Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Limited şirketlerde ortakların ortaklıktan doğan şahsi ve mali hakları söz konusudur. Ortakların pay hakkı, şirket kârına katılma hakkı gibi mali haklarının yanı sıra, oy kullanma hakkı, ortaklığı yönetim ve idare hakkı gibi şahsi hakları mevcuttur. Limited şirketlerde ortağın şahsi haklarından biri de 6102 sayılı TTK’nın 638. maddesinde düzenlenen, ortağın ortaklıktan çıkma hakkıdır. Çıkma hakkı, ortağın özgür iradesi ile ortaklıktan çıkma istemini içerir. Çıkma hakkını kullanarak ortaklıktan ayrılan ortağın, ortaklığa ait bütün hak ve mükellefiyetleri sona ererek şirketle arasındaki bütün ilişkisi kesilmiş olacaktır. Limited şirketlerde ortakların tek yanlı iradeleriyle şirketten ayrılmaları kural olarak mümkün değildir. Bunun için ortağın çıkma iradesinin bir hukuki temele dayanması gereklidir. Bu temel 6102 sayılı TTK’nin 638. maddesi gereğince ya esas sözleşmesel ya da kanuni olabilir....

    HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava,TTK'nun 638/2 maddesi gereğince açılan limited şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve çıkma payının ödenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece davanın niteliği gereği arabuluculuk dava şartına tabi olduğu ve davadan önce davacının arabulucuya başvurmamış olması nedeniyle bu yönden arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf edilen bu karar yönünden uyuşmazlık, şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve ayrılma payının ödenmesi talepli açılan işbu davada 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 Maddesindeki arabuluculuğun dava şartı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Eldeki ticari şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi ve ayrılma payının ödenmesi davası bakımından düzenleme iki yönden incelenmelidir....

    HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, limited şirket ortaklığından çıkma, kâr payı ve ayrılma payının ödenmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davacının sahteliğini iddia ettiği 2014/01 Karar numaralı Kayseri 1. Noterliğinin 09098 yevmiye nolu 24/04/2014 tarihli tasdikine konu ortaklar kurulu kararında davacı ortağın imzasının bulunmadığı, söz konusu kararın sahte olduğu, davacı ortak adına atılan imza ile oluşturulan imza sirkülerinin -davacı ortak zarara uğramamış olsa dahi- davacı için ortaklıktan çıkma bakımından haklı sebep teşkil ettiği gerekçesiyle davacının haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıktığının tespitine, çıkma payı ve kar payı talepleri yönünden açılan davanın ise reddine karar verildiği görülmüştür. 6102 sayılı TTK’nin 638/2. maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” hükmünü haizdir....

    638.maddesi gereğince müvekkilinin %30 sermaye payının tespitini, tespit edilen %30 sermaye yapının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline ve ortaklıktan çıkmasına izin verilmesine, müvekkiline ait sermaye payının tespitine ilişkin maddi değerine dava tarihinden itibaren ticari reoskont faizi yürütülmesini talep ve dava etmiştir....

      Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ,,, esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, müvekkilinin TTK 638 ve devamı madde hükümleri gereğince ortaklıktan çıkmasına, müvekkilinin ortaklıktan çıkma ve kar payının tespitine, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL ortaklıktan çıkma ve 5.000,00-TL kar payı bedelinin tahsiline, davalı şirkete davacı müvekkili tarafından konulan demirbaş eşyaların tespiti ile işbu eşyaların aynen davacı müvekkiline iadesine, demirbaş eşyaların aynen iadesinin mümkün olmaması halinde, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL demirbaş eşya bedelinin davacı müvekkiline ödenmesine, davacı müvekkilinin davalı tarafından haksız ve kötü niyetle yapılan usul ve yasaya aykırı işlemleri nedeniyle uğramış olduğu maddi zararları tazmin amacıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi zararın ve tazminatın davalılardan tahsiline, müvekkiline uygulanan psikolojik şiddet, usul ve yasaya aykırı...

        Somut olayda; dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

          Hukuk Dairesi'nce, davalı şirketin karoser üzerine imalat işi ve panelvan araçların münübüse dönüştürmesi işi ile iştigal ettiği, şirketin faaliyet alanı ile ilgili davacı ile şirket arasında anlaşmazlık çıktığı, uyuşmazlıkların mahkemeye intikal ettiği, taraflar arasındaki karşılıklı güven ilişkisinin ortadan kalktığı ve şirket ortaklarının asıl amacının şirketten kâr payı almak olduğu göz önüne alındığında ortaklıktan çıkma şartlarının oluştuğu, çıkma payının karar tarihine en yakın tarih olan değeriyle tahsil edileceğine ilişkin kural gözetildiğinde hesaplamayı nasıl yaptığını açıklamasa da mahkemenin karar tarihindeki kur üzerinden hesap yaptığı, karar tarihi olan 14.12.2016 tarihli TCMB döviz efektif satış kuru itibariyle davacı payının değerinin 1.003,313,71TL olduğu, talepten fazlasına karar verilemeyeceğinden ıslah edilen miktara göre karar verilmesinde bir hata olmadığı, Türk parası sermayeli şirketin çıkma payının yabancı para üzerinden ödenmesi isteğinin yasal görülmediği,...

            feshine karar verdiğini, çünkü esas olan şirketlerin devamı ilkesi olduğunu, davacı ile davalı çıkma payının ödenmesi konusunda uzlaşı içerisine girdiğinin görüldüğünü, davalının şirketin çıkma payı ödensin ve davacı şirketten çıkarılsın şeklindeki iradeyi ve kabulü ortaya koyduktan sora bilirkişi raporu sonrasında davacının çıkma payı istediği gelmemesi üzerine çıkma payını kabul etmeyerek şirketin feshini istiyorum şeklinde iradesinin hukuki değeri olamayacağını, mahkeme huzurunda defaten ifade ettiği davacının çıkma payının ödenerek şirketten çıkarılması şeklindeki kabulünden dönemeyeceğini, yerel mahkeme "davacının talebini para alacağına çevirerek çıkma payı bedeli kadar bedel artırımı suretiyle dava değerini de artırırak talep de bulunması hususu ise ıslah olarak kabulü ile davacıya süre vermiş ve bedelin artırılmasına imkan ve ortam sağlamış iken bu usul hukuku müessesinin yok sayılmasının doğru olmadığını, davalı taraf davanın çözümsüz kalması için oyun oynadığını, davalı şirket...

            görevinin tasfiye memurunda olduğu, dolayısıyla 17.09.2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ve mutabakat zaptının gelinen aşamada uygulanabilirliğinin kalmadığı ve davacının davalı şirketten de ortaklıktan çıkma payı talep edemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın usulden, diğer davalılar aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesinin 2019/890 E.-2019/867 K. sayılı ilamı ile " dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup.. " belirtmesinin yapıldığı görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu