sözleşme hükmünün Türk Ticaret Kanununun 641/2....

                    Bölge Adliye Mahkemesince, davanın limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğine haiz olduğu, arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK'nun 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Anayasamızın 9. maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, ülkemizde yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılacağı ve 36. maddesinde de, herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, mahkemelerin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacakları esası benimsenmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu