GEREKÇE: Asıl dava kar payı ödenmesi, ortaklıktan çıkmaya izin, çıkmaya payının ödenmesi, olmadığı takdirde şirketi feshi taleplerine; karşı dava ise ortaklıktan çıkarma talebine ilişkindir. Mahkemece asıl dava ve karşı davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. TTK’nın 638/2. maddesine göre "Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir.” Anılan düzenlemede “haklı sebeplerin” neler olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme değerlendirecektir....
MK 638 maddesinde;" (1) Şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir, bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. (2) Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir." hükmü mevcuttur. Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma, ticaret sicili kayıtları ve bilirkişi raporuna göre; davalı şirketin %50 payının davacı şirkete, %45 payının ...Teknolojik ve Kurumsal İşbirliği Sanayi Danışmanlık Dış Tic. Ltd. Şti'ne, %5 payının ise ...'e ait olduğu, 03.05.2016 tarihinde ...'...
Davacı beyanı ve ticaret sicil kayıtlarına göre davalı şirket ortağı olduğu anlaşılan davacının davalı şirkete bilgi talebi üzerine kendisine bilgi verilmediği anlaşıldığından ortaklıktan çıkma talebinin haklı olduğu kabul edilmiş ve şirket mal varlığı tespit edilemediğinden ve davacı tarafça davalı şirkete 16.000,00 TL havale edildiği anlaşıldığından bu miktar kadar davacının çıkma payı olduğu kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olaya döndüğümüzde, dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğine haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkememizce istinaf kaldırma kararı gereğince yeniden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, bilirkişi raporunda, öz kaynakların ve yedek akçenin dosya kapsamında bulunan delillere göre hesaplandığı ve hesaplamanın doğru olduğu, bu miktar toplamının 841.776,35 TL olduğu, bu miktarın kooperatif üye sayısı olan 231'e bölünmesi ile davacının ayrılma payının hesaplandığı ve hesaplamanın istinaf ilamına uygun olduğu, bu bağlamda davacının 3.644,05 TL kooperatif ortaklığından çıkma payı alacağı olduğu kanaatine varılmakla; aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "... dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği..." gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "... dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak bu dava şartının yerine getirilmediği..." gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE karar verilmiştir....
Esas sayılı dosyası ile açılan ortaklıktan çıkma ve kâr payı alacağı davasında 07/10/2020 tarihinde tesis edilen kâr payı alacağı ile ilgili davanın reddine, ortaklıktan çıkma ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/09/2020 tarihinde davalı şirkete 7.825 DM ödeme yaparak şirkete ortak olduğunu, müvekkilinin ödediği paranın dava tarihindeki TL karşılığı belirlenerek ve çıkma payını alarak şirket ortaklığından çıkmak istediğinden ve ayrıca 19 yıl boyunca müvekkiline herhangi bir kar payı ödenmemesi nedeniyle kar payı alacağının doğduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ve şimdilik 1.000,00 TL çıkma payının dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine...
nın 551. maddesi gereğince, haklı nedenlerle davacının şirketten çıkarılmasını ve çıkma payının şirketten tahsilini talep ederek bu davayı açtığı, mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, mahkemece haklı nedenlerin mevcut olduğu kabul edilerek şirketin feshi yerine davacının ortaklıktan çıkma payının tespiti ile şirketten tahsiline karar verildiği, şirket ortağının limited şirketlerde geçerli olan TTK.'...
Alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, yöneticisinin bulunmadığı, borca batık olduğu, gayri faal olduğu, uzun süredir genel kurulun toplanmadığı ve kuruluş amacını yitirdiği, ortaklıktan çıkma ve fesih için haklı sebeplerin oluştuğu, şirketin gayri faal ve borca batık olması sebebiyle davacıya öncelikli olarak çıkma hakkı tanınmasının ortaklar arasındaki menfaat dengesini bozabileceğinden kuruluş amacını yitiren şirketin feshine, davacı tarafın diğer taleplerinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....